Onun bedenini sıkıca kollarında tutarken evin önüne gelmiş ve zile basmıştı. İçinde yaklaşık beş saattir büyüyen korku ile hüzün karışımı duygu açığa çıkmak için kendisi ile savaşıyordu. Kapı gıcırtıyla açılmış ve Sophie görüş açısında belirmişti. Adımını içeri atması ile iki adım geri sıçraması bir olmuştu. Bu eve davet edilmediği sürece girmesi imkansızdı. Bakışlarını Sophie'a yöneltip kuruyan dudaklarını ıslattı.
" Onu odasına yatırmama izin ver. "
Klaus'u içeri davet etmek onun için gülünç gelse de arkadaşı için bunu yapmalıydı. Geri adımlar atarak geçmesi için yol vermişti.
" İçeri girebilirsin Niklaus Mikaelson. "
Klaus, tepki vermeden içeri adımlayıp salondan merdivenlere ulaşmıştı. Sophie, arkasından odayı göstermek için geliyordu. Geniş koridorda durduklarında Klaus Hayley'in odasına giriş yapmıştı. Sophie şaşkın bakışlarla ikisine bakıyordu. Onun odasını nereden biliyordu ki? gerçi o bir melezdi algıları elbette güçlü olmalıydı.
Hayley'in bedenini yatağa usulca bıraktıktan sonra üzerini örtmeyi unutmadı. Uyurken agresif halinden eser kalmıyordu. Yüzünde belli belirsiz bir gülücük oluştuğunda, Sophie'nin bakışlarına maruz kaldı. Toparlanıp odadan çıkmadan önce son kez uyurkenki haline baktı. Kapıya doğru yönelerek odadan ayrıldı. Merdivenlerden salona inip dış kapıdan çıkacağı sırada Sophie arkasından seslenmişti. Ona dönerek donuk bakışları ile söyleyeceklerini dinledi.
" Onun bu halde olmasının sebebini biliyor musun? "
Soruya karşı sessiz kalarak başını onaylar şekilde salladı. Sophie, tam karşısına dikilip öfkeli bakışlarını sabitlemişti.
" Ondan uzak duracaksın Klaus. Yoksa- "
" Sen ne cüretle beni tehdit edersin cadı bozuntusu? "
Sophie, büyülü kelimeler fısıldayarak parmak uçlarını ona doğrulttuğunda yaptıklarının yeniden işe yaramadığını anladı. Klaus, küçümser şekilde ona baktıktan sonra evden ayrıldı.
" O cadıyı bulup büyüyü bozacağım sonra da sana bu şehri zindana çevireceğim! "
Sophie'nin bağırışını duyup gür bir kahkaha patlattı. Kimse onun herkesten üstün olduğunu kabullenemiyordu. Karşı kaldırımda kız kardeşi Rebekah'ı gördüğünde, tepkisizce yanına gitti.
" Derek gitmiş. "
" Umurumda mı? "
Rebekah, sırıttıktan sonra omuzunu sıvazladı.
" Hadi ama koca oğlan Hayley ile aranda engel kalmadı. "
Klaus, söylenenlere sırıttıktan sonra Sophie diye geçiriverdi içinden. Bir anda ciddi ifadesine bürünüp kız kardeşinin kolundan tuttuğu gibi eve doğru yürütmeye başladı.
" Birdaha benim mesleme burnunu sokmayacaksın Bekah. "
Rebekah, kolunu ondan kurtardıktan sonra yine karşısına dikildi.
" Sende birdaha bana emir vermeyeceksin! "
Bir şey söylemeden yanından ayrılıp eve geçiş yaptığında abisi Elijah'ın salonda olduğunu gördü. Sessizce odasına çekileceği sırada abisi ona seslenmişti. Geri adımlar atıp karşısında durdu.
" Artık başını belaya sokmanı istemiyorum. Kaç gündür yediğin haltları temizliyorum. "
" Ben sana öyle birşey yap dediğimi hatırlamıyorum. "
Sözlerini sarf ettikten sonra odasına giderek balkona çıktı. Onun ardından Bekah salona giriş yapmış, ona bakıyordu.
" Senin de yediğin haltları bilmiyorum sanma. Siz ikiniz beni çileden çıkartmayın artık. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİÇE
FanfictionBen kimseye boyun eğmem, ama senin için diz çökerim. The Originals/Klayley kurgusudur.