Yolcu paşanın yanına geldiğinde önemli meselenin ne olduğunu sordu.
Paşa masanın üzerinde duran kılıca doğru baktı ve" asıl görevinizi benden neden sakladınız " diye sordu.
Yolcu " görevimi nerden öğrendiniz" dedi.
"Sarayda benim de gözüm ve kulağım var" diye yanıt verdi.
Yolcu" paşa eğer senin bu gözlerin padişahımızın özeline kadar girdiyse gözlerini bizzat kendi ellerimle söküp çıkarmak benim görevim " dedi.
Paşa" beni de araştırdın mı " diye sordu.
Yolcu yanıt vermedi.O sırada masadaki kılıcı alan paşa yolcuya doğrulttu.Yolcu" ne yaptığını sanıyorsun" deyince paşaya , kapıdan bir tabur asker odanın içine daldı.
Paşa cüretkâr bir tavırla buradan çıkmana asla müsaade etmeyeceğim, aslında sana bize katılmanı teklif ederdim fakat bunun seni yolunda çevirmeyeceğini çok iyi bildiğimden kendimi yormak istemedim " dedi.
O sırada yolcunun gözü bir an kapıya kaydı.Paşa sözüne devam etti" eşin için endişe etmene gerek yok, yemeğini yedikten sonra sonsuza kadar mışıl mışıl uyuyacak, kızım onunla ilgileniyor" dedi ve sinsi bir gülüş attı.
Bu sözleri duyan yolcu bir an bile tereddüt etmeden kılıcını çekti ve odadaki bir tabur askeri biçmeye başladı.
O kadar sinirlenmiştiki hainlerin kol ve bacaklar havada uçuşuyordu.
Yolcunun bu hırsından korkan paşanın ise eli ayağına dolanmıştı.
Yolcunun üstünden yağmur gibi kan sızıyordu.Gözleri bile kan pınarına dönmüştü sanki.En sona paşa kalmıştı. Yolcu paşaya doğru döndü.Paşa yolcunun yüzünün halini görünce "şeytan, şeytansın" diye bağırmaya başladı.
Yolcu iyice yaklaştı paşaya ve "sen" dedi"saraya nasıl ihanet edersin ve padişah efendimizin yanına ajan yerleştirmeye cürret edersin, bunun ortaya çıkacağını hiç düşünmedin mi " dedi.
Paşa orada öleceğini anlayınca yolcunun zayıf noktalarına basmaya çalıştı.
"Kör ve sakat eşin zehirli yemeği yeyip çoktan ölmüştür, ha yemeği yemesede on tane adamım ve kızım kapısının dışında bekliyor onu, öldürmek için " bunu duyan yolcu paşanın gövdesinden başını ayırdı ve hızla kadı kızının odasına doğru koşmaya başladı ama görevli yolcuyu epeyi bir uzağa götürmüştü.Odanın kapısına geldiğinde kapının kapalı olduğunu gördü.Kapıyı açmaya çalıştı ama kapı arka taraftan kitlenmişti.Vurarak kapıyı kıran yolcu kadı kızının sandalyede oturduğunu gördü.
Kadı kızını üstü başı kan içindeydi ve iki elinde de kılıçları duruyordu ve gözleri boş boş pencereye bakıyordu.
Yolcu gözünü yere doğru çevirdiğinde yerde yatan on kadar hainin ve paşa kızının cansız bedenlerini gördü.
Hızla kadı kızının yanına geldi ve sarıldı.Yarası olup olmadığını kontrol ettikten sonra kadı kızının gözlerine baktı.Kadı kızı sandalyede nerdeyse bitkin düşmüş bir şekilde oturuyordu.
Nefes alırken bile zorlanıyordu.Sonra kadı kızı pencereye doğrulttuğu boş bakışlarını yolcunun gözlerine sabitlendi ve yüzünde bir tebessüm belirdi.
" Yüzün hep kan içinde kalmış...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADI KIZI ve YOLCU
Ficțiune istoricăAdam :Bu kadar kusursuzluk ancak kadı kızında olurdu Kız :Bu dünya bir Han ise o yolcunun ta kendisiydi Asla Arkana Bakma Güvenmek sadece laf ile olmaz.Üstelik hayatında hiç tanımadığın birine. Onların ki sonu ölüm bi...