2.3

3.1K 260 36
                                    

Hava çok soğuk ve karanlıktı. Sadece koşuyordum. Deniz kenarıydı. Rüzgar bedenimi titretirken etrafa bakınıyordum. Sanki bir şey arıyordum.

Deniz kenarına biraz daha yaklaştığımda bir adam gördüm. Bana gülümseyerek bakıyordu ve el sallıyordu. Kim olduğunu anlamak için yanına doğru yaklaşırken silah sesi yükseldi. Birden durarak etrafa bakındım. Bana gülerek el sallayan adam vurulmuştu.

Acı içinde yere düşerken koşarak yanına yaklaştım. Eğilerek yüzüne dokundum. Kıyafetleri kandan sırılsıklam olmuştu.

Yüzünden saçlarını çektiğimde çok tanıdık gelmişti. Babama çok benziyordu.

"Baba?"

Korkuyla geri çekilerek yerde uzanan adama tekrar baktım. Korkarak uyanması için omuzlarından tuttum ve hızla sarstım. Hıçkırıklarım yükselirken gözlerim yeri kaplayan kanı bulmuştu. Ellerim de kan olmuştu.

Onu uyandırmak için çabalarken önümde siyah ve oldukça büyük bir çift ayakkabı belirmişti. Kafamı yavaş yavaş kaldırdım. Ayakkabıların sahibinin kim olduğunu tam görmeden uyanmıştım.

Yataktan zar zor kalkarken annemin perdeyi açmasını izliyordum. Ellerime bakarak kan var mı diye inceliyordum. Işık gözlerimi acıtıyordu.

"Anne."

"Efendim."

Perdeyi açarak yerdeki kıyafetlerimi topluyordu.

"Söyle. Dinliyorum ben seni."

Vazgeçerek ayağa kalktım ve annemin odasına ilerledim. Dolabın üzerindeki babamın fotoğrafını elime alarak baktım. Fotoğrafta ben annem ve babam vardı. Babama dokunarak parmaklarımı üzerinde gezdirdim. Rüyamda gördüğüm adam ona çok benziyordu. Hatta aynısıydı.

"Lisa. Bir sorun mu var?"

Ona doğru döndüğümde ellerinde kıyafetlerle bana bakıyordu. Yutkunarak gözlerimi indirdim.

"Kabus mu gördün?"

"Hayır. Anne ben sanırım.. babamı gördüm."

Hızla yanıma oturarak elimdeki fotoğrafı aldı ve yerine koydu. Daha sonra bana döndü ve kolumdan tutarak yüzüme bakmaya çalıştı.

"Ne gördün?"

"Deniz kenarıydı.. Sonra biri onu vuruyordu. Kanlar içindeydi."

Annem sessiz bir şekilde bana bakıyordu. Ellerini kollarımdan çekerek ayağa kalktı. Odadan çıktığında bende ayağa kalktım ve onu takip ettim.

"Anne. Neden bir şey söylemiyorsun?"

"Ne söyleyebilirim? Sadece kötü bir kabus görmüşsün."

Yüzüme bakmadan etraftaki şeyleri topluyordu. Bu hareketi beni delirtiyordu.

"Babam gibiydi! Ona çok benziyordu aynısıydı!"

Cevap vermiyordu ama dişlerini sıktığı belli oluyordu.

"İş kazası falan değildi. Öyle değil mi?"

"Sana babanın nasıl öldüğünü defalarca anlattım Lisa! Daha fazla sorma."

"O yalan olan anne. Ben gerçeği merak ediyorum."

Sahte bir şekilde gülerek söylendi.

"Çok gerçekçiydi anne. Sanki gerçekten olmuş gibiydi."

"Ama sadece bir rüyadan ibaretti. Unutmalısın artık. Ben işe gidiyorum. Sen de okula git artık."

Arkasından seslensem de cevap vermedi ve dışarı çıktı. Kollarıma dokunarak o anı tekrar düşündüm. Hala soğuk gibi geliyordu. Üşüyordum. Ağır hareketlerle üzerimi değiştirdim.

PLATONİK :LisKook:Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin