Bölüm 13: 4.ATA ESERİ=SİMYA İLAHININ KİTABI [1]

621 60 72
                                    

İYİ OKUMALAR DOSTLARIM    

    Orada bir karışıklık daha yaratıp ayrılınca oradan çıktım. Kolumdaki bilekliğe baktığımda wonderwomen'ın bilekliklerine benzediğini gördüm onlar gibi sade ve uzundu tek fark ben koluma takınca yapısı kristalimsi bir hal aldı ve üzerine sol kolumdaki Joker ve yüzümdeki maskenin işlemeleri belirdi sert ve güçlü görünüyorlardı ama sadeliğinden gelen güzelliğini'de bozmuyorlardı bilekliğin. Tam bir zırh parçası gibi sert vede güçlü göründüğü'de belirtilmelidir tabi'ki.

     4.ata eseri için yola çıktığımda bir adada kocaman bir kulenin üzerindeydim ben etrafı incelerken joker "Burası masonlara ait bir ada buradaki her insan mason onlara karşı dikkatli ol sonuçta hepsi senin bilmediğin bir tarikata üye ama ben sanıyorum'ki doğa yolu tarikatı ve masonlar kavgalı değil en azından umuyorum buda bir şeydir velet şimdi bas git al şu kitabı." dedi bende yüzümde beliren gülümseme ile "anlaştık ihtiyar şimdi gidiyorum"dedim.

    O kulenin üzerinden meşhur inanç atlayışı ile saman arabasına atladım sonuçta hızlı iniş ve nasılsa ölmeyeceğim saman arabası'da etrafta insanlar var diye yoksa yere'de atlardım neyse saman arabasına düşünde bütün omurgam parçalandı ve organlarıma saplandı tabi'ki kırılarak bir omurga parçalanarak dört organa saplandı yanlış yok ise sanırım insanlarda 33 yada 34 tane kemik yani nasıl bir kevgire(makarna süzgeci) döndüm siz anlayın. Ayrıca diğer bütün kemiklerimde un ufak oldu.

     Kısa süre sonra omurlar organlardan çıkarak toplanmaya vücudumun kalanında ise kemiklerden kalan tozlar birleşmeye başladı çok geçmeden tekrar toplandılar ardından vücudumdan akan kan toplanmaya başladı ve sonunda hepsi toplanınca vücudumdaki deliklerde kapandı ardından organlarım yerlerine dönüp iyileşti ve bütün damarlarım parçalanıp yeniden oluştu. anlatması uzun sürse'de aslında bunlar 10sn. sürmedi hr şey bitince eskisinden tek farkları eskisinden daha sağlam olmaları idi.

     Buda size ders sakın assasins cred'i örnek almayın. Bana ders ise ölmeyecek olsam'da canımın acıması o yüzden olur olmadık yere böyle şeyler yapmamak, hayır iyileşmek daha beter acıtıyor. bunun ardından maskeyi çıkartıp samanların içinden çıktım ve doğruca bir kahfe haneye gittim. nerede olursanız olun hanlar, kervan saraylar ve kahfe haneler en iyi bilgi alma yeridir. kahfe haneye vardığımda ortamda garip bir atmosfer hakimdi anlaşılan milletin izin gününe denk geldim sonra duvardaki takvim gözüme takıldı konuşmalardan ve yazılanlardan anladığım kadarı ile italya taraflarındaydık. günlerden ise pazardı yani hıristayanların kutsal günü ve avrupadaki izin günü ve tesadüfen neredeyse bütün masalar da doluydu daha sonra etrafı incelediyimde adadaki en güçlü 10 kişinin bir masada oturduğunu fark ettim resmen ben nabız yokluyorum diyorlardı yüzleri ve tek boş yerde onların masasındaydı bende onların yanına gidip "pardon tek boş yer burada da, izniniz olursa oturabilir miyim?" dedim.

     Ortalarında oturan ve adadaki en güçlü kişi olan ayrıca yüzünden, hareketlerinden ve konuşmasında zarafet ve soyluluk akan  adam "elbette ki genç dostum neden oturamayasınki?" dedi bend gülen bir yüzle teşşekür ettim ve oturdum bu sıradada 'kral, vezirleri,generalleri,ve danışmanları olduğunuz için olabilir' diye içimden geçirdim bu kanıya konuşmalarından hareketlerinden ve sık sık nabız yoklamalarından vardım ve tabi'ki eskiden kralların tedbirli kıyafetle halkı gözlemlemek ve nabız yoklamak için sehre indiklerini bilmemin'de baya bir yardımı bulunmakta.

