Jeon jeongguk- Nothing like us
"Heayoung ağlama, ben ağlattım seni özür dilerim."
Ağlamam durmuyordu daha çok hıçkırıklara boğuluyordum.O böyle bir hayatı hak etmiyordu,hak etmiyordu
"Ağlamayacağım."
Derin nefes alıp ağlamama son verdim.Kollarımı ondan ayırıp ona baktım.
Gülümsedi.Kılıfı alıp telefonuna taktı."Bir dakika Heayoung ?"
Anlamaz tavırlarımla ona baktığımda
"Bu çift kılıfı değil mi ? Yarım kalp var."
Diyip kılıfını gösterdi.
Kıkırdadım.
"Evet Jimin diğer kılıf da bende"
komidinin üstünde duran telefonumu aldım ve arkasını çevirip ona gösterdim.
"Neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum."
Neden almıştım ki? Herhalde dost olarak düşündüm.
"Heayoung, bunlar sevgililer için dostlukla alakası yok ama olsun yine de çok teşekkürler."
Binici teşekkürüydü galiba.Kafamı salladım.
"Hayırlı olsun Jiminie~"
Kafasını okşayıp oturduğum yataktan ayağa kalktım.
"Şimdi bana açıkla koltuğa kahve dökülmemiş"
Tek kaşımı kaldırıp sorgulayıcı bakışlarımı attım.Gözlerini kaçırdı.
"Ya ben sabah sildim orayı.Sen uyuyordun."
Gözlerimi kısarak bakmaya devam ederken o da yataktan kalktı.
"Öyle dedim ya!"
Emin değildim.Kahve öyle kolay çıkacak leke değildi.
"Tartıştığımız konuya bak."
Söylenirken dudaklarımı yalayarak cevap verdim.
"Jimin ! Doğruyu söyle bana kahve lekesi kolay çıkmaz."
Pes edecekti.Biliyordum kollarını kaldırdı.
"Tamam Heayoung korktum tamam mı ? Gök gürültüsünden.