14.BÖLÜM

6.9K 535 117
                                    


Gelmeyecek olan ne varsa
Onu sevdik biz...

➡Katre-i Aşk Zamanı⬅♥♥♥

Her bir satır acıya gem vurmuş.
'Her şey için çok geç' demek için bile çok geç...
Şimdi yarım kalan bir hayatın, kursakta kalan hayallerini tekrar yutma vakti belki de.
Ne de olsa,
Zordur hayalkırıklıklarıyla dolu bir yolda yürümeye çalışmak...

Bir kadın var kalabalığın içinde. Onca kalabalığa rağmen kendini yapayalnız hisseden.
Soluk kahverengi gözleri kalabalığın içinde birini arıyor yavaşça.

Bir eli gittikçe kötüye giden midesinin üstündeyken yüzü hafifçe buruşmuş, kurtarıcısını arıyordu aceleyle.

Yanına gelen annesiyle biraz rahatlamış olsa da biraz önce eve gitmeliydi.

"Neredesin keçamın (kızım)? Bir gittin dönmek bilmedin."

"Daye (anne) midem bozdu, ayaklarımda tâkat kalmadı. Konağa dönsem iyi olacak"

"Allah Allah" diyen kadın kızının kolundan tutarken merdivenlere yönlendirmişti. Bir taraftan alt avludaki erkekler arasından damadını ararken sonunda bulmuş olacak ki baş işaretiyle durumu izah etmeye çalışmıştı.

Avludan inerken erkekler olduğu için kendine çeki düzen vermeye çalışan Lerzan kapıya geldiğinde kocasını da hemen yanında görmüştü. Begzad kaşlarını çatarak Lerzan'a baktığında 
"Ne oldu?" diye sormayı ihmal etmemişti.

"Lerzan'ın midesi kötü sen konağa götür bulantısı geçmeyecek gibi" demişti Lerzan'ın annesi anaç bir tavırla.

Begzad, karısının ayakta durmakta zorlandığını görerek gözlerini biraz ilerdeki yaşlı Ağaların ortasında oturan babasına bir bakış atmış, babasının başını onaylar anlamda sallamasıyla kapıdan çıkmışlardı.

Düğünde aile büyükleri kaldığı için onların eve geçmesi bir sorun olmazdı ne de olsa.

Kapıdan çıktığında diğer Ağalar arasından Bahram'ı görmüştü gözleri. Başını önüne eğmiş Asaf'a odaklanmıştı.
Dudakları arasından derin bir nefes bıraktığında karısına dönerek solgun yüzüne bakmıştı.

"Gelir gelmez mi başladı?"

"Biraz oturdum sonra konağın banyosunu rehin aldım neredeyse. Ayağa zor kalkabildim. Kasılmaktan midem ağrıyor Begzad"

Begzad'ın sert yüz hatları yumuşayıp alayvari bir ifadeye büründüğünde yan bir bakış atmıştı karısına.

"Taşıyım istersen seni?"

Genç kadın inanmaz bakışlarını fırlatırken etrafa göz gezdirmişti.
Bir kaç kişiden başka kimse olmadığını görerek kaşlarını çattığında kocasına dönmüştü.

"Bir de dalga mı geçiyorsun Begzad? Ölsem gömeyim mi diye de sorarsın sen!"

Omuz silkti genç adam. Bu kadını kızdırmayı sevdiğine dair bir his var olmuştu kısa bir an içinde.

"Niye dalga geçeyim? Sen çocuğumu taşıyorsun ben de seni taşısam ne olur şimdi?"

"Elalemin ağzına sakız olmak istemem. Hem gerek yok yürürüm ben"

"Benden destek al o zaman, hava soğuk üşüteceksin"

Lerzan kocasının kolunu tutarken midesini yoklayan acı su yüzünden boştaki elini tekrar midesine koymuştu.

Az önce onca kalabalık arasında kendini yalnız hissederken şimdi kocası yanındayken içindeki o his yabancılaşmıştı. Ne olursa olsun kocasına güvenebileceğini biliyordu. Her ne kadar çabuk sinirlenen biri olsa da güvenilecek bir adamdı da.
...

KATRE-İ AŞK  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin