_____❀_____
"Merhaba,Jimin."Açık kahverengi saçlı çocuk gülümsedi ve karşısındakine el salladı."Günaydın,Jungkookie."Gülümseyerek cevap verdi Jimin.
"Nasılsın?"Günün ilk sorusuydu bu.Genelde konuşmalarını basit sorularla başlatırlardı.
"İyiyim,teşekkürler.Peki benim tavşancığım nasıl?"Gözlerini kısarak gülümsedikten sonra Jungkook'un yumuşak saçlarını karıştırdı.Genç çocuğun ağzından bir kıkırdama kaçtı.Hyunguna tavşan gülüşünü gösterdi."İyiyim,her şey iyi gidiyor."
Ama Jungkook iyi hissetmiyordu.Kafasındaki düşünceler tamamen negatif yöndeydi ve karşısındakinden almak istediği cevabı duyamayacaktı çünkü sormaya çok utanıyordu.
"Dün odamda bir süreliğine kalmak zorunda olduğun için,özür dilerim."dedi Jungkook.Hyungunun okula geri dönmesi gerekiyordu fakat dönememişti."Özür dileme,Kook.Anın keyfini çıkardım."diye cevap verdi.
Çünkü uyurken aşırı derecede tatlı gözüküyorsun.
Evden çıktığında saat gecenin geç bir saatiydi.Küçüğü uyanana kadar beklemişti.Jungkook'un büyük evde tek başına kalmasına izin veremezdi."Hyung? Bugün sana gelebilir miyim?"Yavru köpek bakışlarıyla sordu.Ne zaman bir soru sorsa bu bakışı takınırdı.
Yürümeyi kestiler.Jungkook'un dersinin olduğu sınıfın önüne gelmişlerdi.Diğer öğrenciler yüksek sesle konuşuyor ve kahkaha atıyordu.Jimin ile Jungkook ise bir süre bakıştı."Uhm...Tabi ki gelebilirsin."En sonunda tebessüm ederek cevap verdi.
Seni evimde istemediğimi düşünme.Sadece güzelliğinde kaybolduğumdan,uzun süre boyunca cevap veremedim.
İç çekerek karşısındaki kusursuzluğa baktı.Ona göre Jungkook,iyi ruhlu bir çocuktu.On altı yaşında olmasına rağmen çok masumdu.Arkadaşları vakitlerinin çoğunu cinsel içerikli şeylere ayırırken o,öğrenmek istemiyordu.Aklına bir soru takıldığı zaman Jimin hyunguna soruyordu zaten.Araştırmaya ne gerek vardı?
Ama Jimin'e göre,Jungkook kesinlikle bazı şeylerin nasıl ilerlediğini biliyordu.Sadece o konuda konuşmaktan hoşlanmıyordu.
"Peki hyung.Sonra görüşürüz."Sınıftan içeri girmeden önce birbirlerine el salladılar.Geride kalan Jimin,tekrar iç çekti."Sonra görüşürüz."diye mırıldandı.Kendi sınıfının yolunu tuttuğunda aklında o vardı.
Sırasına oturdu ve yüksek sesle esnedi.Dün geceden dolayı uykusunu alamamıştı.Esnemenin sesi öğretmenine kadar ulaşmıştı."Dersimden hoşlanmadığını biliyorum Jimin fakat rica ediyorum şöyle sesler çıkarma."Karşısında sinirle dikilen kadına baktı."Haklısınız,Bayan Lee.Özür dilerim."Kadın arkasını döner dönmez gözlerini devirdi.
Cam kenarında oturmanın verdiği avantajla,sıraya yaslandığında dışarıdaki manzarayı izledi.Yüzüne doğru gelen rüzgarla çok geçmeden gözlerini kapadı.Arkaplandan gelen öğretmenin sesine aldırmadan kendini uykunun kollarına bıraktı.
"Jimin hyung."diye seslendikten sonra kıkırdadı.Kahverengi saçlarının altındaki pembe yanakları,güzel yüzünü çevreliyordu.Jimin'in aşık olduğu pembe dudaklar tam karşısındaydı.
Jimin'in görüşü bulanıklaştı ve başı delicesine acımaya başladı.
"Jiminnie!"seslenen kişi yanağına vurdu.Suratını astı ve gözlerini kapadı.Pembe yapraklar yere düşüyordu.Kafasını kaldırdı Jimin.Sakura ağacının altında uzanıyordu.Jungkook'un en sevdiği ağaçtı sakura.Dizinde hissettiği ağırlıkla,kafasını eğdi.Sevdiği çocuk dizlerine yatmıştı.
"Seni seviyorum Jungkook."
Tekrar görüşü bulanıklaştı ve ardından başı ağrıdı.
"J-Jimin."Yanaklarından akan gözyaşlarını siliyordu.Jimin'in omzuna yaslanmış bir şekilde hüngür hüngür ağlıyordu."Şşş,Kook.Her şey geçecek."Omzundaki çocuğun saçlarını okşayarak sakinleştirmeye çalışıyordu."Her zaman seninleyim."diye fısıldadığında,genç olan tebessüm etti."B-biliyorum hyung.T-teşekkür e-ederim.Ben de seni seviyorum."
Görüşü son kez bulanıklaştı.Gördükleri Jungkook ile yaşadığı anılar ve gördüğü rüyaların karışımından ibaretti.Şimdi altındaki bedene baktı ve sertçe yutkundu.
"J-jimin-ahh."Kahverengi saçlı çocuk yüksek tonda inliyordu.Gözleri sımsıkı kapalıydı ve nefes alışverişi hızlıydı."D-daha hızlı,hyung.E-evet,orası.T-tam orası!"diyerek inledikten sonra yataktaki çarşafı sıktı.
"Jimin!"Aldığı zevkten dolayı ağzından bir çığlık kaçmıştı.
Uyandığında gözlerini kırpıştırdı.Gördüklerinden dolayı göğsü hızla inip kalkıyordu.Kimsenin,Jimin'in gördüğü rüyalardan haberi yoktu.Sol elinin tersiyle alnındaki teri sildi.Aşağısında hissettiği ağrıyla,bakışlarını çevirdi.Kocaman bir şişliğe sahipti.
Gördüğü ilk üç rüyadan sonra,sonuncusu da neydi öyle? Yataktalardı.Hayalini kurduğu şeyi yapıyorlardı.
Sakinleşmek için su şişesini eline aldı.Sağ eli hafifçe titriyordu.Sol eliyle destekledi ve birkaç yudum su içti.Sonra kafasını iki yana olumsuz anlamda salladı.Böyle rüyalar görmemeliydi.Jungkook'a bunu yapamazdı.
Yapmak istiyor muydu? Tabi ki! Hayali bile mükemmel hissettirdiyse,gerçeği...Ama sevgili değillerdi ve Jungkook çok masumdu.Seks yapmak istemezdi.
Yoksa...Onunla yapmayı ister miydi?
İç çektikten sonra somurttu."Üzgünüm Jungkook."diye mırıldandı.Arkasındaki beden sordu."Neden üzgünsün?"Gülümseyerek oturan hyunguna baktı.
Küçüğünün tatlı sesini duyduğunda irkildi."Sen...Neden buradasın?" Onu gördüğüne şaşırmıştı."Tenefüsteyiz,Jimin."Tekrar gülümsedi."Gerçekten dalmış olmalısın."
"A-ah,haklısın."
"Peki,neden üzgündün?"
"Hmm.Hiçbir şey yüzünden."Geçiştirmeye çalıştı çünkü gördüklerini ona anlatamazdı.Masumluğunu almak istemiyordu,yapamazdı."Nasıl yani?"Küçük olan üstelemeye devam ediyordu çünkü korkmuştu.Hyungunu tek başına konuşurken duyduğunda,kendisi akkında olduğunu anlamıştı.Aklından geçen ilk şey,onu bırakacağıydı.Yoksa neden 'üzgünüm' diyebilirdi ki?
Jimin'in,artık onunla arkadaş olmak istememesinden korkuyordu.
"Aklımdan bir eşek şakası geçiyordu ama yapmamaya karar verdim."Gergince gülümsedi.Yalanını anlamayacağını umdu."Ah,anladım hyung."dedi ve Jimin'in sırasının üstüne oturdu."Hyung...Sana istediğim her şeyi sorabilir miyim?"Aniden sordu.
"Tabi ki sorabilirsin."
"Aşkın ne olduğunu,açıklayabilir misin?"
_____❀_____
sizi çok seviyorum 💞