Selam canısılar. Bugün kitaba bir göz atayım neler var neler yok diye bir baktım genç kurguda 281 olmuşuz. Hepinizi çok seviyorum. İyi okumalar...
Eylül "Serkan?"dedim. Cemre ile Serkan kavga ediyordu. Yanlarına gittik.
Serkan "Sen nasıl benden başkasıyla çıkabilirsin?!"
Cemre "Sen kimsin ya?! Sen beni bıraktın anladın mı?! Şimdi defol!"dedi. Yürü be Cemre'm.
Güney "Serkan defol git burdan"dedi. Daha sonra Serkanın gözü Ali ile benim elime takıldı. Daha sonra alkışlamaya başladı.
Serkan "Vay be. İkinizde ha? Eylül senin ne işin var bu adamla?!"
Eylül "o bu adam değil! O benim sevgilim ve seni ilgilendirmez anladın mı?!"
Ali "Serkan bak seni çok kötü döveceğim git burdan!"
Serkan "Gitmiyorum lan göndersene hadi"
Songül "Serkan sınırlarını zorlama!"
Berk "Ali gel biz şunun bir ifadesini alalım kardeşim"
Cemre&Eylül "Hayır saçmalamayın"dedik. Çünkü Serkan'ın kanser olduğunu bizden başka kimse bilmiyordu. Berk ve Ali bize anlamamışça bakıyordu.
Eylül "Yanii... kavgaya gerek yok. Serkan sende git"
Serkan "Bana acıma Eylül anladın mı?! Bana acıma!"
Cemre "Sana acıdığımız falan yok Serkan. Gider misin?"
Ali "Bir dakika siz niye buna acıyorsunuz? Bu salağa niye acıyorsunuz?"
Eylül "Acımıyoruz! Serkan sende git hadi"dedi.
Serkan "İkinizle konuşmak istiyorum"dedi Cemreyi ve beni göstererek. Cemreyle kaş göz işareti yaptık.
Cemre "Biz bi konuşup gelelim"
Eylül "Aynen yürü Cemre"dedim. Serkan ve Cemreyle dışarı çıktık.
Eylül "Evet Serkan bizimle ne konuşacaksın?"
Serkan "Eylül benim hastalığımı öğrendiğini biliyorum. Cemre ağzını kapalı tutamamış belli. Bana acımayın lütfen. Hem benim kan değerlerim yükselmiş. İyiyim ben artık. Bu hafta son olarak kemoterapi göreceğim. Kanser vücudumdan tamamen atılmış. O yüzden acımayın bana. Şimdi bana hesap vermek zorundasınız. Kim bı 2 gerizekalı?" Başta ne güzel konuşuyordu şimdi ne oldu?
Cemre "Serkan ağzını topla. Onlar bizim sevgililerimiz anladın mı? Artık rahat bırak bizi. Sende sev başka insanlara aşık ol. Onlarla hayatını birleştir. Sende dene"
Serkan "Cemre ben... bilmiyorum ikinizide seviyor gibiyim. Bende bilmiyorum hanginizi sevdiğimi. Ama şimdi yapacağım şey için lütfen kızmayın bana. Sadece anlamaya çalışıyorum lütfen kızmayın"
Cemre ile birbirimize baktık. Ne diyor bu?
Eylül "Serkan ne yapacaks....."dememize kalmadan ağzımıza pamuk yerleştirildi. Daha çırpınamadan bayıldık...
&&& Songülden
Kızlar yaklaşık yarım saattir ortada yok. Endişelenmeye başladım.
Songül "Ya kızlar yarım saattir ortada yok! Bu manyak Serkan bir şey yapmış olmasın?"
Ali "Arayalım o zaman"dedi ve Eylül'ü aradı.
Ali "telefonu çalıyor ama açmıyor. Cemreyi arayın"dedi. Berk Cemreyi aradı. Oturduğumuz masada çaldı telefon.
Songül "Ay yok bu manyak Serkan bir şey yaptı kesin! Ya hadi çıkalım dışarı arayalım şunları!"dedim. Masadan Cemrenin telefonunu alıp çıktık. Bende Serkanı aradım açtı.
Serkan "Alo? Efendim Songül?"
Songül "Serkan kızlar nerde?!"
Serkan "Sahile gidiyoruz dediler yanımdan ayrıldılar. Ben bilmiyorum"
Songül "Cemrenin telefonu yanımızda Cemre telefonsuz bir yere gitmez! Nerde bu kızlar?!"
Serkan "Sen ne karışıyorsun? Biz kızlarla geziyoruz. Kapattın hadi görüşürüz"dedi. Kapattı.
Songül "Ulan Serkan ulan Serkan!"
Ali "Ne olmuş?"
Songül "Kızlarka geziyormuş sözde! Yalan atıyor! Eylülün telefon sinyalinden bulabilir misin yerlerini Ali?"
Ali "Buluruz. Karakola gidelim önce."dedi. Dolmuşa binip karakola geldik. Ali sinyalden buldu.
Songül "Burası Kemal'in Eylül'ü aç ve susuz bıraktığı yer değil mi?! Kız kim bilir nasıl korkmuştur!"
Ali "Kemal kim?"
Songül"Şimdi bırak o pisliği hadi gidelim hemen!"dedi. Hızla o av evine doğru yol aldık. Hızla eve girdiğimizde yerde sadece Eylül'ün camı çatlamış olan telefonu vardı.
Ali "Allah kahretsin bizden önce davranmış! Neyse Serkan'ın sinyalini bulabiliriz. Fadiği arayayım."dedi. Fadiği aradı. Sinyalinden yerini bulamadılar çünkü telefon kapalıydı. Her an takipte olacaklardı. En ufak sinyal aldıklarında oraya gidip baskın yapacaklardı.
Meral "Umarım kızlara bir şey yapmamıştır! O pislikten beklerim!"
Songül "Ya Meral! Demesene şöyle şeyler! Ali ve Berk burda"dedi sessizce.
Meral "O pisliği ben geberticem! Ali onu hapise tıktırmadan önce onu bir güzel döveceğim!"
Ali "Onu bir bulayım cehennemin dibine sokacağım!!"
Berk "Onu fena benzeteceğim!!"
Songül "Yürüyün hadi! Eve gidelim! Sinyal aldığınız an bize haber verin"
Ali "Tamam"dedi. Hep beraber eve döndük. Yaklaşık 3 saat sonra eve bir mektup geldi. Mektubu gönderen Eylül ve Cemreydi. Hızla açtık. Meral ile beraber okumaya başladık.
Songül "Kızlar bizi merak etmeyin biz Cemreyle çok iyiyiz. Sadece biraz yalnız kalmak istiyoruz. Sizi seviyoruz. Altında imzaları var. Ama onların imzası değil bu! Aliye haber verelim. Postanın nereden geldiğine baksınlar."dedim. Kağıtla beraber karakola gittik. Ali nereden geldiğini öğrendi. Şileden geliyordu. Postanenin kamera kayıtlarına bakıldı. Serkan vermişti mektubu.
Songül "Ben size dedim! Serkan yaptı dedim!"
Aliden
Telefonum çaldı. Bilinmeyen numaraydı. Numara gözüküyordu ama.
Ali "Alo? Kimsiniz?"
X "Ali.. benim Eylül. Biz şiledeki bir yazlıktayız. Önümüzde büyük bir kumsal var kocaman bir deniz var. Şezlongların rengi pembe lütfen kurtarın biz....
Eylül!!
Ali kurtar bizi lütf...."demesine kalmadan telefon kapandı. Allah kahretsin!
Songül "Ne oldu Ali?"
Ali "Songül Eylül'ü bulacağız. Şiledeler ve bahsettiği yeri biliyorum. Kaçmadan hemen gitmemiz gerek."dedim hızla ekiple beraber bahsettikleri yere gittik.Tamda düşündüğümüz gibi. Evin içinden sesler geliyordu bağrış çağrış Eylül yapma diye bağrıyordu. Kapıyı kırdığımız anda silah patladı...