{ Birkaç gün önce }
" Yüzükleri ben yapmadım! "
Niklaus, öfke dolu bakışlarını cadıya sabitlemişti. Kol, cadının kalbini yerinden oynattığında nefesinin kesildiğini hissetmişti. Acı ile karışık çığlıkları cadıların bölgesini kaplamışken hiç bir cadı Klaus'a karşı koymaya cesaret edemiyordu. Cadı inadını bozup herşeyi anlatmaya başladı.
" Yüzükleri ben yaptım. Yapmak istemedim ama o kız beni çok zorladı. "
" Hangi kız? "
" Marshall. "
" Sende benim onayımı almadan ona ittiat ettin. Öyle mi? "
Cadı, başını onaylarcasına salladığında Klaus sakinleşmek adına gözlerini sıkıca yumdu.
Hayley fazla cesaretliydi. Onun şehirinde ondan habersiz ne dümenler çevirmişti meğer.
Gözlerini aralayıp cadıya yaklaştı ve boynunu sıkmaya başladı." O yüzükleri derhal imha et. Yoksa sevdiğin tüm insanları öldürür, kanlarını doya doya içerim. "
" Yapacağım. "
Ellerini cadının boynundan ayırıp, arkasını döndüğünde Kol'a gel işareti yaptı. Kol, cadıyı yere savurduktan sonra abisinin yanına yanaştı. Niklaus, kapıdan çıkmadan önce tekrardan yerde acı ile kıvranan cadıya döndü.
"Birdaha da benden habersiz nefes dahi alma! "
Sözlerini sarf ettikten sonra cadı bölgesinden çıkmak üzere evden ayrıldılar. Dar sokaklarda kendisine nefretle bakan cadı topluluğuna sırıtıp, yanlarına gitti.
" Sadece bana hizmet edeceksiniz, sefil hayvanlara değil! "
Cadılar, tepki vermediğinde göz devirip donuk bakışlarla hepsini süzdü.
" Anlaşıldı mı? "
" Anlaşıldı. "
Genişçe gülümseyip, ellerini iki yana açarak hepsine dikkatle baktı.
" Bakın ne kadar da iyi anlaşıyoruz. "
Kol'un yanına gidip tekrardan yürümeye başladılar. Klaus'un içinde durdurulamaz bir nefret oluşmuştu. O Derek ve sefil kurtlarını yok etmesine az kalmıştı.
{ Şimdiki gün }
" Çok ıssız. "
Derek, Hayley'in düşüncesine onay verdikten sonra ormanın derinliklerine doğru yürümeye devam ediyorlardı. Arkalarında bir hışırtı duyduklarında arkalarını döner dönmez kafalarından aşağıya kurtboğan serpiştirilmişti. Hayley, hızla geri çekilip zehirden kurtuldu ama Derek acı ile karışık çığlıklar atmaya başlamıştı bile.
" Derek! "
Hayley'in haykırışı adeta tüm ormanı çınlatmıştı. Ona ulaşmak istiyor fakat zehirin vereceği acıya dayanacağından emin olamıyordu. Derek'in bedenini dikkatle zehirlerin etrafından çektiğinde teni kıpkırmızı olmuştu. Elini yanağına koyacağı sırada bir ses onu engellemişti. Bakışlarını sesin olduğu tarafa diktiğinde kurt sürüsünün onu izlediğini görmüştü. Aniden ayağa kalkıp onlara yanaştığında öfkesi gözlerinden okunur cinsenti.
" Neden böyle birşey yaptınız? "
Kurtlardan biri tam karşısında dikilip nefretle ona baktı. Burada neler olduğunu öğrenmeyi diliyordu.
" Sen hangi cesaretle buraya geliyorsun? "
Şaşkınca kurtlara bakıp ne diyeceğini kafasında toparladı.
" Hayley. Hatırlamadınız mı? Kraliçeniz- "
" Sen bizim Kraliçemiz değilsin. Bizi terk eden birisi temsilcimiz olamaz. Şimdi sefil kurdu da alıp defol buradan! "
" Ne? " Şaşkınlıktan bu sözcük dudaklarından döküldüğünde kurtlardan bazıları hırlamaya başlamıştı bile. Arkasını dönüp Derek'i yavaşça yerden kaldırdığında arabaya doğru yol alamaya başlamıştı. Kafasında bir çok soru işareti oluşmuştu. Kendisi onları terk etmemiş, bu bölgeden kovulmuştu. Arabaya geldiklerinde Derek'in bedenini yolcu koltuğuna bırakıp sürücü koltuğa kurulmuştu. Bir süre etrafı kolaçan ettikten sonra arabayı çalıştırıp ormandan uzaklaşmaya başladı.
Hayley, ormandan ayrıldığında Klaus ormana gelerek kurtlara zaferle karışık gülümseme ile bakıyordu.
" Sizi tebrik ediyorum. Kendinizi savundunuz. "
" Niklaus! "
Hayley'in bağırışı kulaklarını doldurduğunda, ona dönerek şaşkın bakışlarını çiziklerle dolu yüzüne sabitlemişti. Kurtlar ormandan gittiğini söylemiş fakat yanıldıklarını anlamışlardı. Klaus bunun hesabını daha sonra onlara soracaktı. Şaşkın ifadesi yerini sırıtan bir maskeye devrederken, bir kaç adım atarak önüne geçmişti.
" Bakın burada kim var, Kraliçe! "
Hayley, yumruklarını Klaus'un göğsüne indirdiğinde bileklerinden tutularak geriye ittirildi.
" Onları yalanlarına sen mi kandırdın? "
" Yalan mı, ne yalanı Hayley onları terk ettin ve beni mi suçluyorsun? "
Klaus'un sakin tavırları sinirinin alt üst olmasına sebep oluyordu. Şuan onun kalbini söküp üzerinde delicesine tepinmek istiyordu. Hırıltılar dudaklarından dökülmeye başladığında pençelerinin sivrileştiğini hissetti.
Boynunu sağa sola çıtlattıktan sonra Klaus'a doğru sıçramıştı. Klaus, hamleyi anlar anlamaz ters tarafa yönelip yere düşmesini sağladı." Aşılarını falan yaptırdın mı sen? kuduz aşısı olmak istemiyorum da. "
Klaus kahkaha attığında yüzüne okkalı bir yumruk yemiş ve gülüşü yarıda kesilmişti. Klaus'un gözleri sarılaşmaya başladığında birazdan kurt'a dönüşeceğine emin olmuştu.
Hayley, Klaus'u ilk defa bu şekilde gördüğünde hafif tırstığını hissetmişti. Arkalarında bulunan kurtlara döndü." Kaçın! "
Kurtlar, hızlıca alanı terk ettiklerine sadece Hayley ve Klaus kalmıştı. Birbirlerine ölümcül bakışlar atmaya başladıklarında Hayley enteresan bir şey fark etmişti. Her sinirlendiğinde kurt formuna bürünürdü fakat vucudunda tek bir haraket dahi yoktu. Klaus, pişkince sırıtarak merakını gidermek istedi.
{ Birkaç gün önce }
Cadı bölgesinden çıkmaya yakın Klaus kardeşine döndü.
" Sen aracı çalıştır, birazdan döneceğim. "
Kol'un birşey demesine fırsat vermeden yeniden geldiği yöne doğru, cadının evine geldi ve cadıya baktı.
" Onun güçlü yanını engellemek için bir büyü yapacaksın, artık basit bir insan olacak. "
Cadı, başıyla onayladığında yeniden Kol'un yanına dönerek araca bindi.
{ Şimdiki zaman }
" Boşuna uğraşma. İstediğin zaman değil, o önemli gecede kurt formuna bürüneceksin. "
Hayley'in gözleri şaşkınlıkla açılırken, Klaus ağır adımlar ile yaklaşamaya başladı. Hayley, ölmek için son saniyelerini yaşadığını anlamıştı. Klaus'un omuzuna tahtadan bir kazık saplandığında ikisine şaşkınca o tarafa baktı.
" Sonunda tanışabildik Klaus Mikaelson. "
Hayley'in şaşkın ifadesi yok olurken pişkince sırıtarak arkadaşına baktı.
" Sophie? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİÇE
FanfictionBen kimseye boyun eğmem, ama senin için diz çökerim. The Originals/Klayley kurgusudur.