Ders bedendi. Üzerimi değiştirdikten sonra kıyafetlerimi dolaba koydum. Aslında koyar gibi yaparak oyalanıyordum. Jungkook'un erkek giyinme odasından çıkmasını bekliyordum ama hala çıkmamıştı.
Dolaptaki kıyafetlere kafamı yatırarak dudaklarımı büzdüm.
"Neden çıkmıyor..?"
Zil çalıyordu ama hala çıkmamıştı. Erkeklerin giyinme odasına giremezdim. Ama az da olsa kapısını itebilirdim. Etrafa bakarak kapıya yaklaştım. Hafif ittirdiğimde kimsenin olmadığını anladım.
"Nereye gitti..?"
"Kimi arıyorsun?"
Jungkook'un sesiydi. Sıçrayarak geri çekildim. Bana bakarak gülümsüyordu. Bu gülüşünü görmeyeli uzun zaman olmuştu. İkizler burcu gibiydi. Bir iyi bir kötüydü. Geri çekilerek boğazımı temizledim. Kolunu dolaba yaslayarak gülmeye devam etti.
"Beni aradığını biliyorum."
"Seni aramıyordum sadece.. bizim odamızla aynı mı diye baktım."
Güldü ve gözlerime baktı.
"Lisa."
"Tamam inandırıcı olmayabilir ama-"
"O gün gördüklerini kimseye anlatma.
Sessiz bir şekilde Jungkook'un gözlerine bakıyordum. Biraz morali bozulmuştu sanki.
"Bu sır olarak kalacak. Kimsenin bilmesini istemiyorum."
Tam konuşacakken arkasını dönerek ilerledi. Neden o adamı korumaya çalışıyordu? Ona zarar veriyordu..
🥀🥀🥀
Beden dersinde çok yorulduğum için hep acıkıyordum. Acıkmaktan bıkmıştım. Ellerimle karnıma masaj yaparken gözlerim arka taraftaki basketbol oynayan Jungkook'a kayıyor , sonra tekrar voleybol oynayanlara karışıyordum.
Her şey sorunsuz giderken topun kafama gelmesiyle yere düştüm. Voleybol oynayan kızlar bana bakarak söylenirken uzun boylu olanı yerdeki topu aldı.
"Ona bakmaktan oynayamıyorsun resmen."
Mahçup hissetmiştim.
"Özür dilerim kızlar.. Siz oynayın."
Onlar oynamaya devam ederken yerimden kalkmayarak Jungkook'a bakmaya devam ettim. Neden hala ona bakmadan edemiyordum?
Biraz daha dikkatli baktığımda bir sorun olduğunu anladım. Jungkook'a çelme takmaya çalışıyorlardı. Onun arkasından planlaşıyorlar ve topu sert atmaya çalışıyorlardı. Jungkook anlamış olmalı ki eline aldığı topu yere fırlatarak arkasına döndü. Karşısına çıkan ilk çocuğun yakasını kavradı. Herkes onları izliyordu.
Ayağa kalkarak oraya doğru ağır adımlarla ilerledim. Ne yapmalıydım bilmiyordum. Diğerleri gibi bende olanları izliyordum.
"Vursana bana. Vur hadi!"
Yakasını daha da sıkarak bağırmaya devam etti.
"Neden vurmuyorsun söylesene!"
"Kim olduğunu biliyorum çünkü! Ordan bakılınca o kadar aptal mı görünüyorum. Bunca zaman sessizce içimizde yaşadın!"
Nefes nefese cümlesini bitirdikten sonra etrafa bakarak herkese bağırdı.
"Bu şerefsiz Jeon Hyuk'un oğlu! Bu şerefsizin babası yüzünden benim babam öldü! Açın artık gözlerinizi!"
Jungkook ellerini yumruk yaparak gözlerini kapattı. Yumruğunu az önce yakasını kavradığı çocuğa doğru kaldırdığında koşarak önünde durdum. Şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Ama biraz olsun siniri dinmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLATONİK :LisKook:
FanfictionPlatonik olmak değil seninle olmak istiyorum. Aslında bakarsan ben seni istiyorum.. ⇀16.12.2017 23.01.2018↼