Elimi açtığımda kanatlanan kelebeğin son ışıltılarını ve ardında bıraktığı son kanat seslerini duyduktan sonra masmavi denize heybetlice uzanan heykel gibi baktım. İmgelemelerim güçlüydü, huzur vericiydi ve sessizliğin içinde boşluktan akan ılık su gibi içimi dolduruyordu. Mor ışıkların yansımasında gizlenen mor çiçeklerin eşsiz kokusuyla dans eden koku hücrelerim harekete geçeli epey zaman olmuştu. Bana güç veren bazı melodiler ve çiçekler vardı, elimdeki kelebek yerini kaleme bırakırken ayrıca hissettiklerimi yazıyordum. Sürekli hissettiklerimi yazarak değil arada hissetmediklerimi de yazarak kendimde bir şeyleri değiştiriyordum, ya da öyle sanıyorum. Sır denen şey gizlilikse ve kimseye söylenmiyorsa benim sırrım da bu. Nasıl anlayabileceğimi bilmediğim hisler. Anlatsam da hoş, herkes farklı hisseder :) mor çiçeğimin yeşil diri suya tok sapı gibi gittikçe günyüzüne yükseliyorum ve bu herkes için farklı anlaşılır; benim için yeniden doğabilmeyi bildikten sonra yapılacak çok işten sadece biri olan büyümeyi öğrenmek ve öğrenmeyi paylaşmak., tıpkı sevgi gibi. Paylaşmak yeni doğan şeyleri ve onları büyütmek, yeni kelimeler eklemek nasılsın sorusuna cevaba, yeni tohumlar ekmek sürekli gördüğün her normal şeye ve aynı renklere biraz cila atarak bakabilmek ✨