18.BÖLÜM: Aşama

441K 11.3K 2.6K
                                    

Diğer bölümde hazır canlar, onu da kısa sürede ekleyeceğim.❤

🕊

Sessizliğin huzur verdiği anlardan birisindeydim.

Uzun zamandır içimde süregelen panik hali dinmiş, yerine kabul etmenin verdiği rahatlığı bırakmıştı.

Artık iyiydim.

Yani gerçekten iyiydim.

Gün tamamlanmış, ben Pusat'ı kabul etmiş ve yaptığım seçimlerin yükünü omuzlarıma almıştım. Yola sağlam bir şekilde devam edebileceğinden emin değildim ama bir kere karar vermiştim işte. Aşama aşama ilerleyeceğimiz bu yol kabulümdü.

"Seni eve götürelim," deyip yerden kalkınca elini bana doğru uzattı.

Açıkçası gitmek istediğim pek söylenemezdi. Hafif serinlik, boş cadde, insanı sinir eden kuru gürültü yoktu. Her şey oldukça güzeldi ama yine de reddetmeden uzattığı eli tutarak kalktım. Zaten evin çevresinde olduğumuzdan kısa bir süre sonra binanın önüne gelmiştik.

Veda etmek için ona doğru döndüğümde küçük bir gülümsemeyle yüzüme bakıyordu. "İyi geceler," dedim bende gülümseyerek.

"İyi geceler," deyince geri çekildim. Daha fazla ayakta dikilmek garip kaçacaktı, bu yüzden el sallayarak arkamı döndüm ve hızlı adımlarla binaya ilerledim. 

İçeriye girdiğimde kapıyı kapatmam bir kaç saniyemi aldı. Pusat, hala yerinden kıpırdamadan bana bakıyordu. Hiç eve giresim yoktu ve böyle olunca istediğim daha da artıyordu. Onunla oturup uzun uzun konuşmaya devam etmek istiyordum. 

Tam ona doğru bir atıyordum ki megafondan gelen, "Arya," sesiyle sıçrayarak elimi göğsümün üstüne koydum. Ödüm kopmuştu!

Birkaç saniye duraksayıp, "Meyra?" dedim.

"Evet, benim," dedi. "Şu anda Şule yanımda ve salak gibi ayakta dikilmeyi bırakıp eve gelmeni söylüyor. Boyunun ölçüsünü alacakmış."

Şule mi?

Ben onu biraz önce evine bırakmamış mıydım? Hangi ara tekrar gelmişti? Ve asıl soru niye gelmişti?

Homurdanarak hala bekleyen Pusat'a son kez el sallayıp, kapıyı kapatarak asansöre bindim. Hayır yani, şimdi yakalanmanın sırası mıydı? Azıcık daha zaman verse ne olurdu sanki? 

Asansörden indiğimde Şule beni kapının önünde bekliyordu. Üzerinde kendine diktiği komik mutfak önlüğü vardı. Zamanında o kadar çok dalga geçmiştim ki, şimdi inadıma giyiyordu. Sırf ben göreyim diye yanında getiriyordu ya, bu deliliğin hangi seviyesiydi?

"Sonunda gelebildin," dedi kaşlarını çatarak. "Senin için pırasa aldım."

 "Daha biraz önce eve gittin. Ne oldu da geri geldin?" deyip ayakkabılarımı çıkardım ve yanında duran Meyra'ya gülümsedim. "Selam. Müsaitsin değil mi? Gerçi Şule çoktan evine kurulmuş gibi."

"Müsaitim, gel. Sadece etraf fazlasıyla karışık. Görmezden gelin."

Onu onaylayarak eve girdim. Şule'nin ters bakışlarına karşılık iç çekip, "Ne?" dedim. "Şöyle bakmayı kesip ne söyleyeceksen söyle."

"Aras abi gruba mesaj attı, mesai yapacağım diye. Bana da, bize gel Arya'yla oturursunuz dedi. Babamla konuşup hemen geldim ama sen o ara flört etmekle meşgul olduğun için fark edemedin. Yanınıza gelmek istediğimde o adam bana ters ters baktı, korktuğumdan gelemedim. Birde halinden oldukça memnun gözüküyordun."

"Ben niye hiçbir şey fark etmedim?" diye sordum şaşkınca. Pusat'ın ters bakışlarını bile görmemiştim.

"Sırıtıyordun," dediğinde, "Hayır, sırıtmıyordum," dedim hızlıca reddederek.

SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin