22

389 43 21
                                    

Gözlerime baskı yapan güneş ışığı, esen meltem rüzgarı ve kuş cıvıltıları ile adeta bir cennete uyanıyordum. Gülümseyerek açtım gözlerimi. Huzur doluydum. Cennete mi düştüm? Derken sağımdaki ilaçları fark ettim. Ya ama ya! Ben niye kafa üstü çakıldım şimdi?! Ne güzel mutlu uyanmıştım!

Oğuz' u rüyamda öylesine tatlı görünce gidip gerçekten öpesim gelmedi desem yalan olur.

Bir saniye! Benim kar kürem nerede?!

Telaşla etrafa bakındım. Ama göremedim. Kapı açıldı ve tüm neşesiyle Eylül girdi. "Çok iyisin! Demiştim çorbanın çok iyi geleceğini değil mi? Daha da yaramış. Neden acaba?" Dedi ve dalga geçmeye başladı. Sinir ya! Tamam! Aşkım, canım, bebeğim, kardeşim. Ama gıcık!!

"Hadi kalk artık. Okula gitmemiz gerek. Hem rapor günün, hem de hafta sonu bitti." Ve yine bir Eylül Erdem klasiği! İneklik!

"Tamam ya tamam." Dedim ve oflayarak yorganı kaldırdım. Artık okul vakti...

***

Ben hayattan soğumuş bir vaziyette okula gitmek için evden çıktığımda Eylül yine o buz gibi maskesini takmıştı. Bir kıza her hal yakışır mı ya?

Kollarımı önümde bağlatıp oflayarak okula doğru ilerlerken Eylül ikaz etti. "Oğuz' u göreceksin işte, ne bu hayattan soğumuşluk?"

Kız haklı. Yine haklı. Yine ve yine haklı!! Ya Eylül ne olurdu biraz haksız olsan?

Oğuz' u düşününce birden yüzümde güller açtı. Ama aklıma Demir gelince tekrar eski halime döndüm. "Küçük Emrah gibi kalacak çocukcağız..."
"Ona bir şey olmaz. Bir iki gün kafayı size takar, sonra hayatına devam eder."
"Ne biliyorsun?"
"Stalk bebeyim."
"Haa şu kızların ata sporu! Sen de mi?"
"Ayıpsın." Dedi ve gülümsedi. Vay be! Eylül Hanım' da ne cevherler varmış!

"E bu sonuca nasıl ulaştın? Ne kadar süredir yapıyorsun? Uzun olmalı."
"O kadar da uzun değil. 1 saatimi aldı."
"Nasıl?!"
"12 ağdan farklı yerlere aynı anda stalk yapınca 1 saate TC kimlik numarasına kadar öğreniyorum." Dedi gururla. Bir saniye! Bu benim Eylül mü?! Şu an ben bile aslında onu tam tanımadığımı fark ettim. 12 ağdan stalk ne?!

"Ee...eğitim veriyor musunuz, sayın Eylül Erdem?"
"Düşünmüyorum."
"Bu çok ani oldu, bir saniye..."
"Dürüstlük sağ olsun."
"Fazlası zarar, bebeğim."
"Dikkat et, bebeğim."
"Eylül sen de mi ya!!!"

***

Okulun bahçesinden girer girmez Oğuz' u Ali Asaf, Alp ve Esma' nın yanında gördüm. Yanlarına gittik.

"Günaydın!" Dedim Oğuz' a bakarak. O da gülümseyip "Günaydın, su perisi." Dedi. Ahh! Bu lakap neden benim bu kadar hoşuma gidiyor? Kalbim yerinden çıkmak için sabırsızlanıyor gibi hissediyorum.

"Günaydın, sevgilim!!"

Demir...

"Günaydın." Dedim gülümsemeye çalışarak. Ona bunu yapmak istemiyordum. Kalbini kırmak istemiyordum.

Göz ucuyla Oğuz' a baktığımda bozulmuştu. Kıyamam ki? Ama Demir ile de nasıl ayrılacağım ki?

Of Bahar!! Yine kendini soktun ikileme! Bravo, güzelim!! Bravo!!

9-B | 1. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin