Artık geç olmuştu ve Belkıs ve Orhan kalkmak için izin istediler. Tam gidiyorlardıki Belkıs kapıda durdu ve" Orhan siz yarın babamla beraber bir davete katılmak için diğer şehre gideceksiniz ben bu halde evde yalnız kalmam doğru olmaz , en iyisi ben birkaç gün Dilruba ile burada kalayım siz geri döndüğünüzde beni alırsınız" dedi.
Orhan " sen nasıl istersen abla" dedi ve oradan ayrıldı.
Kadı kızı pek memnun olmasada bu misafirlikten ,mecburen kabul etti.
Gece yarısı olmasına rağmen kadı kızının gözün bir türlü uyku girmiyordu. Odasında dolanıp duruyordu. Derken odanın kapısı aralandı ve içeriye Yolcu girdi.
Kadı kızı " sen miydin" dedi.
Yolcu " neden hala ayaktasın , uzun süredir ayak seslerini duyuyorum , merak etti" dedi.
Kadı kızı " Belkıs yüzünden uyuyamıyorum , ne düşünüyor acaba ve neden burada kalmaya karar verdi. Kesin birşeyler peşinde" dedi.
Yolcu " bunu bende düşündüm ve bence artık uyu " dedi.
Kadı kızı " o zaman birimizin düşünmesi yeterli, o zaman ben uyuyayım ve sende başımda düşünmeye devam et" dedi ve yatağa girip gözlerini kapadı.
Bir kaç dakika sonra uykuya dalmıştı bile.
Yolcu " hem bu kadar uykun var, hemde kendini uyumamak için bu kadar zorluyorsun" dedi ve baş ucuna oturdu.
Sabaha doğru yolcu bir ara oturduğu yerden kalktı ve pencerenin önüne geldi.
Dışarda yağmur yağıyordu ve fırtına vardı. Bir süre izledikten sonra tekrar kadı kızının yanına geri döndü.
Yolcu eliyle kadı kızının saçlarını düzeltirken birde kadı kızı soluk soluğa uyandı.
Yolcu " tamam sakin ol , kabus mu gördün " diye sordu.
Kadı kızı" çok korkunçtu, gerçekten çok korktum" dedi.
Yolcu " ne gördün" diye sordu.
Kadı kızı " rüyamda taşlarla örülmüş bir şehrin yollarında tek başıma dolanıyordum. Hiç insan yoktu.Koskoca şehirde tek başınaydım ve içimi bir korku kapladı.
Daha önce görmediğim bir yerdi.Nedenini bilmiyorum ama o yalnızlık bana çok korkutucu geldi" dedi.
Yolcu " seni korkutan şehir miydi , yoksa yalnız olman mıydı" diye sordu.
Kadı kızı" bilmiyorum , belkide sensiz olmaktı " dedi.
Yolcu kadı kızının elinden tuttu ve pencerenin yanına götürüp pencereyi açtı ve" dün akşam rüzgar çıktı ve ardından yağmur yağdı. Şimdi ise mis gibi toprak kokusunu alabiliyor musun?"dedi.
Kadı kızı derin bir nefes çekti ve" şimdi daha iyiyim , yağmurdan sonra can bulan bir toprak gibi" dedi.
Yolcu kadı kızının omzuna başını koydu ve" sevgin kalbime düştüğünde bende sende can buldum" dedi.
Kadı kızı " bence odadan çıksan iyi olur. Sabah olmuş Belkıs da birazdan uyanır ve yakalanmayalım"dedi.
Yolcu kapıya yönelmiştiki kadı kızı pencereyi işaret etti " burdan çık istersen, bu arada maskeyi almayı unuttun"dedi.
Yolcu maskeyi aldı ve pencereden atladı. Konağın kapısından içiriye girdiğinde ,tam karşısında Belkıs ı buldu.
Belkıs" Okçu bu saatte dışarıda ne arıyorsun" diye sordu.
Yolcu "yanlış konağa mı geldim , burası sizin eviniz değil ve size hesap vermek zorunda değilim" diye cevapladı.
Belkıs" belliki Dilruba sultana çok güveniyorsun, ama sana tavsiye , Dilruba sultan evlendikten sonra tüm güçü eşine geçecek ve sen o zaman ortada kalacaksın " dedi.
O sırada kadı kızıda odasından çıktı ve ililinin yanına geldi.
Kadı kızı " Okçu sana verdiğim görevi yerine getirdim mi? Hani şu babamın bazı mallarını talam edenleri bulmanı söylemiştim ya , onları bulabildin mi" diye sordu.
Yolcu " araştırıyorum hanımım çok az kaldı" diye cevapladı.
Belkıs ise bu söz üzerine tedirgin olmuştu. Kadı kız Belkıs ın kolundan tuttu ve" o yağmacıları bulduğumda ne yapacağımı biliyor musun? Benden çalınan eşyaları geri almak gibi bir huyum yok, o yüzden o mallarla beraber tüm hırsızları yakacak benim için Okçu" dedi ve gülümsedi.
Belkıs kolunu çekti ve hızla odasına geri döndü.
Yolcu " senin bu zekana hayranım, demek sende Belkıs gilin konağındaki o konağa ait olmaya eşyaları fark ettin " dedi.
Kadı kızı " bir yapboz gibi döşenmişti Belkıs ın konağı ve bazı uymayan parçalar vardı. Düşününce bir gariplik olduğu seziliyordu .Belliki o eşyalarla kendilerine bir konum edinmeye çalışmışlar uzun zaman" dedi.
Öğleye doğru Belkıs kadı kızının yanına gelip gezmek istediğini kendisininde ona katılmasını istedi ve kadı kızı bu teklifi kabul etti.
Gezmeye çıkmadan önce kadı kızı ayağına yolcunun verdiği halhalları taktı.
Belkıs görünce "gerçekten çok güzellermiş nerede yaptırdın diye sordu.
Kadı kızı hediye olduğunu söyleyice Belkıs" özel bir hediye mi" diye sordu.
Kadı kızı" özel derken neyi kastediyorsun" diye sordu.
Belkıs" yani senin için vaz geçilmez mi" diye cevap verdi.
Kadı kızı" vaz geçilmez, bu kelime benim hayatında hiç olmayan bir kelimedir. Çünkü benim için bu hayatta vaz geçilmez hiç birşey yoktur" dedi ve gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADI KIZI ve YOLCU
Historische RomaneAdam :Bu kadar kusursuzluk ancak kadı kızında olurdu Kız :Bu dünya bir Han ise o yolcunun ta kendisiydi Asla Arkana Bakma Güvenmek sadece laf ile olmaz.Üstelik hayatında hiç tanımadığın birine. Onların ki sonu ölüm bi...