15

704 58 26
                                    

Bugün okul balosu vardı. Herkes orada olacaktı. Hazırlandım. Babam balonun olacağı yere beni bıraktıktan sonra gitti. İçeri girdim. Eylül ile Ali Asaf?! E ama... Ali Asaf o gün Oğuzun yanına gitmişti. Hatta Oğuz'un gözünün altı kızarık. Nasıl oluyor da şimdi Eylül ile mutlu mesut gülebiliyor?

**

Balo ilerlediğinde canım sıkılmaya başlamıştı ki içeri giren çift ile tüm gözler benim ile o çiftin arasında gidip geldi.

İpek ve Oğuz geldi.

Moralim bozulmuş muydu? Evet! Hemde anında 0'a iniş yaptı!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Moralim bozulmuş muydu? Evet! Hemde anında 0'a iniş yaptı!

Dans müziği çalarken ikisi dans etmeye başladı. Onları izlemeye başladım. O sırada Ali'nin yanıma yaklaştığından habersizdim.

"Bahar."

"Ali?"

"Eylül ile konuşmalısın."

"A-a! Nedenmiş (?)"

"Çünkü o gün olanlar tamamen yanlış anlaşılma. Eylül aslında o gün Oğuz ile senin için konuşuyormuş. Ama giderken Oğuz'un saati çantasına takılmış. Çıkarınca da gitmişler işte. Sen her şeyi çok yanlış anlayarak Eylül'ün kalbini boşuna kırmışsın. Özür dilemelisin."

"Ne? Ciddi misin sen?"

"Evet. Hem Oğuz ile hem de Eylül ile konuştum. İkisi de aynı şeyi dediler."

"Oğuz onu sevdiğimi biliyor mu?!"

"Hayır. Senin ile ilgili sadece. Sevgili oyunu falan."

"Hadi ya. Ben... Eylül'ün kalbini boşuna kırdım yani."

"Özür dilemelisin."

"Nerede?"

"Bak. Orada. Ben de yeni çocukla görüşeyim bakalım. Neyin nesiymiş."

Ali Asaf gidince Eylül'e yaklaştım.

"Eylül?"

Baktı. Gidecekken elinden tuttum.

"Dinle beni. Ben...çok özür dilerim. Oğuz'a olan aşkım ve İpek'e olan nefretim yüzünden sana patladım. Çok çok özür dilerim. Sen benim tek varlığımsın."

Dönüp baktı.

"Ama ben senin tek varlığın olmaktan memnun muyum......bilmiyorum." dedi ve gitti.

Al işte Bahar! Bir varlığını daha kaybettin!

Ağlayacağımı anladığımda dışarı koştum. Dışarı çıkınca biraz rahatlamıştım. Ama üşümüştüm.

Kollarımla kendimi sardım. Omzumda bir şey hissettim.
Demir gelmişti. Ve ceketini omuzlarıma koymuştu. Ceketi çektim ve uzattım. Aldı.

"Buna gerek yok." Dedim ve gidiyordum ki kolumdan tutup sertçe çekti. Aşağı düşecektim ki belimden kavrayarak önledi.

"Zaten gerek var mı diye bir şey demedim." Dedi ve ceketi omuzlarıma koydu. İnat edeceğini bildiğim için kabul ettim.

"Eylül ile ne meseleniz var?"

"Seni ilgilendirmez."

"Oğuz yine, değil mi?"

"Sana seni ilgilendirmez, dedim."

"Beni sınama Bahar. Doğru düzgün sorularıma cevap ver."

"Neden bunu yapayım?"

Başını bana çevirdi ve gözlerime baktı.

"Çünkü çok yakışıklıyım. Ve bu yakışıklı şu an seni tutuyor. Değerini bil, bence."

Ellerine baktım. Hala belimdeydi. İttim.

"Sen bir ego yığınından başka bir şey değilsin Demir Korkmaz!"

"Öyle mi? Seninki çok mu mütevazı?"

"Seninki?"

"Şu meşhur Oğuz Dağçakrak'tan söz ediyorum."

"Soy adına kadar öğrenmişsin."

"Ebesine kadar biliyorum ben onu."

"Nasıl?"

Yaklaştı ve balkon korkuluklarına sıkıştırdı. Kulağıma eğildi ve fısıldadı.

"Çünkü ben Demir Korkmaz'ım."

Dedi ve ceketini alıp gitti. Öküz!

***

"Hop! Bir yere mi gidiyorsunuz Demir Bey?"

" Bana bak sarı çocuk. Bana bulaşma. Fena olursun."

"Hadi ya? Etsene bakalım, nasıl ediyorsun."

"Böyle."

Dedi ve yumruğunu Oğuz'un gözüne çaktı. Oğuz kendine geldiğinde karşılık olarak bir yumrukta o attı.

İki zıt yerlerden İpek ve Bahar göründü. Koşarak geldiler. Bahar her ne kadar Oğuz'u tutmak istese de Demir'in durmayacağını bildiği için onu tutuyordu. İpek de Oğuz'u tuttu.

"Seni mahvedeceğim lan!"

"Öyle uzaktan olmuyor Oğuz Bey! Gelsenize!"

"Sen gelsene asıl! Bir tarafın yiyorsa tabi!"

Demir Oğuz'un üzerine yürüyecekken Bahar hemen Demir'in önüne geçti.

"Demir dur! Saçmalama!"

Demir'in gözleri Oğuz ile Bahar üzerinde gidip geldi. Sonra ani bir hareketle Bahar'ı öptü.

İpek sırıtırken Oğuz iyice sinirden çatlamak üzereydi.

***

"Oğuz bir dinler misin?"

Oğuz iki saattir beni uğraştırıyordu. Ne olurdu biraz yüz verse?

"Öptü lan!"

"E işte! O öptü! Sen de gördün!"

Birden kafama dank ediyor!

"Ama sen...neden bu kadar sorun yaptın ki?"

Oğuz yandan bir baktı. Sonra başını iki yana sallayıp yürümeye devam etti.

"Oğuz bak- aah!"

Topuğum kırılmıştı ve birden kendimi birden Oğuz'un kollarında bulmuşum.
Gözlerinde kaybolduğumu hissettim.
Onun da benden bir farkı yok gibi gözüküyordu. Bu kalbimi daha da hızlandırdı.

"Gecenin ikinci sürprizi."

Kendimize geldiğimizde beni dikleştirdi ve gelen Ali ile Eylül'e baktık. Eylül yere bakıyordu. Yüzüme bile bakmıyordu. Ali Asaf ise gülüyordu. Rezil olduk...

DemBah'cı mı olsam ne? Jdksjd şaka şaka.

Bölüm'ü nasıl buldunuz? 

9-B | 1. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin