4 🌼

4.2K 257 76
                                    

Tokyo Ghoul-Unravel

"Jimin papatyaları çok mu seviyorsun ?"

Yine gece sohbetiyle konuşmaya dalmıştık, sabah bir değişiklik olmamıştı.

Sorduğum soruya yüzünü tuhaf bir hal alırken  kafasını salladı. "Papatyaları severim, gül kadar renkli ve kokulu olmasa da hoşuma gidiyorlar."

Mutfak masasındaki sarı örtüde, salondaki soluk krem rengi duvarda asılmış çerçevelde, buzdolabında magnet olarak yapıştırdığı papatya işlemelerinden anlamıştım. Bir erkeğe göre fazla çek döşemeliydi.

O kadın da severdi.

"Papatyalar hoş olsa da onları seven insanlar hoşuma gitmiyor"

Birman şöyle bir düşününce söylediğim şeyi yanlış anlayacağından korkarak dudaklarımı dişleyerek suratına baktım.
Tepkisini merak ediyordum.

"Beni mi kastediyorsun ?" Al işte sıçtın şimdi de sıva Heayoung. "Hayır Jimin seni kast etmiyorum annem daha doğrusu üv-, neyse seni kastetmedim."

dyip yerde gezinenen yastığı alıp tozlarını silktiğimde oturma odasına doğru gitmeye başlamıştım ama arkamdam seslenmesi ona doğru dönmemi sağladı.
"Heayoung, orada ben yatacağım."

Bir yandan bana doğru gelirken kollarımda sıkıca tuttuğum yastığı çektğinde koşarak koltuğa doğru zıplayıp başının altına da yastığı koydu.

"İyi geceler şimdi yatabilirsin."

Pekala, burada yatana kadar pes etmeyecekti sanırım arkamı dönerek koridordaki gıcırtının üstünden geçerken korku filmlerini aramaksızın tedirginleimiştim.

Kapıyı açtım ve sesli bir şekilde kapatıp gardıroba ilerlediğimde açtığım gibi üstüme atlayacak canavlara kolumu siper ederek engellemii en üst
bölmesinden yastığı ucundan tutup almaya çalıiıyordum.

Dediğim gibi üst bölmesinde.

Yetişemiyordum ki, boyum tam tamına geçen ölçtüğüm kadarla bir buçuk metreydi. Elli santim doğup nasıl yirmi iki yaşıma kadar sadece bir metre uzamış olabilirdim ki ?

Süt de içiyordum öyle yemek de ayırt etmezdim fakat annem de kısaydı, genetik olmalıydı. Bu arada süt demişken canım da çekmişti, muzlu kutu süt.

Düşüncelerimden ayrılmamın sebebi kapının gıcırtıyla açılmasıydı.

"Heayoung." canavarın olmaması içime su serperken ona doğru sitemle baktım.

"Jimin birden girme öyle korktum, ha bir de şey dicektim boyum çok kısa yastığa ulaşamıyorum yardım eder misin?"

Uykulu gözlerini yumruk yaptığı elleriyle ovalarken zar zor açtığında kafasını salladı ve saçlarını geriye atarak bana doğru geldi.

Arkama geçip üst bölmeye doğru kolunu uzattı ve yastığı ucundan tutup çekti fakat çekti çekmesine de o yumuşak yastık tüm hızıyla suratıma çarpmıştı.

"Siktir burnum." tamam yani yastık yumuşak olabilir ama sert çarpmıştı.

"Pardon fark etmedim, iyisin ?" ellerimle yamulmuş burnumda gezinirken onunla göz temasına geçtim.
İyi değilim.
Kalbim küt küt oluyor sana karşı Park Jimin.

"İyiyim bu arada yastık için teşekkürler artık yatayım."

İçimden geçenleri ona aktarmaksızın ellerimi kavuştururken bana bir süre öylece baktı ve perdesi açık olan pencereye dönerken candaki yansımama bakışlarını sabitledi.
"Bu pencereden her gece dışarıyı seyrederim eğer sorun olmazsa sen yatsan bende dışarıyı izlesem olur mu ?"

Pekala kalsa ne olurdu ki, en fazla sevişirdik.
Ne diyordum lan.

"Senin odan zaten kalabilirsin."

Gülümseyip elimde tuttuğum yastığı yatağa fırlattım ve çoraplarımı da dolabın köşesine koyup yorganı açtım, soğuk yatağa en sonunda girmiş sıcaklığımla ısınmasına şahit oldum
Ona baktığımda ise...
.
.
.

hırsız • park jimin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin