Gözünü açtığında dosdoğru yoldasın. Bir taraf gül bahçe bir taraf sararmış otlar ve diken. Yoruyor bu yol seni üstelik sarmaşıklar.. Kayboluyor bir diken ve yeniden çıkıyor öteki, karanlığı yarana dek heybetli birçok kuğu gibi ben buradayım diyor. Aldatıyor bazı bazı her türlü iyi hisleri ve aldatmasa da her kötü düşünceyi; o orada dertlere ayrılan kısımda içten içe yaşıyor tüm geçmişini. Bundan sonrasını ayırt edemiyor ve en çokta buna üzülüyor. Karışmak istemiyor ama dokunmadan da olmuyor. Ortaları bulmanın zorluğunu yaşıyor, en çokta kendine kızıyor. Bilemezdi, zaten sorun da buydu. En çok kaybettikleri en çok kazandıklarından doğmuştu. Öyleyse her iyi şey için henüz kaybetmedikleri daha önemliydi. Burada durdu, yeniden geriye döndü. Daha çok karanlıktı ve onun geçmişi hatırlamak istemesine göre geleceğe beslediği umuttan oldukça azdı. Kırmızı bir gülün ömrü kadar yaşattıklarının bir ömür değeri olmuyordu.