Niklaus, öfkeli ruh haliyle tekrardan salona döndü. Rebekah Niklaus'u, Elijah ise Kol'un önüne geçerek birbirlerine saldırmalarını önlemeye çalıştılar." Ne halt yediğini gördün mü Kol Mikaelson? "
" Olması gereken buydu Nik- "
" Kapa çeneni! sen kim oluyorsun da bana adımla hitap ediyorsun? "
Miklaus'un bağırışları her dakika şiddetini arttırıyordu. Elijah, sinirlerinin bozulduğunu hissediyordu. Bu olaylar artık canını sıkıyordu. Kol'u bırakarak kardeşi Niklaus'un karşısına dikildi.
" Öfkenin seni ele geçirmesine izin veriyorsun. İkinizde kendinize gelin! "
Niklaus, sessiz kalarak salonu terk etmişti. Odasına geçerek gizli yerinden bir hançer alıp tekrardan salona döndü. Diğer Mikaelsonlar hançeri gördüğünde şaşkınlıktan ne yapacaklarını şaşırmıştı. Niklaus, hiddetle kardeşi Kol'un üzerine yürüdü.
" Bu hançeri müsait bir yerine saplamamam için bir sebep söyle! "
Rebekah, abisinin önüne geçip hançeri kavradığı elini tuttu.
" Yapma bunu, Nik! "
Niklaus, ateş saçan gözlerini Kol'dan çekmeden Rebekah'ı başka tarafa itekledi. Kol, gerçekten korkuyu hissediyordu. Tekrardan o tabuta geçmek tüylerini ürpertiyordu. Geri adımlar attıkça Niklaus da üzerine geliyordu. Niklaus bu kovalamacadan sıkıldığında Kol'u omuzundan tuttuğu gibi hançeri sol göğsüne sapladı. Rebekah'ın ağzından tiz bir çığlık yükselmesinin ardından Kol bedenini serbest bırakmıştı. Yere düşmesinin ardından Niklaus Kol'u kaptığı gibi evden ayrıldı. Rebekah, abisi Elijah'a korku dolu bakışlarını yöneltti.
" İçindeki iblis yeniden doğuyor Rebekah. Peşinden gidersek bizi de aynı şekilde cezalandıracak. "
" Onun peşinden gitmeliyiz- "
Rebekah, gitmek için hareketlendiğinde abisi kolundan tutup gitmesini engelledi.
" Sözümden çıkma. Bu evi terk etmek zorundayız en azından o sakinleşene kadar. "
" Fakat Kol- "
" Sakinleştiğinde kardeşimizi yeniden dirilteceğiz. Hadi gidelim. "
Niklaus, Kol'un cansız bedenini tabuta yerleştirip kapağını kapatarak kilitledi. Daha sonra arkasında bulunan cadıya döndü.
" Onu büyü ile görünmez yapmayı unutma ve onun yerini bulabildin mi? "
" Evet, şuan senin evinde görünüyor. "
Niklaus, işitir işitmez cadı mezarlıklarından ayrılp doğruca evine gitti. Bahçenin büyük kapısını araladığında, Hayley ile göz göze gelmişlerdi. Seri adımlarla karşısına geçip hayıflanmaya başladı.
" Nereye kaybolmuştun? senin için endişelendik. "
" Sadece hava almak istedim. Ayrıca benim için sadece Rebekah endişelenmiştir. Diğer kardeşlerin konusunda aynı fikirde değilim. "
Niklaus, sessiz kaldığında ikiside içeriye geçmişlerdi. Hayley, salondaki dağınıklığa karşı sorar gözlerle Niklaus'a baktı.
" Önemli birşey değil. Kısa bir tartışmaydı. "
" Hiç öyle görünmüyor. "
Niklaus, içki rafını açarak bir şişe viski çıkartıp iki kadeh kaptığı gibi Hayley'in yanına gelmişti.
Viski dolu bardağı Hayley'e uzattığında Niklaus'dan alarak kafasına dikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİÇE
FanfictionBen kimseye boyun eğmem, ama senin için diz çökerim. The Originals/Klayley kurgusudur.