Aslında yazmak için hissetmek daha yaratıcı sonuçlar doğuruyor. Ama şimdi hissettiğimi hissedemiyorum, duyguları hayal ederken geçmişten yardım alıyorum. Şu anda bu duyguların yansıması var yalnızca ve ben bu karışım havuzunda ıslanmadan çıkamıyorum. Kurulanmıyorum da; güneş gerçekten ısıtıyor içimi. Yapboz yapar gibi deneme yanılmayla öğretiyor ana tema kendini ve gerçek sonuca hepsini doğru oturtunca ulaşıyorum. Kırmızı neon ışıklı çarpı yok yanlış yerleştirince, sadece hissediyorum. Sonunda bittiğinde uzun uzun seyrediyorum önce yaptıklarımı, sonra ortaya çıkanı. Enine boyuna anlamları düşünüyorum ve her sahne ebedi bir sahne kurguluyor kafamda. Bir an önce öğrendiklerimi başkasının nasıl öğrendiğini bilmek istiyorum, ne hissettirdiğini. Kimle aynı dikkatle ve merakla sonuca ulaştığımızı mesela. Var gücüyle çabalamayı ve yol açtıklarını, neye yol açacağını. Hiç kimseden de beklemiyorum aslında sadece bekliyorum; karşılaşmayı, hazinemle.