Şura şaşkınlıkla aldı mektubu. Zarfın üzerini okumadı bile, hemen mektubu okumaya başladı. Bir koku burnunu kemiriyor ha tanıyacak derken gözlerine yaş olup mektuba düşüyordu. Halilim deyip mektubu okumayı bıraktı. Koklamaya başladı. Uzun uzun çekti içine kokuyu. Gözleri sel olup akıyor, okumaya takat bırakmıyordu. Öylece mektuba bakıyordu. Baktı, baktı...
"Vaktiyle, bir Cuma günü görmüştüm sizi.
Gözleriniz güneşten bile sıcak, aydan daha parlaktı.
Daima yere baksa da içimi ısıtıyor, yolumu aydınlatıyordu.
Okulun ilk günüydü.
Gülerek geçtiniz önümden.
Gözlerinizin içi gülüyordu ruhuma.
Vaktiyle, bir Cuma günü görmüştüm sizi.
Saçlarınız rüzgârla raks ederken siz aheste aheste geçtiniz önümden.
Saatler ikindi vaktini gösteriyordu belki de.
Aynı sınıftaydık ama size bir türlü duygularımdan bahsedemedim.
Her görüşümde içimde volkanlar oluştu dışarıya çıkartamadım.
Okyanuslara yelken açtı gönlüm, dalgalarla boğuştum size her bakmamda.
Her derste arka arkaya otururduk.
Saçlarınız masama değerdi, ben değdiği yere ellerimi sürerdim.
Vaktiyle, bir Cuma günü görmüştüm sizi.
Elleriniz pamuk gibiydi.
Biriyle kitaplarınızı göğsünüze kapatmıştınız, diğeri yüreğimi dağlıyordu her sallanışında.
İlk konuşmamızı hatırlıyor musun?
Sen benden mendil istemiştin de bende olmadığı için sana bütün sınıftan mendil toplamıştım.
Bu halim güldürmüştü seni, ben dünyanın en mutlu insanı olmuştum.
Bir mendil alıp 'Diğerlerini akla, yarın bir daha istersem herkesi dolanmazsın'
Belli etmiştim belki orada duygularımı ama duymak gibisi yoktu belki de.
Vaktiyle, bir Cuma günü görmüştüm sizi.
Ayaklarınız yere basmıyordu sanki yürürken.
Her ayak sesinde gözlerimden damla damla yaş akıyordu sessizce.
Uzaktan görünmüştün heyecana kapılmıştım bir sabah.
'Günaydın Halil' deyince sen, oraya bayılmıştı ben.
Herkes başıma toplanmış sen korkudan ağlamıştın ya özür dilemeyi unutmuştum
Özür diliyorum şimdi.
Vaktiyle, bir Cuma günü görmüştüm sizi.
Gözleriniz güneşten bile sıcak, aydan daha parlaktı.
Daima yere baksa da içimi ısıtıyor, yolumu aydınlatıyordu.
İşte o vakit âşık olmuştum gözlerinize.
Siz alttan attan bakınca ben erimiştim olduğum yere.
Dört seneyi size âşık olarak geçirdim.
Vaktiyle, bir Cuma günüydü gidişin.
Mezun olduğumuz gün.
O günden sonra sizi çok aradım fakat bulamadım.
Şimdi bir adres geçti elime, bir umut dedim ismine, belki cevap yazarsınız diye size yazıyorum...
Güzel mahallenin güzel Kızına!
Bekletme daha fazla ne olur...
Seni kendinden çok seven Halil"
Şura mektubu sonuna kadar okumaya ancak takat bulmuştu. 'Halil' derken, gözleri kapandı, düştü yere.
![](https://img.wattpad.com/cover/126962223-288-k116937.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzun Bir Hikaye
Novela Juvenilİnsan bazen şiir yazmaz Seni seviyorum da demez Şiir yazamaz belki insan Seni özledim de diyemez İnsanın bazen dili tutulur Konuşamaz Kalbi konuşur Susturamaz Şimdi başlarsanız okumaya bir an da bitirirsiniz. Uzun bir hikaye dedik ama siz uzuuuunca...