_____❀_____
Jungkook'un nefes alışverişleri düzensiz bir hal alınca, gözlerini üstündeki adamdan çekti. Bu soruya cevap verebileceğini sanmıyordu. Fakat Park, onun bakir olduğuna gayet emindi.
Ellerini saçları arasından geçirmeden önce konuştu. "Sanırım bunu hayır olarak ele almalıyım." Sırıttı.
"N-neden biriyle b-birlikte olayım ki? O i-işi sadece bebek sahibi olmak için yapmıyorlar mı?"
Altında kıpkırmızı yanaklarıyla uzanan gence şok olmuş bir şekilde baktı. Masum olduğunun farkındaydı ama bu kadarını da beklemiyordu. "Sadece bebek sahibi olmak için yapmıyorsun, bir tanem. Buna sevişmek deniyor. Sevdiğin bir partnerinle yapıyorsun. Karşılıklı olarak zevk alıyorsun... İnan bana, mükemmel bir his." diye açıkladı.
Elini kırmızı tondaki yanağa götürdü ve okşadı. Hala karanlıktı bakışları ama ilk adımı atmayı istemiyordu. Jungkook'u korkutup soğutabilirdi.
"P-peki bunu bizim yapmamız tuhaf o-olmaz mı?" Tenine çarpan gün ışıklarıyla bir şaheseri andırıyordu.
"Hisler bazen tuhaf olabilir, Kook. Açıkçası ben... Seni gördüğüm ilk andan beri hoşlanıyorum." Gülümsedikten sonra ona yaklaştı. Nazik öpücüğü dudaklarına bıraktığı anda Jungkook gözlerini kapattı.
Kalbi öyle bir hızla atıyordu ki, üstündeki çocuğun bunu duyduğunu düşünüp telaşlandı. Jimin, kurduğu cümlelerle onu deli gibi heyecanlandırıyordu. Dudakları arasında çok az bir mesafe varken sordu. "Y-yani beni seviyor musun?" Sesi titremişti.
"Yani, öyle denilebilir."
Odada sessizlik hüküm sürdüğü sırada Jungkook kiraz tonundaki kırmızı dudaklarını ısırdı. İçindeki sevgiyi hyunguna göstermek istiyordu ama bunu nasıl yapacağını bilmiyordu. Gözleri dolduğunda Jimin, kendini geri çekti. Yanlış bir şey söylediği için geri çekilmişti ama Jungkook onu kolundan tuttu.
"H-hayır." Onu kendine çektiğinde, Jimin bakışlarını birleştirdi. Küçüğünün kurduğu cümleyle kalbi parçalara ayrıldı. "Beni b-bırakma." Dolu gözlerle ona bakan Jungkook'a sıkıca sarıldı. "Seni asla bırakmayacağım."
Kendisini sevdiğini söyleyen kollar arasına alınınca, yaşlarını tutmayı daha fazla başaramadı ve ağlamaya başladı. O sırada Jimin, onun kahverengi saçlarını okşuyordu. Göğsünde yatan çocuğun sakinleşmesini bekliyordu.
Birkaç dakika sonra, kaslı göğüsten kaldırdı başını.
"Benimle yatmanı istiyorum."
Dedikleriyle şoka giren Jimin, şaşkın bir şekilde sordu. "Benimle mi? Bunu yapmak zorunda değilsin-" Lafını kesti. "Ben de seni seviyorum." diye itiraf etti.
"Bekle, ne?" diye sordu Jimin.
"Ben de seni seviyorum."
Tekrar itiraf ettiği anda gözleri yaşlardan dolayı parlıyordu. Bir kere daha aynısını söyledi. "S-seni gerçekten seviyorum." Yanakları kızarmaya başlarken dudaklarını yaladı. "Aşkını hissetmek i-istiyorum."
Hyungunun nefesleri heyecandan dolayı düzensiz bir hal alırken, Jungkook emretti ona. "Öp beni." Bunu duyduğunda Jimin kendini daha fazla kontrol edemedi. Elini yanağına götürüp sabitledi ve aşık olduğu dudaklara gömüldü.
Mutluluk, şehvet ve saf sevgi tüm vücudunu ele geçirmişti ve bunu karşısındakiyle paylaşmak istiyordu.
"Nazik olacağım." Jungkook'un elini avuçları arasında aldı ve her parmağını öptü. "Senin için her şeyi yaparım." Dudaklarını tekrar birleştirmeden önce fısıldadı. "Çünkü sana aşığım, Jungkook."
Güçlü elleriyle karşısındaki çocuğun titreyen bedenini okşamaya başladı. Jungkook'un siyah pantolonundaki şişlik, onu rahatsız ediyordu.
"L-lütfen çıkar şunu, h-hyung." Zevk dolu bakışlarıyla Jimin'e bakınca, büyük olan mümkünmüşçesine daha fazla tahrik oldu. Bunun farkına varan Jungkook, arzuyla fısıldadı. "Lütfen benimle seviş."
Duyduklarıyla sertçe yutkundu. Nasıl böyle arsızca konuşuyordu? "S-siktir... Babyboy'um vücudum için yalvarıyor demek..." Küçüğünün üst dudağını öperken kendini ona bastırdı. Altında hissettiği üyeyle dayanamadı ve inledi. "Lütfen hyung, seviş benimle!"
Sevdiği çocuğun sesindeki ihtiyacı duyduğunu otokontrolünü kaybetti. Sol elinin üç parmağını, onun kırmızı dudaklarına götürdü. "İyice yala, bebeğim." dedikten sonra bakışlarını onun dudaklarında kilitledi.
Sebebini anlamadan ona uydu ve parmakları dudaklarına götürdü. İyice yaladığı sırada Jimin yutkundu. Bir süre sonra yeterli olduğunu düşündü. "Bu kadar yeter, güzelim." gülümsedi ve parmaklarını geri çekti.
"N-neden bunu yaptım ki?"
"Seni genişletmeye ihtiyacımız var. Yoksa canın çok yanar." Merakla cevabını dinleyen bebeğine samimi bir şekilde gülümsedi ve öptü.
Siyah pantolonu yavaşça çıkarırken, küçüğünü öpmeyi eksik etmiyordu. Tatlı öpücükler sayesinde gevşemeye başlamıştı.
Harekete geçmek için parmaklarını aşağıya doğru indiğinde, gördüğüyle sırıttı.
"Ah, tanrım. Benim için hazırsın ama acıttığında söyle, olur mu? Seni seviyorum bebeğim."
_____❀_____
sakin misiniz? 💕