" Neden öyle bakıyorsun? "
Bu bakışlar onu rahatsız etmişti. Klaus, şaşkınlığı gizlemek adına başka tarafa baktı. Zihni gerçekten ona ihanet ediyordu. O kurt ile her defasında kesişmelerini sağlıyordu.
Bakışlarını tekrar ona çevirdiğinde, konuşmak adına ona döndü. İkisi birbirlerine bakmaya başladığında derin bir nefes almıştı.
" Ne zaman dönüyorsun? "
Klaus'un söylediğine kıkırdamıştı. Onu kovmuştu ama en azından bir kaç günlüğüne dişini sıkabilirdi.
" Beni göndermeye istekli olduğunu bu kadar belli etmesen diyorum ama merak etme bir kaç gün sonra gideceğim. "
Klaus birşey söylemeden başını sallayarak ayaklandı ve arkasına dönerek yürümeye başladı. Buraya gelmesi hataydı, duygularının onu yönlendirmesi hataydı. Sokaklarda biraz yürüdükten sonra gökyüzüne baktı. Yağmur çişlemeye başlamıştı. Eve dönesi yoktu birazdaha hava alması gerekliydi.
" Niklaus. "
Hayley'in seslenişini duyduğunda, yavaşça ona döndü. Üzerinde kırmızı elbiseden başka bir şey yoktu. Elbiseye her baktığında aklını kaybediyormuş hissine kapılıyordu. Hayley koluna dokunarak gözlerine baktı.
" İki gün sonra gidiyorum, birdaha dönmemek üzere o yüzden birbirimize güzel bir veda borcumuz yok mu?
Hayley'in üstü kapalı vedası içinde büyük bir fırtına koparmıştı yine içine saklamıştı bu duyguyu. Ardından aklına ilişen ilk soru dökülmüştü dudaklarından,
" O adam kim? "
Hayley, beklenmedik soruya karşı şaşırmıştı" O derek- "
" Hayatındaki yeni şanslı adam falan mı? "
" Bu seni ilgilendirmeyen bir konu. "
Klaus, bozuntuya vermeden genişçe sırıttı. Hayley kafası karışmış bir şekilde ona bakarken, dudaklarından dökülen cümle şuydu:
" İkinizin de canı cehenneme. "
Klaus'un sırıtan maskesi yavaşça düşerken, Hayley'in kolunu sıkıca kavrayıp gözlerine baktı.
" Birdaha sakın karşıma çıkayım deme yoksa külahları değişiriz küçük kurt. "
Hayley, söylediklerine sessiz kalmaya karar kıldı. Hayley'i ıssız sokakta bırakıp ortadan kaybolmuştu. Sıkıntı ile nefesini dışarı verdikten sonra, sıradan Klaus diye geçiriverdi içinden. Ardından adımlarını eve doğru yönlendirdi.
" Derek, sağa sola dönüp durma. Sinirlerimi bozuyorsun. "
Derek, Sophie'a baktığında gözlerini devirmeden edemedi.
" Nasıl bu kadar rahat olabilirsin? "
" Çünkü o bir kurt kız! normal birisi değil. Bir insanı saliseler içerisinde pençeleriyle parçalara ayırır. "
Hayley, yağmurdan ıslanmış halde içeriye giriş yaptığında ikisi de şaşkınca ona bakıyorlardı. Bedenini koltuğa bırakıp derin bir nefes aldı.
" Sadece hava almak istedim. "
Sophie, birşey söylemeden odaya çekildi. Derek aynı konumda ona bakıyordu. Sonunda sabredemeyeceğini anlayarak konuşmaya başlamıştı.
" Saat gecenin körü ve sen haber vermeden ortadan kayboluyorsun. "
Ardından burnuna dolan tanınmayan koku ile Hayley'a baktı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİÇE
FanfictionBen kimseye boyun eğmem, ama senin için diz çökerim. The Originals/Klayley kurgusudur.