       Uzunca bir süre onları dinledim. Benim konuşup dikkat çekmeme gerek yoktu bile, nasıl olsa onlar benim için konuşup ihtiyacım olan bilgileri bana sağlıyacaklar. 1 saat gibi bir süre geçince ihtiyacım olan bütün bilgilere ve fazlasına sahip olmuştum bu bilgilere göre; Kral eşine ve ailesine sadık, tek eşli, üç çocuklu, halkını ve devletini seven güçlü  bir adam tabiki onlara göre bana göre sadece bir uzay dükü, öğrendiğime göre ülkedeki her kez bir gelişimci olma fırsatı veriliyormuş ve ülkede masonlara ait birkaçtane akademi varmış. Kralın çocukları ise iki prens ve bir prenses miş pirenslerden biri 20 yaşında ve gök yüzü vikontu bir prenses ve ikizi olan prenste benimle yaşıt yani 16 yaşındalar ve ikiside yeryüzü dükü olmuşlar aslında normal gelişimcilere göre oldukça yüksek potansiyele sahipler, umarım bu potansiyeli kibir ile köreltmiyorlar dır. 

       Ben bu fırsatı değerlendirip kralın gözüne girmeliydim böylece ondan ata eserini isteyebilir ve sıkıntı çıkartmadan alabilirim sonuçta kimse gereksiz bir katliam istemez öyle değilmi.

        Kralın gözüne girmek için belli bazı gerçekleri süsleyerek ve adayı taramam dan elde ettiğim sonuçları söylemeyi denedim ve söze şöyle girdim "Ben bir gezginim ve buraya yeni geldim daha, bu sabah. Gözlemlediğime göre oldukça ihtişamlı ve güzel bir yer mükemmel güzellikteki bir sürü sokak, bina, ibadethane. İmparatorları kıskandıracak derecede ihtişamlı bir saray güçlü bir kral ve her liderin istiyeceği bir halk ( ben bunları şöylerken sesimin ulaştığı her yerde ki insanlarda 32 diş bir sırıtma peydah oldu) lakin (bununla birlikte hepsinin yüzü düştü) kenar mahalleler, sefalet yaşayanlar ve hırsızlar, katil, tecavüzcüler gibi aşağlık sürüngenlerde yok diğil bana kalırsa ki kalacağından şüpheliyim neyse kralın tedbirli gezilerini artırıp çapını genişletmesi ve salam bir suçlu temizliği yapması çevresindekilere'de ailesi hariç güveni tam olsa bile gözü kapalı inanmaması lazım sonuçta o bir kral ve tek bir hatasında bütün halk bedel öder." sözlerimi bitirdiğimde masadaki her kez silahına davranmak üzere ellerini götürdüler bir kişi hariç kral o gülümsüyordu!

        Kral diğerlerine bakarak durmalarını işaret etti ardından gülümsemesini bozmadan "yaşına göre sivri bir dilin var genç dostum dikkat et her kez bundan hoşlanmaz" dedi. Bende direkt olarak "her kezin üç maymun oynaması doğruları değiştirmez yaşlı ve saygı değer dost! Ayrıca tıpkı bir kral gibi soğuk kanlı ve sakin olmanda takdire değer" diyerek onun kim olduğunu anladığımı belli ettim oda bunu anlayarak masadaki benim haricimdeki her kezi morst eden o kelimeleri fısıldadı "Ne zaman fark ettin?" bende aynı şekilde fısıldayarak zaten morst olmuş hizmetkarları dahada kötü hale getirdim "ilk geldiğimde bu adadaki en güçlü kişi sizdiniz ayrıca siz ve adamlarınız durmadan nabız yokluyor ve halkın görüşlerini öğrenip muhtemel sonuçları fark ediyordunuz bunlar anlamama yetti." tabi kide tedbirli gezi tekniğini bildiğimi çaktırmamaya çalışarak.

        Kralın bu seferki tepkisi bende dahil her kezi şaşırttı çünkü o kahkaha atıyordu! Ardından şöyle dedi "bu gezide yanımdan ayrılma daha sonra benimle gel seninle konuşup daha fazla eğleniceğimi his ediyorum ama önce yaşın kaç?" dedi bende "16 yaşındayım" dedim soğukça. 

      Kral kahkahasını sonunda keserek sakince "16 ha bu yaşta bu zeka güzel ama akıl yaşta değil başta der Türkler, neyse yeterince dinlendi isen gidelim" dedi doğruca bana bakarak bende "bir su içeyim ozaman gidebiliriz BANA BİR SU LÜTFEN DİLİM DAMAĞIM KURUDU" dedim bağırarak aslında o an niyetim bu olmasada kralı biraz ezmiş oldum ama neyse suyumu içtim ve saat öylen 12 yada 11 gibi, kalktık kahfe haneden ardından akşam 19.30 a kadar adayı dolaştık ve 19.30 da saraya doğru yola çıktık saraya vardığımızda saat 21.00'dı ve kral üstünü değiştirip benide peşinden sürükleyerek yemek masasına oturduk.

-----------------------------------------------------------------------

Biliyorum olay bitmeden bölüm bitmicek demiştim ama daha olaylara çok var ve ben kendime tatil vermiş biri olarak bir 5k daha yazamam ayrıca beni telofondan okuyanlarda olduğundan onlarada eziyet olur bu bende daha sonra diğer bölümleri yazıp atarım. merak etmeyin onların betimlemelerinide atacağım ayriyetten bir kaç kişi belirtir şimdi yorumlarda kralı filan tanıtmadın diye neyse umarım bölümü beyenmişsinizdir. ayrıca YORUM YAZIN YORUM !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

JOKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin