Ellie Goulding- Love me like you do
"Haeyoung iyi misin ?"
Gözüm bardağa daldığını fark etmeksizin irkildiğimde en sonunda gözümü çekip anlamsızca suratına baktım. "İyiyim dalmışım " elimde sıcaklığı geçmiş yakma derecesine getiren bardağı köşeye bıraktım."Neden öyle baktın ? Kötü mü olmuş ?" dedi kahveyi işaret ederek, kafamı olumsuz anlamda salladığımda gülümseyerek başka bir şey olduğunu geçiştirmiştim.
Küçük balkondaki, küçük tozlu sehpaya bardağı bırakıp bacaklarımı kendime çektim ve kafamı dizlerime gömdüm. Bir süre böyle durduktan sonra boynum ağrımıştı elim bpynumda kafamı kaldırdığımda yanımdaki yarı uyur bedene baktım.
Çok mükemmel bir suratı vardı ve küçük bedenine çok yakışmıştı.
Birden titrediğini fark ettiğimde ayağa kalkıp daha yeni örtüldüğümü gördüğüm hırkayı üstümden çektim ve onun üstüne örttüm. Kısa kollu pijamalarımla keskin soğuk kollarıma çarpmıştı ve üşümüştüm.
Bir dakika ? Pijama ? Ben buraya pijama ile gelmemiştim ki üstümde eşofman vardı gayet iyi hatırlıyordum
Yani o benim üstümü mü değiştirmişti ? Üstelik bu soğuk yere tekrar getirmişti ya da ben mızmızlanıp uyurgezer halimle gelmiştim.
Çok kafama takmayıp balkon kapısının kulpunu tutacaktım ki elime beni engelleyen bir el koyuldu."Nereye ? Üşüdüysen, al." Üstündeki hırkayı sıyırıp omuzlarıma astı. İkimizde sırayla yer değiştiren hırlanın kollarını geçirerek tam giydim.
"Üzerimi sen mi değiştirdin ?""Ben değiştirdim bir şey yapmadım merak etme, sonra sen yataktan kalkıp yarı uyur biçimde buraya geri geldin."
Fark etmeden böyle şeyler yaptığım oluyordu ve yaptığımı bile hatırlamıyordum. Ona baktığımdan bir süre sonra derin bir nefes aldı ve elini bileğime geçirip kapıyı açtı ve ben de peşinden pıtı pıtı gittim.
Mutfağa girdiğimizde etrafı şöyle bir süzdüm. Gayet toplu ve yeteri kadar eşya vardı.
Bu arada yatak odası bekliyordunuz dimi ? Hayır. Şuan beş dakika boyunca yaptığı önümdeki peynirli tost ile bakışıyordum."Jimin ben aç değilim." kafasını yediği tosttan kaldırıp baktı ve tekrar eğerek konuşmaya.başladı.
"Ye şunu Heayoung."sözünü ikiletmeyip küçük ısırıklarla yemeğe başladım."Şey benim üstümü sen değiştirdin ya ?"
İlgisini çektiği için bu sefer göz temasına geçtiğinde yutkundum. Acaba iç çamaşırlarımdaki karakterleri fark etmiş miydi ?
Bugs Bunny.
"Evet ?" Utandığımı belli edercesine suratımı bacaklarıma çevirdim. Ellerimle oynarken sabrı taşan Jimin'e doğru sonunda söyledim.
"Şey iç çamaşırlarımı gör-"
"O kadar incelemedim konuşmayı bırakıp tostunu fare gibi kemirmeye devam etsene sen."
Yine sözüne karşılık vermeden elime tostumu alarak sardığı peçeteyi sıyırdım.
Sonunda tostumu bitirmem ve mutfaktan çıkmamız ile şuan tahmin ettiğiniz gibi yatak odasındaydık.
"Sen burada yat oturma odasında yatarım ben." o kapıya ilerleyip çıkacakken engel olup mahçupça reddettim."Hayır, sen burada yat burası senin evin."
Yatağın üstünde duran yastıklardan birini aldıö ve kapıya doğru yanına ilerleyip sırtından itleyerek onu içeri soktum."Gidiyorum sabah uyandırırsan kahvaltıyı hazırlarım" dediğimde sadece bakmıştı.
Odadan çıkmış koridorda ilerliyordum ki "Heayoung!" diye bağırdığında arkamı döndüm.Kucağıma yapıştırdığım yastığı önümden çekip yere atmış ve aramızda bariyer kalmadığında lollarını belime dolamıştı.
"Heayoung neden sana sarılma ihtiyacı duydum bilmiyorum sadece, sadece sarılmak istedim." yutkunarak hislerime engel olmaya çalıştığımda kokusu diklatimi dağıtıyordu.
"Önemli değil Jimin."
Ben daha karşılık veremeden belimdeki minik olan ellerini çekti ve bedenini benden uzaklaştırdı.
"İyi geceler Heayoung"
.
.
.