Lütfen medya ile okuyun müziği seversiniz umarım,başı biraz sıkıcı müzik ama güzel...♡
Sertab Erener - Olsun
"Heayoung galiba... senden hoşlanıyorum."
Söylediği şeyi farkına varınca kollarını bedenimden ayırdı.Şaşkınlıkla ona bakarken benden farkı yoktu.
" Affedersin söylememeliydim."
Ayağa kalktı ve kapıya ilerledi.
"Jimin !"
Sadece durdu. Yüzüme bakmamıştı.Koşarak bu sefer ben sarıldım ona.Çok sık sarılsakta sarılmamı sevdiğini hissedebiliyordum.
"Ben de senden hoşlanıyorum."
Bir süre böyle durduktan sonra omzumda ıslaklık fark ettim.Bu anı bozarak,
"En sevdiğim kıyafetiimm.Sümüklü şey seni."
Gülerek ona bakarken o da güldü.
"Özür dilerim, daha iyisini alacağım."
...
Şuan beni yeni telefonumdan arayan babamın numarasıyla gözlerimi baykuş gibi açtım.
"Jimin.." Yanımda başını omzuma yaslamıştı ben seslendiğimde ise bana baktı.
"Hmm..Ne oldu ?"
Gözlerimdeki şaşkınlığı görünce endişeli haline büründü.
"Sana ne oldu dedim ?!"
Hala ona öyle bakarken telefonumu ona doğru çevirdim
"Bu kim ?"
Babamdı. Telefona kaydetmediğimden bilmiyordu zaten artık çalmıyordu.
"Babam Jimin."
O da benim gibi bakmaya başladığında hemen telefonumu elimde çekerek birini aradı.Babamın olduğunu düşünüyordum.
"Alo ? Ben Heayoung'un sevgilisiyim."
Bu cümlede tek bir söze takılmıştım.sevgilim..
"Evet yanımda güvende onu benden alamayacaksınız."
Baban seni bulduğunda git diyen oydu.Ama ben onu bırakmayacaktım.Telefonla konuşmayı bıraktı ve sehpaya bıraktı.
"Heayoung baban..kapının önündeymiş."
Kolumdan birden çekti ve aşağıya indirdi.Demir kapıyı ittiğinde siyah bir mercedes vardı.Beni burada bıraktı ve eve geri döndü.Beni bırakacak mıydı ? Bırakmazdı değil mi ?
Geri geldiğinde derin bir nefes aldım,beni bırakmamıştı fakat elinde bavul görünce gülümsemem birden soldu."Jimin...Gitmeyeceğim hayır."
Ağlamaya başlamam ile onunda gözlerinden damlayan göz yaşlarını fark ettim.
Jimin beni göndermemelisin."Bin artık arabaya Heayoung sabaha kadar bekleyemem."
Babamın arabadan inip yanıma ulaşması ile Jimin'e hüzünle baktım.Daha demin benden onu alamayacaksınız diyordu.
"Baba, alma beni onun yanından ben istemiyorum"
Sakin ağlamam çığlığa dönüştü ve hıçkırıyordum.Jimin arkasını dönmüştü fakat ağladığını biliyordum.
"Bavulunu al Heayoung gidiyoruz dedim sana çabuk ol annen bekliyor."
Sinirle ona döndüm arabaya geri binmişti. Jimin'e bakarak dibime bırakılan bavulu aldım.
"Gidiyorum, bir şey diyecek misin ?"
Ağlamamı dizginlemeye çalışarak zar zor cümle kurmuştum.Arkasını bile dönmedi.Kalp kırıkları ile birlikte ben de sırtımı çevirdim.Göz yaşlarımı sildim ve hüsranımla arabaya ilerledim.Elimi -Bavulumu kavrayan elimi değil diğerini- tuttu ve beni kendine çekti.
"Özür dilerim."
Saçlarımı okşayarak söylediği şeye takıldım.
Jimin artık yakın değilim sana.
Son kez içimi çekerek ben de kollarımı ona sardım."Özür dileme Jimin, biz artık tanışmıyoruz tamam mı ?"
Benden kollarını ayırdı ve büyük ihtimal berbat hâle gelmiş suratıma baktı.
"Görüşmek üzere."
Yavaşça benden geri çekildi ve el salladı bavulumla onu terk ederken..
Ben de ona el salladım.Seninle olmak güzeldi Jimin.
Seni unutacağım.
Kalbim izin verirse.
Kaderimiz umarım aynı değildir.
Papatyaları artık seviyorum Jimin.
Sevdirdiğin için teşekkür ederim..
Görüşmek üzere.
...