Hasret

13 1 0
                                    

Şura ile Nabila tam da dışarı çıkıyorlardı. Sokağın ortasında duran yabancı otomobil, iki yabancı erkek ama birinin sesi tanıdıktı. Adımlarını sokağa atmıştı ikisi de. Kafasını yerden kaldırınca Şura, Halil bakakaldı. Âşık olduğu kız kendisine doğru geliyordu.

Geceleyin bir şiir oldun dilime

Ey Yâr! Gözlerin girdi şiirime

Bakarken zeytin karası gözlerine

Geceleyin bir şiir oldun dilime.

Hasretim ne zamandır, nurlu yüzüne

Ey Yâr! Bu can dayanmaz hasretine

Bakınca can geldi, cansız canıma

Hasretim ne zamandır nurlu yüzüne.

Gönlüm çokça dertli aşkına düşeli

Ey Yâr! Sana aşığım gözlerini göreli

Halilin der ki: Ezelden beri

Gönlüm çokça dertli aşkına düşeli

Halil kapıda kalakaldı. Gördüğü gözler, âşık olup yandığı gözlerdi. Şura tam karşısındaydı, yıllar sonra.

Kapı açılmış Halil kapıdan içeriye girip, Ayşe teyzenin yanına kadar gitmişti.

- Geçmiş olsun Teyze, nasılsınız, iyisiniz inşallah.

Ayşe teyze şaşırmıştı. Kim bu delikanlı diyor bir türlü çıkartamıyordu. 'Halil' dedi sadece.

- Halil sen misin?

- Evet, benim teyze.

- Burada ne işin var, Şura dışarıda seni beklerken.

Halil vefasını gösteriyordu Ayşe teyzeye. Kavuşmalarına sebep olmuştu. Teşekkür etti ve sessizce ayrıldı yanından. Dışarıda bekleyeni bekletmek istemiyordu artık.

Dış kapıya yaklaştıkça heyecanı artıyor, içi içine sığmıyordu. Ne diyecekti ki şimdi âşık olduğu kıza. 'Gözlerine bakarken bayılırım' diyordu içinden. Kapıdan görününce Halil, Şura yığıldı olduğu yere. Nabila tuttu. Yere düşürmedi. Kucağına yatırdı, ayılması için bir şeyler yapması gerekiyordu. Halil'e ve Mustafa'ya baktı, 'Gelin' der gibi. Halil öylece kalmıştı olduğu yere. Mustafa tuttu kolundan, Şura'nın yanına getirdi Halil'i.

Mahalle sakinleri toplanmıştı oraya. Olan bitenden habersizlerdi hepsi de, kimisi elinde kolonya ile gelmiş kimisi su ile. Halil kucağına aldı Şura'yı, hastaneye götürüyordu. Bir sürpriz kendisini bekliyordu.

Uzun Bir HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin