3.Bölüm

241 97 192
                                    

Medya; Yiğit.

  InFlames: Sanırım seni korkuttum. (00.18) 

Korku benim gibi biri için doğru bir kavram mı olurdu bilmiyordum. Gözlerim ekranda, parmaklarım bir yanıt verip vermemek arasında gidip gelirken ilk kez böylesine kararsızlığa düştüğümü fark ettim. Ben okul sınavlarında bile iki şık arasında kalınca hızlı karar veren biriydim bu iş kesinlikle bana göre değildi. 

Anonim: Korkmak? Güzel espri anlayışı. (00.30)

Ekranı heyecanla kapatıp kenara koyarken artık tüm dikkatim dağılmıştı. Kucağımdaki kitabı hemen yatağımın başı ucundaki komodine bırakıp yatakta geriye yaslandım. Gece lambasının aydınlattığı tavana bakıp giderken aşağıdan gelen bir takım seslerle ağabeyimin eve gelmiş olduğunu anladım. Aşağıdan gelen seslere ek olarak telefonumun titreşimi eklenince aceleyle hareket ettim. Bir yandan kapıyı kontrol ederken diğer yandan bildirime bakmaya çalışıyordum, ağabeyim tipik bir Türk erkeği de ve bunun getirisiyle aşırı kıskançtı. Benim bir uygulama indirip hele ki erkeklerle - gerçi erkek olduğu kesinleşmese de- sohbet ettiğimi görürse olacaklara kimse engel olamazdı. 

InFlames: Uyumuyorsun, neden? ( 00.35)

Ardından hiç vakit kaybetmeden yazmaya başladım, şuan hem ağabeyime yakalanma korkusuyla cebelleşiyor hemde Rüya'dan başka biriyle sohbet etmenin heyecanını yaşıyordum.

Anonim: Uyumak için sebebim yok. Peki ya sen, sen neden uyumuyorsun? (00.36)

InFlames: Uyumamak için sebebim var. (00.38)

Güzel cevaptı fakat buna ne denirdi bilmiyordum. Sayısal öğrencisi olarak bu edebiyat işlerden fazla anlamasam da az çok bir şeyler yapabiliyordum.

Anonim: Sebeplerde olmasa ne yapardık ya?!(00.40) 

Telefonu yan tarafıma koyup geriye yaslandığımda aynı zamanlamayla odamın kapısı çalınıp gir dememi beklemeden ağabeyim içeri girdi. Ve işte günün en heyecanlı kısmı asıl şimdi başlıyordu.

"Özde uyumadın mı?" 

"Şimdi uyuyacaktım ne oldu?" tamamen içeri girip yatağımın başına geldiğinde eğilip  saçlarıma bir buse kondurdu.

"Hiç sadece kardeşimi özledim." tebessüm ettim.

"Buna inanmalı mıyım Özgür?" ona bazenleri ağabey demek yerine ismiyle hitap etmeyi seviyordum. Ve bu hitap şeklim onu sinir ediyordu.

"Özgür? Sanırım küçük kardeşim uyku vaktini geçirince balataları sıyırdı." omzuna bir tane vurup soğuk yatağımın içine girdim. Sonra başka hiçbir şey demeden odadan çıktı. Bizim sevgimiz bu kadardı, ne yaşarsak içimizde kalırdı dışarıya ancak bu kadar yansıtabilirdik. Sanırım bu özelliğimiz babamdan geçmişti. Ben bir şehit kızıydım, ağabeyim bir şehit oğluydu. Subay olan babam ben dört yaşındayken şehit düşmüştü buna üzülüyordum ama gurur hep daha üstün basacaktı. Dolan gözlerimi ovuşturup telefonumu elime aldım. Bildirim yoktu, InFlames benden sıkılmıştı ya da uyuya kalmıştı. Telefonumun alarmını kurup gözlerimi geceye kapadığımda içimde hala bir heyecan mevcuttu.

***

"Fizikten nefret ediyorum."

"Hayır fiziğe bayılıyorsun." deyip kıkırdadım. Çarşambaların bir klasiği olan fizikten nefret etme sanatını bu defa Rüya üstlenmişti. Sayısalcılar için en bela ders fizikti ve gerçekten de belaydı. Her ne kadar yapabilsem de insanı sıkmaktan ve germekten başka bir işe yaradığını sevmiyordum.

"Bugün konuşuyoruz." Rüya hala dünkü meseleyi anlatıyordu ve bugün bu sözlerini en az on kere dile getirmiş olmalıydı.

"Evet tamam konuşacaksınız bunda bir şey yok tamam mı?" yüzü biraz bozulsa da hemen geri toparlayıp can sıkıcı bir şekilde sırıttı.

"Sende geleceksin biliyorsun değil mi?"

"Ben mi? Bunu unut."

"Geliyorsun konu tartışmaya kapalıdır."

"Bunu neden şimdi söylüyorsun? Hem siz konuşurken ben yalı kazığı gibi duracak mıyım?" dediklerimi biraz aklına yatmış olacak ki düşünceli bir hale büründü. Umarım beyni çalışır ve beni peşinden sürüklemekten vazgeçerdi

"Haklısın hemen mesaj atıp yanında bir arkadaşını getirmesini rica edeceğim." ve benim şok içinde kalmamı umursamadan telefonuna sarıldım. İtiraz edemedim dilim adeta lal olmuş bir şekilde kaldım. Ben bu kızla ne yapacaktım? 

Öğle arası gelip çattığında Rüya saçlarına güzel bir şekil vermiş ve kalın dudaklarına koyu bir ruj sürmüştü. Aynı ruju bana sürmeye çalıştığında az kalsın kendimizi müdürün odasında bulacaktık. Rüya önde ben arkasında çardaklara giderken cebimdeki telefonum titredi. Umursamaz bir o kadar da sıkkın bir halde telefona baktığımda gördüğüm bildirimle bir anda canlanmış gibiydim. Ne yapıyordum? Alt tarafı biriyle konuşuyordum ve sergilediğim davranış hiç hoş değildi ayrıca konuştuğum kişi erkek mi değil mi onu bile bilmiyordum. 

InFlames: Cesur kız burada mısın? (12.12)

Cesur kız? Sanırım bu göndermesi dünkü olaya bağlıydı. İstemsizce gülüp klavyede parmaklarımı konuşturdum.

Anonim: Sanırım, buradayım. (12.13)

"Biraz daha hızlı olamaz mısın? Öğle arasını yürüyerek bitirmek istemiyorum." Rüya'nın söylenmesiyle beraber çardaklara geçtiğimizde bizi bekleyen iki çocuğa baktım. Birini zaten Rüya'nın gösterdiği fotoğraflardan tanıyordum fakat diğerini ilk kez gördüğüme yemin edebilirdim. 

"Hoş geldiniz kızlar." Rüya gülüp hoş buldum gibisinden bir şeyler zırvalarken telefonum tekrar titredi.

InFlames: Güzel buna sevindim. Kaç yaşındaydın sen umarım cesur bir kıza göre küçük değilsindir.( 12.20)

Anonim: 17 herkes gibiyim. (12.20)

InFlames: Herkes gibi olmak için fazla küçüksün.(12.21) 

Bu sözü beni korkutup yerimde kalmamı sağladığında onun büyük olduğundan artık emindim. Kaç yaşındaydı? 20? 30? Telefonumu cebime sıkıştırıp kısa bir süreliğine kendimi düşünmeye bıraktım. Kısa dediğime bakmayın, bir gün boyunca düşünebileceğim bir kısalıkta.

"Adın neydi?" karşımdaki sarışın çocuk güzel ela gözlerini kısıp bana bakarken aşırı sevimliydi ama ben bunu fark edemeyecek kadar düşünceliydim.

"Özde senin?" 

"Yiğit. Özde bu çifte kumruları yalnız bırakmaya ne dersin?" hemen yanımızda hararetli bir konuşmaya girmiş ikiliye bakıp tekrar Yiğit'e döndüm. 

"Harika fikir derim." sonra ikimiz hiç fark ettirmeden yanlarından uzaklaştık. Yolumu sınıfıma çevirirken Yiğit arkamdan seslendi.

"Hey nereye?!"  omuz silktim.

"Günlük dozumu aldım bu bana bir ay yeter." sonra sınıfa girip o çok sevdiğim test kitaplarına kapıldım.

DEVAM EDECEK...

Ben Deli Miyim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin