_____❀_____
Küçük olan,kaslı göğüste ellerini gezdirirken,"T-teşekkür e-ederim hyung ama gitmen gerek."diye fısıldadı."Haklısın."dedi Jimin.Gözlerini kapattı ve derin bir iç çekti.
"Peki babyboy'um bana bir görüşürüz öpücüğü verebilir mi?
Pembe saçlının dudaklarında yine bir sırıtış belirdi.Sonrasında göğsüne darbe aldı."Yah! Hyung!" diye çemkirdi ve yanaklarının kızarıklığını gizlemeye çalıştı."Tamam,tamam.Sadece şaka yaptım.Seni küçük kardeşim olarak gördüğümü biliyorsun."
Öyle görmüyordu.Kendine bile yalan söylüyordu.Maknae'yi sadece arkadaşı olarak sevemezdi.Onu öpmek,tatmak ve dokunmak istiyordu ve bu arkadaşların yapacağı türden bir şey değildi.
Jungkook'u kendine ait yapmak istiyordu.
O sırada,Jungkook'un kalbi duyduklarıyla paramparça oldu.Ne kadar üzüldüğünü belli etmemeye çalışarak "E-evet.Biliyorum." dedi.Sonrasında gülümsemeye çalıştı."Ve tekrar,beni eve getirdiğin için teşekkür ederim."Dudaklarında sahte bir tebessüm belirdi.
Sonuçta Jimin gay değil,diye düşündü.
Onu asla sevemeyeceği aklına geldiğinde,ağlamamak için dudaklarını ısırdı.Jimin gitmek için arkasını dönecekken,küçüğünün ağlamak üzere olduğunu gördü."Jungkookie-ah,lütfen ağlama.Gülümsediğinde çok daha güzel görünüyorsun."diyerek neşelendirmeye çalıştı.İşe de yaramıştı.
"Benimle biraz d-daha kalabilir m-misin?"Alt dudağı titrerken,ondan kalmasını rica eden çocuğu nasıl geri çevirecekti? "Tabi ki,babyboy."Gülümsedikten sonra açık kapıdan içeriye birlikte girdiler.
"Uzun süredir gelmemiştim buraya."Jungkook'un evine olmak bir yandan kendi evinde gibi hissettiriyordu,diğer yandansa tuhaf geliyordu.Birlikte yatak odasına çıktılar.
Arkasına döndüğünde gördüğü manzarayla iç çekti.Hemen yanına doğru ilerledi."Jungkook.Lütfen.Ağlamayı.Kes."Yumuşak bir tonda konuştuktan sonra çenesini tuttu ve kendine bakmasını sağladı."Seni ağlarken görmekten nefret ediyorum."
"A-ağlamamı durduramıyorum.Tanrım,neden ağladığımı bilmiyorum bile!"dese dahi neden ağladığını biliyordu.Çok iyi biliyordu.Ama bunu Jimin'e söyleyemezdi ki.
Jimin,kolundan tuttuğu bedeni yavaşça yatağa yatırdı."Her zaman senin yanında olacağım."Yanına uzandıktan sonra alnına küçük öpücükler kondurdu.Bir yandan saçını okşayıp diğer yandan da öpmeye devam ediyordu.Halinden memnun kalan Jungkook fısıldadı."Benimle olduğun için teşekkürler,hyung."
Hyungunun kalbi,duyduklarıyla ısındı.Jungkook'un nasıl böyle tatlı olabildiğini anlayamıyordu.Uykuyla kırpıştırdığı gözleri ve pembe dudakları onu çıldırtmak için yeterliydi."Kendimi tutamıyorum,bebeğim."diyerek fısıldadı.Elinin tersiyle Jungkook'un yanağını okşarken,dudaklarını onunkilere yaklaştırdı.
Tatlı,pembe dudaklara kapandığında,yanağındaki eli aşağıya indi ve bileğini kavradı.
Beklediği öpücüğü alan kahverengi saçlı çocuk ise,gülümsedi.Kollarını onun boynuna sardı ve kendine doğru çekti.Hyunguna daha fazla yakın olmak,onu hissetmek istiyordu.
Dakikalar geçti ve öpücüğü böldüler."Seni bu kadar sık öpmeye devam edersem...Uhm...Sonu yatakta uzanmakla bitecek."dedikten sonra sırıtan Jimin,altındaki bedenin kollarını okşuyordu.
"Yatağın neresinde uzanacağız?"maknaenin sorusuna gülmemek için dudağını ısırdı.
"Boşver,Jungkookie."Açıkta kalan beyaz kollarını okşamaya devam ederken,Jungkook'un göz kapakları ağırlaşmıştı.Uykusu vardı ve hyungu ona güzel dokunuşlar bahşediyordu.
"Kollarımın arasına gel,Jungkook.Ve uyu.İyi hissetmeni sağlayacağım."
Yavru köpek bakışlarıyla söyleneni onayladıktan sonra,kollarının arasında yerini aldı.Kendini kaslı göğüse bırakır bırakmaz saçlarında küçük öpücükleri hissetmeye başlamıştı.Uykuya daha hızlı dalması için bir ninni mırıldanmaya başladı.
Jungkook,duyduğu meleğimsi sesle gülümsedi.
Jimin ise manzarayı hayranlıkla izledi.
"Ağlamana sebep olan kişiyi öldüreceğim,bebeğim.Söz veriyorum."Gözlerini kapattı ve ninniyi mırıldanmaya kaldığı yerden devam etti.
O sırada boynunda hissettiği nefesle gülümsedi.Küçüğü uyuyakalmıştı.Ona bakmak için kafasını eğdiğinde,açık olan pembe dudakları gördü.Başparmağını pembeliklere dokundurmaktan alıkoyamadı.
"Her ne olursa olsun,hep yanında kalacağım..."
Boynunda hissettiği nefesle mental açıdan rahatladı.Jungkook'un ağlamıyor oluşu onu sevindirmişti.Küçüğünün ağlamasından nefret ediyordu.Onu üzgün görmeyi hiçbir zaman istememişti.
Derin bir nefes aldıktan sonra yatakta aşağıya doğru kaydı.Eşit hizaya geldiğinde,dudaklarını onunkilere değdirdi.Birkaç dakika öncesinde öpüşmüş olmaları,dudaklarını hissetmek istemediği anlamına gelmiyordu.
Nazik bir şekilde alt dudağını emdiğinde sert olmamaya dikkat etti.Küçüğünün canını yakmak istemiyordu.
İstediği en son şeydi;Jeon Jungkook'u incitmek.
Onu beğeniyordu ve bir arkadaştan daha fazlası olmak istiyordu.Bunu nasıl gerçekleştirebileceğini bilmiyordu.Küçüğünü incitmekten çok korkuyordu.Farkına varmadan,beyaz yanaklarının üzerinde ıslaklıklar belirmişti.
"Bir gün her şeyi anlayacaksın,Jungkook.Şimdi masumsun fakat çok yakında her şeyin farkına varacaksın.Soruların olduğunda,Taehyung'a ya da Jin hyung'a sormak yerine,bana sor.İlk önce Jimin hyung'una gel çünkü o senin için orada olacak.O,her zaman seni koruyacak."
"Günün birinde benden nefret etsen dahi,seni koruyacağım."
"Senin yanında olacağım çünkü...Seni seviyorum."
Onun duymasından endişe ettiği cümleleri kurduktan sonra,gülümsedi.Kafasını eğdi ve yaşların akmasına izin verdi.Onun gibi biri için bile duygusaldı bu.Jimin,sık sık ağlayan biri değildi.Zayıflığını göstermeyi seven biri ise hiç değildi.
Ama Jungkook,onun zayıflığıydı.
_____❀_____
sizi çok seviyorum 💞