7- Özgürlüğe Bir Adım

129 89 56
                                    

"İşte gerekli olan her şeyi getirdiğime göre başlayabiliriz." dedi, gülümseyerek. "Derken?" elindekilere şaşkınlıkla bakarken ağzımdan ancak bunlar çıkabilmişti.Şaşkınlığıma güldü.
"Bunlar seni hazırlamak için gerekenler." sonra biraz kızararak devam etti ''Bu evdeki ilk geceniz olduğu için güzel geçsin istedim. Zaten balayını yaptınız. Sadece buradaki ilk günün unutulmaz olsun istiyorum. Haksız mıyım ? Sonuçta ömrünün geri kalanını bu evde geçireceksin. İlk izlenim önemli. Ahhh, her neyse hadi başlayalım. Öyle şaşkın şaşkın bakacağına gel buraya otur."  işaret ettiği yere oturdum.

"Bak ses çıkarmak, itiraz etmek yasak. Tamam mı ?"

"Makyaj mı yapacaksın, bana ? Ben makyaj yapmayı pek sevmem ki.''

"Evet ama sadece makyaj eşyası getirmedim. Bak işim bittiğinde sen bile kendine hayran kalacaksın.'' deyip eline aldığı kalemi yüzüme yaklaştırdı.

Merve aynanın önüne geçti. Elindeki paketi bana uzattı ve "Bunu giymeden aynaya doya doya bakmana izin vermeyeceğim.'' dedi. Bende hemen itiraz ettim. "Zorla bu kadar şey yaptın.Üstüne üstlük itiraz etmeme bile izin vermedin. Ve şimdi de bana aynaya bakma hakkım olmadığını söylüyorsun. Ama bu haksızlık! '' dediğimde "Elbiseyi giy sonra bakarsın. Sana ne diyorsam onu yap. Hadi kardeşim gelmeden tüm her şey hazır olsun istiyorum. Sen giyin ben de burayı hazırlayayım."

Bu yaşadıklarım kabus olmalıydı.Elbise kesinlikle çok güzel ve zevkli bir seçimdi. Uzun ve sadeydi. Ancak fazlasıyla dikkat çekiciydi. Ayrıca şal da vardı, elbisenin yanında. Bu elbiseyle ve bu şekilde o adamın karşısına çıkacağım düşücesi bile korkunçtu. Ablasıysa gözlerimdeki korkuyu heyecan zannedip hazırlıklarına devam ediyordu. Bana seslenince kendime geldim.
"Eee, hadi ben odayı bitirdim. Sen hazır değil misin, bir sorun mu var ?"
Aslında olduğum yerden çıkmayı pek düşünmüyordum. Sonra aklıma verdiğim söz ve yaptığımız antlaşma geldi. Aslında daha çok benim fikrimi değiştiren Merve'nin bu kadar çaba harcamasıydı. Çıkmam onu hayal kırıklığına uğrattırdı. Her ne kadar istekli olmasam da böyle iyi niyetli birini üzmek isteyeceğim bir şey değildi. Bu yüzden dışarı çıktım.

"Vay be. Maşallah sana yakışacağını biliyordum ama bu kadarını gerçekten tahmin etmemiştim. Kardeşim seni görünce aklını kaybedecek. Şuan kendimle gurur duyuyorum.''

Kapının birdenbire açılmasıyla kollarımdaki şalı yere düşürmem bir oldu. Mert hemen kapıyı kapattı. Hiçbir şeyin farkında değildi.

"Benim uykum var.Ne yaparsan yap. Çok yorgunum. Yarın seni bir güzel sorguya çekiceğim yani kurtuldum sanma."

Ablası şaşkınlıktan bir şey diyemedi. Ben de yerdeki şalı alıp omuzlarımı örtüp daha yatağa varmadan kolundan tuttum.

''Sen kendini ne sanıyorsun ha? Sana uykum var dedim."

"Asıl bu soruyu ben sormalıyım, canım kardeşim!"

Ablasının sesini duymasıyla kendine geldi.

"Abla ne...ne işin var burada ?"

"Etrafına bak anlarsın. Gerçi biz bunları yaparken böyle olacağını düşünmemiştim ya boşver. Hayal kırıklıklarına alıştım ben."

Etrafa göz gezdirdi, hemen. Yerdeki güller, yatağa yayılmış güller, birkaç tane daha yakılmamış mumlar... Tüm bu yaptıklarının farkına varan bir tek Mert değildi. Ben de ürpererek daha yeni farkına varmıştım.

"Abla,burası çok güzel olmuş. Gerçekten içten söylüyorum."

Merve'nin yüzüne gene bir gülümseme yayıldı.
"Biliyorum, kardeşim çok yorgunsun ama bir de Sera'ya bak. O nasıl ?" Hala tuttuğum kolunu çekti. Bir iki adım geriye gitti. Ve bir iki dakika beni süzdü. "Şey, abla..." yutkundu sonra "birçok adam için göz alıcı, büyüleyici." diye devam etti. Ablasının yüzündeki gülümseme büyüyünce o da gülümsedi.

Aşk-ı Kül Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin