~23~

377 26 5
                                    

" Düşünmeye son vermelisin yoksa kırıntıdan ibaret olan aklını da yitireceksin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" Düşünmeye son vermelisin yoksa kırıntıdan ibaret olan aklını da yitireceksin. "

Niklaus'un üstü kapalı aşağılaması Rebekah'ın gözlerini devirmesine neden oldu. Herşey normalmiş gibi davranması akıl karı değildi. Ani bir sinirle ona dönerek bir kaç adımda karşısına dikildi ve işaret parmağını tehditkar şekilde sallayarak konuştu. Gözlerinde korkuyla karışık üzüntü vardı.

" Sen asla iflah olmayacaksın, Niklaus. Sana yaptığım sayısız iyiliğin karşısında küstaklığını koruyamıyorsun!"

Niklaus, Rebakah'ın havadaki elini sıkıca kavrayarak kendisine çekti.

" Bana karşı gelemeyeceğinin bilincinde olman lazımdı. Ayrıca aptal kardeşin herzaman olduğu gibi ortalığı karıştırdı. "

" Sol göğsünde ne taşıyorsun sen çünkü içinde hiç merhamet duygusu yok gibi gözüküyor. "

Hayley, aşağıdaki sesleri işiterek yanlarında bitmişti. Kollarını göğsünün altında birleştirip kapıya yaslanarak konuşulanları bölmeden sessizce bekledi.
Sonunda ikisi de üçüncü kişiyi fark ettiklerinde Niklaus, Rebekah'ın elini serbest bırakıp orayı terk etti. Rebekah, sessizliğini koruyarak bedenini koltuğa bırakmıştı. Bir kaç saniyeden sonra Hayley Rebekah'ın yanına oturup ona döndü.

" Onunla konuşup Kol'u nereye sakladığını bulmaya çalışacağım. Tamam mı? "

Rebekah, gözlerindeki umut ışığı ile tebessüm ettikten sonra Hayley'a sarıldı.

👑👑👑

Akşam tüm hızıyla devam ederken Niklaus hala eve gelmemişti. Hayley, salonda ileri geri dolanarak telefon ekranındaki Niklaus yazısına tıklamak için cesaretini toplamaktaydı. Onu aradığı zaman açıp, açmayacağını kestiremiyordu. Düşünceleri onu ele geçirmişken Rebekah'ın sesini işiterek bakışlarını ona sabitledi. Rebekah, elinde içi şarap dolu iki kadehle yanına yanaşıp birini ona uzatmıştı. İtiraz etmeden kadehi ondan alıp dudaklarına götürdü.

" Meraklanma, sinirlendiğinde ortadan kaybolur. Bir kaç saate burada olur. "

" Nereye gittiğini bilmiyor musun? "

" Büyük olasılıkla sinirini zavallı insanlardan beslenerek çıkartıyordur. "

Rebekah'ın sözleri tüylerini ürpertse de üstelemeden telefonu cebine sıkıştırdı.

👑👑👑

Gece saat üçe yaklaşırken, bedenini rahatsızca koltukta kıpırdattı. Kaç saattir Niklaus'u bekliyordu fakat hala ortalıkta görünmüyordu. Sıkıntıyla oflayarak açık olan televizyonun sesini kıstı. Gözleri uyumamak için direnç gösterse de birazdan kaybedeceğinden şüphesi kalmamıştı.

KRALİÇE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin