21. Bölüm

5.7K 455 58
                                    

Çocukça bir küsme
değil bu.

İÇİM SANA SIRTINI DÖNDÜ...

➡️ Kâtre-i Aşk Zamanı ⬅️🖤🖤🖤

"Bu evlilik olmayacak." dedi bariton sesiyle.

Oturduğu sedirin üstünde dirseklerini dizlerine dayamış, başını eğmiş bir şekilde oturuyordu.

Yan tarafında oturan, ağabeyi Âgah'ın yerinde hafifçe kıpırdandığını fark etse de tepki vermemişti.

Tepki beklediği kişi tam karşısında ayakta duran adamdı. Babası Dijvar Ağa.

Beklediği tepki geldi. Dijvar Ağa önce yanlış duyduğunu sanarak aniden oğluna doğru dönmüş, Bahram'ın ona bakmadığını görerek kaşlarını çatmıştı. Yüksek çıkan sesiyle sordu.

"Ne diyorsun Bahram?"

Tekli koltukta oturan kardeşi Rahmet Bey de ayağa kalkarak ağabeyinin yanında durmuştu.

"Sakin ol ağabey!"

"Ne sakini Rahmet, ne dediğini kulağı duyuyor mu Bahram'ın?"

Bahram sonunda doğrularak, koyu kahverengi gözlerini babasına çevirmişti.

"Ne dediğimin farkındayım bav (baba)."

"Oğlum, sen demedin mi dün Elvin onay verdi diyen, şimdi ne oldu da bu düğün olmayacak diyorsun çocuk oyuncağı mı bu?"

Âgah destek olmak istercesine kardeşinin omzunu sıktığında derin bir nefes almıştı genç adam.

Evet zor olacaktı. Bu işin içinden nasıl çıkacağını bilmiyordu ama bir çıkar yol bulunurdu elbet.

Babasının öfkeli gözlerine bakarak aldığı nefesi oflayarak bıraktı.

•••

Elindeki şekeri büyük bir iştahla ağzına atan Asaf mutlulukla kapatmıştı gözlerini. Bu hayatta sevdiği tek şey tatlıydı. Onun in tatlı olması yeterdi.

Sütlü şeker de buna dahildi!

"Kurban olduğum Allah neler yaratmış." dedi coşkuyla.

Konuşmak için konak erkeklerini yukarıya toplayan Bahram ağabeyine katılmamıştı. O sıkıcı konuşmayı dinlemek istemiyordu. Babasının öfkesinden kesinlikle kaçmamıştı!

Yoktu canım öyle bir şey!

Onun yerine konağı turlardı. En azından gerilim yoktu.

Konağın gezilecek yeri kalmadığında bahçeye çıkmaya karar vermiş, büyük ağacın yanına kadar gelmişti.

Yaprakların döküldüğü yere bakarak birkaç dakika düşündü.

"Ulan ben karınca gibi gezeceğime niye gidip yatmıyorum?" dedi kaşlarını çatarak.

"Elvin, beyinsiz diye diye beyinsiz oldum iyice! Git yat zıbar Asaf."

Kendiyle konuşmasını bitirdiğinde geri dönecekti lakin cılız bir hıçkırık sesiyle aniden durdu.

Hareket etmeyi tamamen keserek sesin kaynağını aramaya başlamıştı.

Belki de yanılmıştı. Bir kedi de olabilirdi sonuçta değil mi?

Ses bu sefer şiddetlendiğinde oldukça kalın gövdeli ağacın etrafını dolandı.

Yere oturmuş, sırtını ağaca dayayıp ağlayan kuzenini görerek kaşları havaya kalktı.

KATRE-İ AŞK  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin