12

571 55 26
                                    

Uyandığımda Bahar'ı yanımda görememiştim. Ama aşağıdan sesler geliyordu.

Lavabodan çıkınca aşağı indim. Mis gibi kokular geliyordu. Ama mutfak?

"A-a! Esma?! Bahar?! Mutfağı savaş alanına çevirmişsiniz!"

Esma güldü. Bahar cevapladı.

"Ama sonuç?"

Masaya baktım. E boş?

"Sonuç boş masa mı?"

"Hayır tabi ki de. Dışarı bak."

Bahçeye baktım. Havalar burada ılıktı. Bu yüzden bahçeye kurmuşlar masayı. Ama çok güzel gözüküyor.

"Sen geç otur biz geliyoruz."

"Niye?"

"E hadiii!"

Daha fazla dayanamadım ve dediklerini yaparak masaya oturdum. 5 dakika sonra Esma'nın elinde omlet tabağı -Eylül yazıyor- , Bahar'ın elinde ise Nobel ödülü vardı.

"Bu ödülü size takdim etmekten onur duyarım, Sayın Eylül Erdem."

Ödülü verdi.

"Yılın en iyi dostu?"

Gülmeye başladılar. Ben de eşlik ettim. Omlete baharat ile "Eylül" yazmışlar ya.

Kahvaltıdan sonra hazırlanıp çıkıyoruz. Ama biz Esma ile birlikte Bahar'ı eve değil, başka bir yere götürüyoruz.

"Nereye?"

"Sürpriz."

"Ne? Ne sürprizi?"

"Sürpriz söylenmez, Sayın Bahar Tunç."

"Yaa."

Diyerek mızmızlandı. Bir süre sonra gelmiştik.

"Lunapark?!"

"Yaa" dedik Esma ile aynı anda.

Lunapark'a girince ilk işimiz gondola binmek oldu.

***

Öğlene gelmişti vakit ama hala bulamamıştık kızları. Ali delirmek üzere. Alpte öyle. Ve tabii İpekte.

Bahar'ın ailesinin yazlık evine de baktık. Yoklar. Esra teyze de endişelendi. Polise bile haber verdik.

"Yok mu bir haber daha?"

"Yok."

Off!!

****

Lunaparkta çocuklar gibi eğlenmiştik. Ama artık dönme vaktiydi. Bahar'ın evine geldik ama kimse yok. Bahar aradı.

"Anne? Neredesiniz....ben mi?....Biz beraberiz kızlarla....ne?!....tamam geliyoruz."

Kapattı.

"Ne olmuş?"

***

Annemler bu sefer çok abarttılar. Emniyet ne demek?!

Şu an da kızlarla birlikte geldik ve emniyete giriyoruz. Bizi gördüklerinde koşarak geldiler.

Eylül'e İpek ve Ali, bana annem ve babam, Esmaya da alp sarıldı. Oğuz öylece duruyordu. Tabi ya. Ne yapacaktı ki?

"Neredesiniz siz?!" Diye bağırdı Ali ve annem.

"Çok endişelendik." Dedi babam.

"Tamam merak edilecek bir şey yok, Ali. İyiyiz işte. Buradayız."

"Neden cevap vermiyorsun?!"

Eylül telefonuna baktı.

"Şarjı bitmiş. Yok bir şey. Abartmayın."

"Abartmayın (!)?! Eylül ne kadar rahatsın?"

"Rahat falan değilim! Sadece olgunum."

"Ne yani? Merak etmek ergenlik mi oluyor?"

"Saçmalama."

"Her neyse."

"Hafi gidelim artık." Dedim İpek ve Oğuzu daha fazla görmeye dayanamayarak.

Eylül elimden tuttu ve sıktı, destek olur gibi. Bende sıktım.

İşler hallolunca da evlere dağıldık.

AlEy kokusu alıyorum jsjsjs.
Ve tabi ki EsAlp.

9-B | 1. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin