14

634 56 34
                                    

Diğer derslerde de aynı geçti. Tabii ben bugün boyunca sınıftan çıkmadım.

Yanımdaki gıcık ile ilgili bildiğim tek şey adı ve geldiği okul. Başka yok. Gerçi o benim daha adımı bile bilmiyor da...

Okulun çıkış zili çaldığında sakince eşyalarımı topladım. Okulun boşalmasını istiyordum. O ikisini görmek bana iyi gelebilecek en son şey bile değildi.

"Şt! Sarışın!"

Seslenen kişiye baktığımda Demir'di. Yani şu meşhur ukala şahıs!

"Ne var? Bu arada adım sarışın değil, Bahar."

"Her neyse. Sonuçta sarısın."

Gerçekten sabrımı sınıyor!

"Ne var?!" Dedim sabır diler gibi.

"Şu sarışın çocuk. Hani mavi gözlü."

"Oğuz. Ee? Ne olmuş?"

"O senin neyin oluyor?"

"Amcamın torunu. Sana ne?"

"Dalga geçme. Dürüstçe bir şey sorduk."

"Dalga denizde olur. Eğer sen de burada imha edilmek istemiyorsan toz ol."

Dedim ve tüm coolluğum ile sınıftan çıktım.

***

Bahçeye çıkmıştım ki, o ne ya?!

Eylül ile Oğuz konuşuyordu hem de gülerek. Sonra Eylül gidecek iken Oğuz baya bir yaklaştı ama Eylül kendini çekti. Biraz sonra da Oğuz gitti.

Alkışlayarak Eylül'e yaklaştım.

"Bahar?"

"Bravo Eylül Erdem!"

"Ne oldu?"

"Ne olmadı ki?!"

"Yaklaştım."

"Bana bak; Oğuz benim, tamam mı?!"

"Kafayı mı yedin be?!"

"Evet kafayı yedim, çünkü siz bana kafayı yedirttiniz!!"

"Sen iyi değilsin."

"Dur bakalım."

"Oğuz benim tamam mı?! Ne senin, ne de o kardeşin olacak İpek'in onu almasına asla izin vermeyeceğim!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Oğuz benim tamam mı?! Ne senin, ne de o kardeşin olacak İpek'in onu almasına asla izin vermeyeceğim!"

Sinirlenmişti. Ama benden sinirli kesinlikle değildi.

"Bırak!!" Diye bağırdı ve kolunu hızla çekti. Sonra da okuldan çıkıp gitti.

Bunu burada bitirmeyeceğim Eylül Erdem.

Okula girdim ve müdürün odasına daldım.

"Bana bak! Kamera kayıtlarını bana ver, yoksa yaptığın tüm şerefsizlikleri babama anlatırım!"

"Ne oldu?"

"Sadece dediğimi yap!!"

10 dakika içinde bugünün kamera kayıtlarını verdi. Eve gidince bir kaç montaj yaptım ve tam da Oğuz ile Eylül'ün olduğu yeri kırptım. Bakalım şimdi ne yapacaksın Eylül Hanım (!)

Sabah olduğunda okula gelir gelmez Ali Asaf'ı buldum.

"Ali!"

"Bahar? Ne oldu?"

"Gelmen lazım."

"Ama Eylül-"

"Eylül ile ilgili zaten!"

Ali Asaf'ı bir kenara çektim ve görüntüleri izlettim. O anlık siniri ile telefonu fırlattı ve gitti. Yuh be! Kaç para verdim ben o telefona!

Şimdi bitti Eylül Hanım.


Biraz ortalık karıştırmış olabilirim. Ama diğer bölüm daha güzel olacak.

Bu arada.

Sizin aklınıza gelen Taşikardi "kalbin çok hızlı atması" değil mi?

Benim aklıma gelen Taşikardi ise "yeni kitap" 😉

Yeni kitabın ilk bölümü yayında. Bakarsanız sevinirim 😊.

9-B | 1. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin