18

603 63 28
                                    

"Sen İpek' i seçtin Oğuz. Ben de Demir' i. Şimdi boş yapma."

Dedim ve eve girip kapıyı kapattım. Sert davranıyordum, biliyorum. Ama benim de bir kalbim var. Kırılıyor mesela.

*** (BahEy, DemBah, AlEy & Oğİt)

Sabah okula geldiğimde bizimkiler beraberdi. Yani Eylül ve Ali Asaf. Bir dakika! Demir mi o?

Yanlarına gittim. Demir beni görünce sarıldı ve yanağımdan öptü.

"Günaydın, sevgilim. Ben de seni soruyordum."

"Hı. Geldim işte." Dedim ve güldüm. Ya sen ne güzel gülüyorsun öyle? Yeşil yeşil bakıp gülüyor. Ben de gözlerimi ona kilitledim ve gülerek karşılık vermeye devam ettim. Liseli aşıklar terimi tam da buna uyuyordu.

Eylül elini aramızda salladı.

"Heey! Kendinize gelin ya. Biz de buradayız!"

Gözlerimi demirden ayırmadan cevapladım.

"Siz de bakışın o zaman."

"Doğru söylüyorsun kanka! Gel Eylül. Biz de bakışalım. Bünyemin o güzel mavilerine bakmaya ihtiyacı var."

"Ya Ali ya."

"Eridin mi sen?"

"Çoo- bir dakika! Şu kız kim?"

Arkasını dönüp bakıyor.

"Nazlı işte."

"Niye sana bakıyor?"

"Bakılmayacak gibi miyim Allah aşkına?"

"Ay egonu yesinler!"

Onlar böyle atışır iken biz hala birbirimize bakıyorduk. Demir bu kadar yakışıklı mıydı ya?

"Selam gençler! Bölüyoruz ama..."

"Ne işin var burada, İpek?"

"Yanınıza geldik işte. Tabii, Bahar hanım bakar ise!!"

"Bakmaya değecek biri olsaydın, bakardım. Şüphen olmasın." Dedim gözlerimi hala demirden çekmeden.

"Oooo!!" Diye bağırır iken Ali Asaf, Eylül ile Oğuz da çaktırmadan gülüyordu. Demir ise biraz daha gülümsedi ve elimden tutup bir yere götürmeye başladı.

***(Eyİt)

"Bahar ve Demir gitti, İpek! Gidebilirsin yani!!"

"A-a! O nereden çıktı abla? Ben Bahar'a nispet mi yapıyorum yani?"

"Aynen öyle! Şimdi hadi git." (Ali)

"İpek; ya şimdi gidersiniz, ya da ben senin o boş kafatasını açar içine beyin yerleştiririm. Ama gerek yok bence. Çünkü ihtiyacı olanlar ve kullanmasını bilenler kullanmalı."

Dedim ve Ali' nin elinden tutup okula soktum. Kardeşime laf sokmak daha zevkli imiş ya!

**** (Esalp)

"Selam herkese!"

Alp ile konuşuyorduk ki bu kız geldi. Kim bu?

"Alp. Sen bunu tanıyor musun?"

"Hayır...yeni kız galiba."

"Yeni kız mı? Nereden biliyorsun yeni olduğunu? Kim olduğunu nereden biliyorsun? Ne var bu kız ile aranızda?"

"Yuh artık Esma'm ya! Ürettin de ürettin! Maşallah! Fazla paranoyaksın ya. Bir derin nefes al, kendine gel!"

"Ha yani ben kendimde değilim. Malın önde gideniyim ben değil mi?"

"Esma niye böyle yapıyorsun? Onu kastedmediğimi biliyorsun. Şimdi gelen bir kız yüzünden niye huzurumuzu kaçırıyorsun?"

"Ben mi kaçırıyorum senin huzurunu!!! İyi!! Gideyim de huzur bul!!"

Dedim ve kalkıp sınıftan çıktım.

**** (DemBah)

"Demir ne yapıyorsun?! Nereye gidiyoruz?!"

"Seni kaçırıyorum."

"Ehehe güzel şaka."

"Ben ciddiyim güzelim."

"Ay gerçekten de ciddisin! Ama sevgilim, babamın kulağına giderse ben biterim."

"Bitmezsin. Bitirmem." Dedi ve göz kıpırtı. Tatlı bir tebessüm ettim. Okul sınırlarından çıktığımızda adımlarımızı yavaşlattık. El ele tutuşup tatlı tatlı yürüdük. Biraz sonra karşımıza 2 bisiklet çıktı.

"Demir?"

"Öyle kuru kuru kaçmak olmazdı." Dedi ve siyah olana bindi. "Hadi bakalım!"

Su yeşili bisiklete bindim. Demir önden gitmeye başladı ben de arkasından takip ettim. Sevgi yolu' na gittik. Her şehirde mutlaka 1 sevgi yolu vardır. Kimisi sahilde, kimisi çarşıda...bizimki de ormanda işte. Mavi, pembe, yeşil, sarı, kırmızı renkli ağaçların olduğu bir yol. 10 tane mavi ağacı geçtikten sonra 10 tane pembe ağaca gelmişti sıra. Tüm yol böyle ilerliyordu. Yerde kurumuş yapraklar...

Demir'e yetiştim. Yan yana gidiyorduk. Aynı anda birbirimize baktık ve gülümsedik. Saçlarım rüzgar dolayısıyla geriye doğru uçuşup önümü açıyordu. Eteğim kısaydı ama sorun yaratmıyordu.

Yağmur yağmaya başladı. Birden Demir öne geçti ve yolumu keserek durdu. Ben de durdum. Niye durduk? Sırılsıklam olacağız!!

Eylül bana "Bazı insanlar yağmuru izler, bazıları ise ıslanır." derdi. O ıslanan, ben de izleyen taraftım. Sanırım tek farkımız da buydu.

"Niye durduk?!" Dedim yağan yağmurun şırıltısında sesimi duyurmak istercesine.

"İn!!"

Bisikletinin tutmacını açtı ve indi. Ben de aynısını yaptım ve yanına gittim.
Belimden tutup çekti.

"Ne oldu?" Diye sordum. Çünkü merak ediyordum.

"En sevdiğim şey yağmur altında dans etmek. Ama bunu ilk defa bir kız ile yapacağım."

Dedi ve elimin birini kavradı. Yağmur altında müziksiz dans ediyorduk fakat müziğin melodileri ruhumda çalıyordu. Ruhumda Durum Leyla çalıyordu.

Sorma, durum Leyla
O sesler yok aslında
Bir gün çıka gelse
Yok yok olmaz asla, Leyla

Mucizesini bekler bu yürek, vazgeçmez senden asla....

9-B | 1. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin