Yolcu Yolunda Gerek

48 5 0
                                    

Belkıs akşam üzere konağa geri dönmüştü fakat tek başına dönmüştü. Yolcu Belkıs ın yüzüne bakınca bir tedirginlik düşmüştü içine . Belkıs ın yüzünde iğrenç bir gülümseme mevcuttu.
Yolcu  Belkıs ın yanına geldi ve " Dilruba sultan nerede , sizinle gelmedi mi" diye sordu.
Belkıs" Dilruba sultan uzun zaman önce benim yanımdan ayrıldı. Ben eve döndüğünü sanıyordum. Hala gelmedi mi? Çok ilginç " dedi, dalga geçer gibi.
Yolcu hızla konaktan ayrıldı ve karanlık sokaklarda koşar adımla Kadı kızı nı aramaya başladı.
Yolcu bir yandan kadı kızını arıyor bir yandanda kendi kendine konuşuyordu
" kadı kızı sana söylemedim mi o şeytan bir tuzak peşinde, nasıl bu kadar dikkatsiz davranırsın "diyordu.
Bir süre sonra gözüne yerdeki bir parıltı çarptı . Yere eğildi ve parlayan cismi eline aldı ve iyice bakınca bunun Kadı kızının ayağındaki hallalın boncuğu olduğunu fark etti. Biraz daha ilerleyince bir tane daha buldu. Bu bir tesadüf değildi. Belliki kadı kızı bilerek arkasında iz bırakmıştı.
Bu izler yolcuyu harabe bir eve götürdü.
İçeriye girdiğinde yerde baygın yatan kadı kızını gördü. Hemen yanına koştu. Tam yüzündeki maskeyi çıkaracağı sırada izlenildikleri fark edip vaz geçti. Direk kadı kızını kucaklayıp oradan çıkardı.
Konağa döndüklerinde Belkıs la karşılaştı yolcu.
Hemen kadı kızını odasına çıkardı ve hekim çağrılmasını istedi.
Bir süre sonra hekim konağa geldi. Kadı kızı hala baygın yatıyordu.
Hekim kadı kızını kontrol ettikten sonra" hanım efendi zehirlenmiş . Yüzü solmuş , parmak uçları ve dudakları morarmış . Belirtilere göre ikindi vaktine denk geliyor zehrin verilme zamanı" dedi.
Yolcu " hekim söyle bu nasıl bir zehir , hemen bir tedavi uygulamaya başla" dedi.
Hekim " hanım efendinin dışardan vücudu gittikçe soğuyor, fakat vücudunun içinde bir ateş var ve içini yakıyor.ilk defa böyle bir zehirin etkisiyle karşılaşıyorum. Bende tam olarak kararsız kaldım" dedi.
Yolcu yine çaresizlik içinde çare bulmak zorundaydı.
Şimdi Belkıs ı bir kaşık suda boğsaydı içi soğur muydu.
Düşünmek için de zaman yoktu. Her geçen dakika kadı kızını vücudu bir kuru yaprak gibi solmaya devam ediyordu.
Madem çaresi yoktu , o zaman son dakikalarını beraber geçirip daha sonra her yeri kadı kızını içindeki ateş gibi yakmaya karar vermişti.
Yolcu düşüncelere gömülmüşken Belkıs odadan içeri girdi ve yolcuya yaklaştı" sana  demiştim kimse benim önümde duramaz diye " dedi.
Yolcu sadece bir soru sordu" sen mi yaptı bunu ona".
Belkıs" ben değilim ,fakat belliki kaderde  onun önümde durmasını istemiyor" dedi.
Daha sonra odaya garip giyinişli birkaç adam girip Belkıs ı odadan apar topar çıkarıp konağın dışına sürüklediler.
Yolcu da bu adamları tanımıyordu fakat bu durumda bu yabancılar hiçde dikkatini çekmiyorlardı.
Daha sonra yüzü örtülü bir adam odadan içeriye girdi.
Yolcu adama bakarak" benide öldürmeye geldiyseniz merak etmeyin size karşı gelmeyeceğim " dedi.
Adam" intikam istemiyor musun" diye sorunca Yolcu başını kadı kızının elinin üzerine koyarak 
" şu kısa sürede düşüncelerimde bir sürü kişiyi öldürdüm, bir sürü şehri yaktım ve  bir sürü kez öldüm. Ama içimi soğutamadım. Şimdi ise çok yorgunum . Onun yanında dinlenmek istiyorum, sonsuza kadar " dedi.
Adam" intikam insanın içini soğutmaz , sadece adalet soğutur , sadece adaletin terazisinde zehir bala dönüşür" dedi ve cebinden bir şişe çıkarıp Kadı kızının ağzına aktardı.
Adam konuşmaya devam etti" sana şunu öğretmek istedik , bazen elinden hiç birşey  gelmez , sadece teslim olursun ve su akar yolunu bulur " dedi.
Yolcu " siz kimsiniz " diye sordu.
Adam " biz hiçkimseydik , şimdi ise sen olduk. Yolcu yolunda gerek...

KADI KIZI ve YOLCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin