Cilt 1: Başlangıç Bölüm 1:Öz Geçmiş(GBT:))

4.5K 150 117
                                    

Benim ismim EKREM KAAN ALBAYRAK . Sıradan bir ailede sıradan bir çocuğum ismimden de anlaşılacağı üzere Türküm. Aslında yarı Türk  yarı da Boşnak. Ek bilgi onlar o civarlarda direkt olarak Türk olarak hitap ediliyor ve de Türkleri oldukça seviyorlar. Bu arada Boşnak olan babam kendisini de pek çok severim. Türkiye'de İstanbul'a bağlı küçük bir köyde büyüdüm, tabi şimdi mahalle olarak geçiyor ama olsun benim için hala bir köy neyse konu bu değil bende hepiniz gibi sıradan bir ergenim yada  öyleydim ama oraya daha var. O yüzden biraz sizi bunaltacağım, şimdi ben her şeyim ile olmasa da sıradan bir Türk erkeği yada ergeni her ney ise artık ondanım. O normal olmayan kısmım sandığın gibi uçmalı kaçmalı epik şeyler değil HENÜZ!!!

 Şimdi normal olmayan kısmımı açıklamak gerekirse; ben yaşıtlarım kadar en azından çevrem kadar kaba yada halk tabiri ile ayı, kıro, barzo vb... değilim en azından olmadığımı umuyorum anlama ve dikkat kabiliyetim çevremden %1 yada 2 fazla olmakla birlikte aşırı üşengeç ve birazda tembel biriyim o kadar ki TEOG'a toplasan en fazla 2 saat falan çalışmışımdır o kadar yani daha ne diyebilirim ki anladınız siz beni çevremdeki ve muhtemelen benimki gibi orta halli ailelerdeki bütün erkek çocuklardan yada ilk çocuklardan çok daha fazla şımartıldım yani kimin tek bir doğum gününde en az 4-5 doğum günü pastası olur ki. -Babam normal bir günlük geliri ve normal bir işi var Allah bereket versin 4 yaşıma geldiğimde anne ve babamdan bir kardeş istedim ve bir erkek kardeşim oldu. ama nasıl tatlı hafif şişman bir bebek neyse bu 5-6 aylık falan olduğunda pazara falan bizim ile gelmeye başladı ama çocukta o yaşa rağmen bi karizma var ki anlatamam böyle yeşilimsi ama aslında canlı bir deniz mavisi gözleri olan, beyaz tenli, platin sarısı bukleleri olan bir yakışıklı işte hatta o kadar ki gören he kişi bizi durdurup bir posta kardeşimin yanaklarını sıktıktan sonra kin dolu ifadeler ile anneme dönüp ''nasıl kıydın da küçücük çocuğun saçlarını boyadın'' derlerdi annem ise gayet sıradan ve genellik ille karşılaştığı için alışkanlığında olduğu bir yüz ifadesi ile ''boyamadım ki asıl doğal rengi bu'' değince bozuntuya vermeden ''maşallah'' deyip yanımızdan uzaklaşırlardı ama her ne kadar bozuntuya vermeseler de yüzlerinde 5 yaşındaki bir  çocuğun bile anlayabileceği bir morarma ve de kıskançlık olurdu neyse ki annem çok iyi Nazar duası okurdu böylece ne kadar nazar değdirirlerse değdirsinler hemen fazla etkilenmeden kurtulduk. Ben mi??? ben daha çok dayıma çekmişim kot pantolonun içinden geçecek kadar sert ve şekil almaz koyu siyah diken saçlar la birlikte bal ile kehribar rengi arasındaki bir kahve renginde olan gözlerim vardı hafifte kilolu idim ama boyum sayesinde göbeğim çok azdı o kadar ki beni kıyafetsiz görmeden göbeğim olduğunu anlayamazdınız ama kardeşim büyüdükçe zayıfladı saç rengi biraz koyulaşsa da tipinden hiç bir şey kaybetmedi bide bukleleri ama onun dışında gerçekten hiç bir şey zamanında  kıskanmadım desem yalan olur.

neyse gel zaman git zaman bu 3 yaşına geldi buda bizimkilerden bir kardeş istedi çok geçmeden bir erkek kardeşim daha oldu ben bu arada 7 yaşında idim ve o sene yoğun isteklerim ile babamı beni okula kaydettirmeyi başarmıştım ne biliyim ki okulun o kadar sıkıcı ve boktan bir yer olduğunu hee nereden bile bilirdim ki öğretmenim olacak o dinozor karıda pek iyi biri değil idi hatta kadının yüzünde nur yoktu resmen ya hangi öğretmen önce sınav yapar sonrada bütün kağıdı deftere geçirtir kii ????? Bir keresinde 2 buçuk saate yaptığım yazı ödevini(inci gibi de yazmıştım hee) olmamış bu annen yazmış kesin git bir daha yaz dedi ya Nuh nebinin on misli yaşındaki dinozor sonra birde 4+4+4+4 kanunu çıktı bir sene için başka okula transfer oldum iyi kide olmuşum orada yeni bir öğretmenim oldu adam gibi de adamdı hee bana ders dinlemeyi dersleri sevmeyi falan öğreti o derece yani daha ne deyim ondan 1,5 yıl sonra başka bir öğretmenim oldu pamuk gibi yumuşak bir kalbi vardı ve yine adam gibi adamdı beni Namık Kemal, Orhan  Veli gibi pek çok şair ve yazar ile tanıştırdı anlayacağınız üzere Türkçe öğretmeniydi ondanda yarım yıl kadar sonra 6.sınıf'da internet ile tanıştım pek müzik dinlemez dinlediğimde de pek güncel yada popüler şeyler dinlemez Barış Manço, Beethoven, Mozart gibi klasikleri dinler idim bazen ise çok sıkıldığımda mega star Tarkan'ı dinlediğim oldu. o zamanlar elime geçen bu geniş kaynakları ve çevredeki az yaşıtım vardı ve benim yaş gurubum dan 3'ü kuzenim idi her ne kadar karşılıklı otursak ve kardeş gibi büyüsek de beni pek sarmıyorlardı sonuçta benden büyüklerdi bana yaşça en yakın olanı benden 1,5 yaş onun ablası ondan 3 onunda ablası ondanda 3 yaş büyüktü böylece bol bol boş vaktim oldu anlayacağınız bende iyice fantastik efsaneleri ve mitlere olan merakımı gidermek için bu boş zamanımı  araştırmak ile geçirdim. Ve de şimdi fark ettim ki  annem, babam ve de küçük kardeşimden pek bahsetmedim size ; Annem oldukça şefkatli, iyi, sevecen olmak ile birlikte sopasını yani terliğini asla elinden eksik etmeyen terlik atmada master yapmış açık kahve rengi gözlü, koyu kahve rengi hafif uzun saçlı gücü kuvveti yerinde bir kadındı ve de soba için odun parlamak da dahil olmak la birlikte bütün ev işleri onda idi ta ki ben liseye başlayana kadar ondan sonra odun parlama ve çıkartma işini istemesem de bana postaladı ama konu bu değil gelelim babama o eskiden sarı olmak ile birlikte şimdi siyahlı beyazlı özetle gıri saçlara ve bende olmasını hep çok istediğim buz mavisi gözleri vardı babam biz ve amcamlar harici ve tabi ki kardeşleri harici nerede ise bütün akrabalarımıza karşı tıpkı gözleri gibi idi yani araları da o kadar soğuk tutmaya çalışıyordu ki resmen denizlerden dalga çıksa donup kalır buz dağı olurdu ama adamda haklı yani atalarım nasıl üredi ise tavşan sürüsü gibi mübarek sayamıyorsun şu andan sırf 20 yıl önce sırf Türkiye'de 500 kişilermiş baba tarafım memleketlerinde ise rahatlık la 4-5 katı imiş baya aşiret gibiyiz anlayacağınız evet memleketleri çünkü babamlar bir süre önce savaştan kaçarak Türkiyeye gelmişler sanırım 60 lı yıllarda gelmişler. Babam oldukça küfür baz birisi yani uyurken insan güzel şeyler sayıklar ya hani genelde işte babam uyurken küfür sayıklar o derece yani ama her seferinde tam yerinde sövüp bazen saatlerce konuşularak anlatılamayacak şeyler anlatır bazende en anlamsız anda gülme krizlerine sokabilen birisi o derece yani daha ne diyetim ben size.Gelelim en küçük kardeşime özetliyecek olursam fırtına gibi esen kavgacı kahverengi sarımtırak saçlara sahip ela gözlü  veledin teki ha birde göbeği hafiften ön pilan'a çıkan hızlı gelişen vede ortanca kardeşim ile sıkça ikiz zannedilmekte.Ve birde 6. sınıfta öğrendiğim birde ağabeyim varmış ama o doğduğu gün ölmüş ne yazık ki ha birde 8.sınıfa kadar bizimle birlikte hayatının son demlerini yaşamış 5 beyin kanamasından sağ kurtulmuş babaannem mevcut o da ben 8.sınıfta 6. beyin kanamasında vefaat etti. ney ise ben bu olaylar genelinde ağazı bol olmasa'da çok laf yapan  zeki vede kültürlü bir genç olup teog'a neredey ise hiç çalışmayıp en kötü üne sahip liseye başladım ama şansıma çevrem vede öğretmenlerim iyiydi ve demin bahsettiğim özelliklerim sayesinde lisede hem sınıf öğretmenim olan hemde ingilizce hocam olan kişi vede edebiyat hocamdan''geleceğin seri katili'' hitamında bulundular fakat tabiki piskopat falan olduğum için değil  seri katillerin ortak özelliklerini taşıdığım için eksiğim ise sağlam bir çocukluk tramvası eyer oda olsa imiş tam seri katil olabilir mişim en azından dedikleri bu yönde ney se gelelim o olaya 9. sınıfa geçerken yaşadığım o bisiklet kazasına kuzenimin düğününe gidicek tik ama kardeşlerimin yoğun isteği üzerine dışarı oynamaya çıktım ve ortanca kardeşimin yoğun isteği ile bisiklete ikili bindik çok geçmeden 500m oldu olmadı kardeşimin ayağının lastik ile bisiklet demiri arasına sıkışması sonucu bisikletten uçtım sanırım o sırada şans eseri sol kolum kırılırken o darbenin etkisi ile enerji damarlarım dan biri açıldı neden sol kol ise......çünkü ben solağım ne büyük süpriz ama  neyse benim havada iken refleksif tutunmaya çalışmam ile kolum 'tak' diye kırıldı ayağa kalktığımda kardeşimin ağzı burnu kan içinde ayağının halla orada sıkışıp kaldığını gördüm korku ile kolumun acısını yok sayıp onu zorlayarak kardeşimin ayağını oradan kurtardım hastaneye gitiğimizde kardeşimin  sağ eli çatlak benim sol kolum kırıktı ama doktor kolumun''şaşırtıcı derecede düz ve yerinde olduğunu söyledi hele böylr bir kazağdan sonra böyle bir kırıl madan sonra ama hayatımdaki muziplikler asla son bulmadığı gibi hayatımda en çok acı çektiğim günümdede peşimi bırak mıyordu bu şey ise kolum alçıya alınır iken oldu hizli bir geçmişe dönüş

(dalgalanma efekti)

personel odasında doktoru alçı için beklerken doktor geldi ateli çıkardı ve beni sırtım sedyeye gelecek şekilde yatırdı kolumu avuçlarının içine alıp sıkmaya başladı ve birden önce küçük personel odası sonrada kolidor yoğun bir ses le kaplandı fakat bu benim acı dolu çığlıklarım değil kolumdan gelen kemik sesleri idi benim ise çıtım çıkmıyordu neden bilmiyordum ama bağrasım gelmiyordu işlemin ortalarına geldiğimizde kolumu tutan annem ''ay ben bayılıcam galiba dedi'' baygın bir ses tonu ile doktor ise o anda boş olan eli ile kapıyı göstererek ''çık o zaman dışarı birde seninlemi uğraşıcam!!!'' dedi yükseltiği sesiyle ardından bana dönerek''pehlivan tut bakiyim şu kolu'' dedi ardından kısa bir iç çekerek ''kol kaydı tekrar baştan başlamam gerek'' dedi kendi kendine sonrasımı? ......sanırım 15-20 dakika kadar daha kolidoru kemik sesleri kapladı en sonunda alçı işlemi tamamlandı ve kırığım bridaha asla ağrımadı 

(dalgalanma efekti)

evet hikaye oradan başlıyor şimdi kyıplarımı geri allmak için ''yetenek etkin zaman geriye aksın''   bir dakika ''neeeee?? olamaz yanlış yetenek hafızamda gidicek son hatırladığım şey yaptığım mallık olucak''

---------

''hu ne ne oldu bana sanırım rüya gördüm ne saçmalık ama 'zaman geriye aksın'mış yok ya ben bunu yapçak kadar salak değilim neyse kolum alçı ile sabitlenmiş olsa da hala kırık dinlenmeliyim'' dedim vede gözlerimi kapatım ''ama hı oda ne içimde tuhaf bir şey hissediyorum ne ola ki ama ne ise bunu sonra düşünürüm şimdi birden uyku bastırdı''dedim ve hisetiğim şeyi incelemeyi ertesi güne bırakarak uyudum

-------------------------------------------

ne yazmışım beeeeee tam 1554 kelime helall bana

JOKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin