Derek uyanalı yaklaşık on dakika olmuş ve onu bağladıkları ipi çözmekle uğraşıyordu. Kurt formu aktif olsaydı saliseler içerisinde kurtulabilirdi fakat o merhametsiz Niklaus ay ışığı yüzüklerini imha ettirmişti. Sinirleri tepesine çıkarken sıkıntı ile nefesini dışarı verdi.
" Köpekçiğimiz uyanmış. "
Kol'un hücreye girmesi ile gözlerini devirmeden edemedi. Anlaşılan onlardan korkmadığını kabullenemiyorlardı.
" Beni ne zamana kadar burada tutacaksınız? "
Kelimeler dudaklarından tıslarcasına dökülürken Kol pişkince sırıtmaya devam ediyordu. Klaus'un fotokobisi gibiydi, Ya da onun gibi olmak istiyordu. Cebinden sarımsı sıvıyla dolu enjektörü gösterdiğinde, Derek'in gözleri dehşetle açılmıştı bu resmen işkenceye giriyordu!
" Sana mamanı getirdim. "
Kahkahaları hücrede yankılanırken Derek bunların bir kabus olmasını diliyordu. Kurt formuna dönüşmek için dürtülerini harekete geçirse de işe yaramıyordu.
" Bugünkü menümüzde kurtboğan çorbası var."
" Canın cehenneme! "
Boğazı yırtılırcasına bağırdığında Kol yaklaşmaya devam ediyordu. Bacaklarını ileri geri hareket ettirse bile ipler çözülmekte inat ediyordu. Sağ bacağına aniden iğne saplandığında acı ile karışık çığlıklar attı. Vucudu daha fazla acıya katlanacak gibi değildi. Gözlerini karanlığa teslim etmeden Kol'un enjektörü yere attığını gördü.
" Daha bulamadın mı? "
Sophie, arkadaşının milyon defa sorduğu soru karşısında konsantresi tekrardan bozulmuş ve çatık kaşlarla ona bakmıştı.
" Çeneni kapatır mısın artık? odaklanamıyorum. "
Hayley, sıkıntı ile oflayıp adımlarımı pencerenin yanına yöneltip dışarıyı seyretti. O sırada Sophie tekrardan odaklanmaya çalıştı Derek'in kanını büyük haritaya döktükten sonra gözlerini kapıyarak büyülü sözcükleri fısıldamaya başladı. Zihninde karmaşık şeyler beliriyor, bir türlü bulunduğu yeri göremiyordu. Gözlerini aralayıp haritaya baktığında bir hareketlilik olmadığını görmüştü. Sinirle haritayı yere fırlatıp arkadaşına döndü.
" Büyü ile yeri gizlenmiş. "
" O halde büyüyü boz. "
" Yapamam. Çünkü her kim yaptıysa bozulmaması için gerekli önlemi almış. "
Kendisine bir küfür savurduktan sonra başını elleri arasına aldı. Şuan Derek'in ne halde olduğunu düşünmeden edemiyordu. Elinden geleni yapmasına rağmen Klaus'un kötülüklerini engelliyemiyordu.
" Söylememek konusunda ısrarcı mısın? "
Rebekah, elini Kol'un sol göğsüne sokup kalbini avuçladı. Kardeşlerinin böyle birşey yapması akıl karı değildi. Derek'in soyundan olan kurtlar durumu öğrenirse onlar için hiç iyi olmazdı. Kol, acı ile bağırmaya başladığında göz devirdi.
" Siz ikiniz ahmaksınız! sizin yüzünüzden başımıza gelmeyen kalmayacak! "
" Neden o kurtları savunuyorsun? "
Rebekah, sinirle avucunda atan kalbi birazdaha sıktığında kardeşinin zavallılığına acımadan edemedi.
" Peki sen neden Klaus'un yanındasın bizi kalbimizdeki hançerle tabutlara kilitlemesin diye mi? "
Kol, söylediklerine cevap vermediğinde elini kalbinden çekerek saçından tutup suratına yumruk indirdi.
" Hemen Derek'in yerini söyle bana! "
İkisi birbiri ile boğuşurken Klaus, bahçeden sesleri duyarak eve giriş yapmıştı. Rebekah'ın Kol'u hırpaladığını görünce hızla kız kardeşini duvara doğru itip Kol'u yerden kaldırdı.
" Sen ne yaptığını sanıyorsun? "
Rebekah, Klaus'un sorusuna karşı ayaklanıp karşısına dikilip bağırmaya başladı.
" Senin yediğin bokları temizliyorum! o kurdu tutsak edip her gün kurtboğan enjekte etmek de ne demek? "
Klaus, ellerini kız kardeşinin boynuna dolayıp sıkmaya başladı. İşine karışılması sinirlerini bozuyordu. O tabutlarda kilitli kalsalar herşey daha kolay olabilirdi. Rebekah'ı duvara yaslayıp, boynunu daha çok sıktı.
" Kafanı gövdenden ayırmamı istemiyorsan çeneni kapalı tut! "
Klaus'un söylediklerine tepki vermediğinde, elini boynundan çekip Kol ile birlikte evden ayrıldılar. Bedeni yer ile buluştuğunda gözlerini sıkıca kapadı. Kardeşine o kadar sinirliydi ki öfkesinden sağlıklı düşünemez hale gelmişti. Bedenini yerden ayırıp ayaklandığında, ne yapması gerektiğini düşündü. Ne pahasına olursa olsun Klaus'u durdurmalıydı. Yoksa Mikaelsonlar diye aile kalmayacaktı. Evden ayrılıp Derek'in sürüsünün yaşadığı ormana gitti. Kurtlar, karşılarında bir vampiri gördüklerine şaşırmışlardı. Bu bölgeye Niklaus'dan başka vampir gelmiyordu. Derek'den sonraki temsilcileri karşısına geçtiğinde tüm kurtları süzmeye başladı ve tekrardan temsilciye baktı.
" Yanlış geldin sanırım. Burası mankenlik ajansı değil. "
" Bir sorununuz var. "
Kurtların hepsi pür dikkat onu dinlemeye başladığında bunun doğru ya da yanlış olduğunu düşünmeden edemedi. Herşeyi ailesinin iyiliği için yapıyordu. Bunları söyledikten sonra kardeşinin başına iyi şeyler gelmeyecek olsa da kurtlarla yapacağı anlaşma sonucunda paçayı sıyırabilirlerdi.
" Niklaus temsilcinizi kaçırdı. "
Sürüden şaşkınlık kelimeleri yükselirken, ikinci temsilcileri elini havaya kaldırıp susmalarını sağladı. Donuk bakışlarını Rebekah'ın üzerinde gezdirdikten sonra ellerini göğsünün altında birleştirdi.
" Sana neden inanalım? sizi onun yanına götüreceğim diyerek bizi de tuzağa düşürebilirsin. "
Rebekah, duyduklarına karşı kıkırtısını gizliyememişti. Ciddiyetsiz kişilerle muhattap olmak hoşuna gitmiyordu.
" O zaman Hilal sürüsünün kraliçesi Hayley Marshall'a sorun. Ayrıca yerlerini bilmiyorum ama birlikte çalışırsak bulabiliriz. "
Kurtlar, kararsızca birbirlerine baktığında, temsilcileri tepkisizce etrafı süzerek tekrar ona döndü.
" Pekala Rebekah Mikaelson seninle iş birliği yapmayı kabul ediyoruz. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİÇE
FanfictionBen kimseye boyun eğmem, ama senin için diz çökerim. The Originals/Klayley kurgusudur.