~22~

278 19 4
                                    

Niklaus hemen salona gelmişti.

" Bu cadı fena halde pataklanmak istiyor. "

" Kapa çeneni Niklaus onu daha da sinirlendiriyorsun. "

Evin tüm pencereleri bir anda kırılmıştı Marcel Hayley'i güvenli bir köşeye bırakıp diğerlerinin yanına döndü.

" Bu evi mezarımız yapmadan buradan çıkmamız gerekli. "

" Siz gidebilirsiniz birinin bu cadıya haddini bildirmesi lazım, Ben kalacağım. "

" Hayır Klaus, kimse burada kalmayacak bir süreliğine Marcel'da kalacağız sonra ne yapacağımızı düşünmemiz lazım. "

" Cadı bölgesine bakmaya ne dersiniz? "
Hayley'in sözü herkese mantıklı gelmişti. Rebekah sessizliğine son verip konuştu.

" Ben ve Hayley gidip bakabiliriz. "

" Hayır, Marcel ve Hayley gidecek. "

" Sen kafayı mı yedin Elijah? düne kadar o cadı Hayley'i öldürüyordu! "

" Hayır Klaus, cadı Hayley'in arkadaşıydı. Ona birşey yapmaz. "

" Çok bilmişlik taslamayı kes Elijah, bende Haykey ve Marcel ile gidiyorum, düşün peşime! "

Kimsenin birşey söylemesine fırsat vermeden dış kapının oraya giderek kapı kolunu tutup aşağıya çekti fakat kapı açılmıyordu gözlerini devirip arkasına döndü.

" Korkaklığı kenara bırakıp bizimle yüzleş, Sophie! "

O sırada Sophie'nin yansıması hepsinin karşısında duruyordu Klaus tam saldıracağı sırada Rebekah onu engelledi.

" Bu gerçek bedeni değil sadece bir yansıma. "

Hayley diğerlerini arkasında bırakarak Sophie'nin karşısına dikildi.

" Senin derdin benimle onlara zarar verirsen ölüm fermanını imzalamış olursun. "

Hayley'in tehditi Klaus'un sırıtmasına sebep olmuştu. Yavaş yavaş gücünün farkına varıyordu.

Sophie sessizliğini bozarak söze başladı.

" Sizinle işim henüz bitmedi- "

" O zaman gerçek bedeninle burada ol korkak cadı bozuntusu! "

" Niklaus! "

Elijah'ın uyarısıyla Klaus sessiz kalmıştı. Hayley ortamın gittikçe gerildiğini sezdikten sonra tekrardan eski arkadaşına döndü.

" Sadece ne istediğini söyle ve git "

" Klaus Mikaleson'un ölmesini istiyorum. "

Herkes şaşkınca Sophie'i izlerken Klaus bir kahkaha patlatmıştı.

" Düelloya ne dersiniz madam? "

Rebekah Klaus'un koluna dirseğini geçirip kaşlarını çattı. O sırada Sophie'nin yansıması kaybolmuştu. Dış kapı yavaş ve rahatsız edici bir gıcırtıyla açıldı herkes teker teker evi terk ediyordu. Evin kapısı bir anda kapandığında herkes olayın şaşkınlığıyla birbirine baktı. Fakat Klaus aralarında değildi. Rebekah kardeşinin yokluğunu fark ettiğinde kapıya yumruklarını indirdi.

" Oyun oynamaya son verip kardeşimi bırak Sophie! "

Hayley telaşla Elijah'a bakıp konuştu.

" Derhal cadı bölgesine gitmeliyiz Sophie oralarda bir yerlerde olabilir. "

Elijah başıyla onayladığında hepsi birlikte cadı bölgesine gitmek üzere yola koyuldu.

Çok geçmeden cadı bölgesine vardıklarında, hepsi bir yana dağılıp Sophie'yi aramaya koyuldular. Aradan geçen saatlerin ardından sonunda bir iz bulabilmişlerdi, Sophie ile iş birliği yapan kişi New Orleans'da nam salmış birisiydi; " Vincent "

Elijah onu görür görmez tanımıştı gözlerini kısarak ona doğru yaklaştı.

" Kardeşimi geri istiyorum, Vincent. Aksi takdirde bu bölgeyi kül ederim. "

Vincent, üstü kapalı tehditi ciddiye almamış olacak ki, genişçe sırıtmıştı.

" Giderek kardeşine benziyorsun Elijah asilliğinden eser kalmamış- "

" Sen kim oluyorsun da asilliğimle ilgili konuşuyorsun kahrolası?! "

Elijah'ın sesinin yükselmesiyle ortam giderek gerilmeye başlamıştı. Rebekah Vincent'a doğru koştuğunda Hayley onu engellemişti.

" Sophie'nin nerede olduğunu söyle! "

" Onun nerede olduğunu bilmiyorum. "

Elijah sinirlerine hakim olmakta zorlanıyordu. Kısa bir sessizlikten sonra bir anda Vincent'in yakasına yapışarak çekiştirmeye başladı.

" O halde ona söyle kardeşimi hapsettiği evden çıkarsın! Oyun oynamıyorum, Vincent. Neler yapabildiğime daha önce tanık olmuştun. "

Vincent'in bu kelimeleri duyduğu an bedeni buz kesmişti. Kötü anılar aklına ilişmeden konuştu.

" Size yardım edeceğim. "

KRALİÇE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin