3 BÖLÜMDE 1000 OKUNMA 100 Ü GEÇİK OY ♥ DAHA 1000 OKUNMA OLMADI TAM AMA OLSUN :) MÜKEMMELSİNİZ ♥
BU PART BİRAZ KISA KABUL :) AMA HİKAYENİN AKIŞI AÇISINDAN BU PARTI BU ŞEKİLDE YAZIP BIRAKMAM GEREKİYORDU :) DİĞER PARTTA BUNU EN AZ İKİYE KATLAYACAĞIZ :)
İYİ OKUMALAR ♥
Karne almaya bir gün kala okul neredeyse boştu. Normal olan herkes, Yağız ile Gaye de bu defa normal davranmayı tercih etmişlerdi, ya devamsızlık hakkını kullanıp ya da sistemin kapanmış oluşunu fırsat bilip tatilini erkenden başlatmıştı. Sayının azlığından öğretmenler de ders işlemiyor, bazıları yoklama bile almıyorlardı. Böyle bir durumda hala okulda oluşumun nedeni ne okula sıkı bağlılığım ne de devamsızlıktan mustarip oluşumdu. İki hafta boyunca okul kapalı olacağından elimdeki fotoğrafları basmayı bitirmem gerekiyordu. Bu işlemi her ne kadar bir fotoğrafçıda da yapabilecek olsam da kendim yapmak hoşuma gidiyordu. Yakaladığınız anların belgeye dönüşünü görmek heyecan vericiydi.
Öğle arası zili çaldığında elimdeki bir fotoğrafı nazikçe ipe tutturuyordum. Ellerimi tezgâhın üzerindeki havluya sildim. Sabahtan beri yaptığım işlerin bilançosunu çıkarmak için etrafa bakındım. İşi neredeyse yarıladığımı görmek bana inanılmaz bir mutluluk verdi. Kocaman bir gülümseme ile iyi bir yemeği hak ettiğime kendimi inandırarak aşağı kantine indim. Kendime yiyecek bir şeyler alıp bir köşeye çekildim.
Aldıklarımdan atıştırırken etrafta çok insan olmayışını fırsat bilip sabah odamdan çıkarken cebime attığım kâğıdı çıkardım. Kağıdın üzerine yazdığım listeye göz gezdirdim.
Son sınıfta yapılacaklar listesi.
Bu listeyi yazın temmuz ayında sıcaktan bunalmış bir şekilde odamda otururken hazırlamıştım. Liste son sınıfta mezun olmadan yapacaklarımı kapsıyordu. Listedeki bazı maddelerin üzeri çizilmiş, büyük çaplı harekât gerektirenlerse ilk günkü gibi capcanlı duruyorlardı. Bu listeyi son sınıfta kendime güzel anılar bırakmak için yazıp maddeleri öyle gerçekleştirsem de bu sefer ki bakışımın çok farklı bir amacı vardı.
Arman'a yardım etmek istiyordum. Eylül ile konuşamadığı, derdini anlatamadığı için o kadar üzülüyordu ki bu işe bir el atıp bir çözüm bulmam gerekiyordu. Bu gaye uğruna listedeki bir maddenin yardımcı olabileceğini ümit ediyordum. Hem bu sayede listemdeki bir maddenin daha üzerini çizebilirdim ama önceliğimiz tabii ki Eylül ile Arman'ı bir araya getirmekti. Bu sadece bir taşla iki kuş vurmak deyimindeki iki kuştan biri oluyordu. Odaklan Ece... Maddeler.
Madde 1: Sevdiklerimin tam yüz tane farklı, mutlu fotoğrafını çekmek.
Listemdeki üzerini çizmek için en çok sabırsızlandığım madde buydu ama bunu başarabilmem için herkesin mutlu olması gerekiyordu ki anlık durum ortadaydı. Anlaşılan o ki bu arkadaş üzeri çizilmek için biraz daha bekleyecekti.
Madde 2: Armanların basketbol turnuvasında birinci olduklarını görmek.
Buna da daha vardı.
Madde 3: Bir barın kapanışına kadar kalmak.
Buna o kadar da çok yoktu. Tam bir ay sonra on sekiz oluyordum. Bu isteğimi rahatça elimi koluma sallaya sallaya gerçekleştirebilecektim. İtiraf etmeliyim ki o günü dört gözle bekliyordum. Sağlam, akıllardan silinmeyecek planlarım vardı o gün için.
Madde 4: Can'a tüm okul önünde haddini bildirmek.
Henüz maddenin ilk kelimesini okumuştum ki kâğıt elimden çekildi. Can'ın o "yakışıklı" yüzü karşımda duruyordu. Saçları hafif nemliydi. Antrenmandan çıkmış olmalıydı. O kâğıda bakmak için eğilmişken boşluğundan yararlanıp kâğıdı ondan geri aldım. Bir çırpıda katlayıp cebime geri koydum. Hiçbir yerde rahat yoktu.
"Ne o? Bana aşk mektubu mu yazdın?" diye sordu. Sırıttığı zamanlar ona acayip deli oluyordum lakin böyle ciddi durduğu zamanlar beni daha da deli ediyordu. Düşündüm de bu çocuğun beni deli etmediği hiçbir zaman yoktu.
"Dışarıda kırmızı kar yağıyorsa evet."
"İsmim yazıyordu." Can kaşını kaldırarak sandalyesine yaslandı. Arada krakerimden bir tanesine de mideye indirmişti. Pislik.
"Ne var yani? Altı üstü bir isim. Sırf sana verilmiş olan diye hiç mi yazmayacağız." Can bir şey demedi. Krakerimden bir tane daha almak için uzandı, elinin üzerine bir tane patlattım.
"Benim. Git kendine başka al." Kraker ambalajı kavrayıp göğsüme bastırdım. Can gülerek yerinden kalkar gibi yaptı, uzanıp tüm koruma çabalarıma rağmen krakerimden iki tane aldı. Yerine otururken saçımı karıştırmayı da ihmal etmedi.
"Senden nefret ediyorum" diye homurdandım saçlarımı düzeltirken. Can yaptığından gayet memnun pişkin pişkin sırıtırken bana bir öpücük attı. Ona okkalı bir yumruk atmaya hazırlanırken Mert yanımızdan geçip arkadaşlarının yanına oturdu. Masaya gitmek için attığı her adımda biz bakmış, sanırım bakışları ile bizi nasıl uçurabileceğini çalışmıştı. Tuhaf olan oydu ki onu gördüğüme şaşırmıştım çünkü okulda olduğunu bilmiyordum. Sonra bilmediğimin ne kadar normal olduğunu fark ettim çünkü konuşmuyorduk. Galiba şu an hissettiğim duygunun ismi üzüntüydü.
"Seninki kızdı." Sessizce krakerimin ambalajı ile oynamaya başladım.
"Kalk o zaman yanımdan. Sonuçta seni benimle gördüğü için kızgın."
"Ama hiçbir şeyde yapmıyor." Alnım kırıştı. Olanca dikkatimi konuşmaya verdim. Zira Can'ın söylemek üzere olduğu her neyse bana içinde bulunduğum vaziyeti sorgulatacak, ihtimal ki benim göremediğim hakikati bana gösterecekti. "Delikanlı adam sevdiği kızı bir başka erkekle aynı masada oturtmaz. Hem de hoşlanmadığı bir herifle hiç oturtmaz." Ayaklandı. "Ben onu bilirim."
Can'ın yanımdan ayrıldıktan sonra listeye geri dönmem biraz sürdü. Aklım Can'ın dedikleriyle allak bullak olmuş, sorgulama işini biraz ciddiye alarak ilk günden bugüne Mert'le yaşadığımız her anı baştan sona gözden geçirmişti. Neyi aradığımı bilmeden beynimi zorlamanın bir faydası olmadığını anladığım an listeye geri döndüğüm andı. Eski hevesimi, isteğimi yitirmiş olsam da bunu kardeşim için yapıyordum. Kendi kişisel bunalımlarım, çatışmalarım başka bir zamanda hayatımı ele geçirebilirlerdi. Evet, nerde kalmıştık...
Madde 5:Yağız'a hayırlı bir kısmet bulmak.
Bu madde benim için feci mühimdi. Yağız'ın, cesaretini toplayıp ona açılan tüm kızları geri çevirmesi bu işe ele atmam için kâfiydi. Eğer Yağız kendi aradığını bulamıyorsa, onun dostu, kardeşi olarak benim ona aradığını bulmasında yardımcı olmam gerekmez miydi? Evet. Dimi. Kesinlikle. Yağız'a kısmet bulacağız.
Madde 6: Bir deneme sınavında herkesin biyolojiden full çekmesini sağlayıp Elif Hoca'yı şok etmek.
Bunun için sabırsızlanıyordum. Zihnimde kaç defa Elif Hoca'nın yüz ifadesinin nasıl olacağını canlandırmıştım emin değildim. Tabii ki bu oturup herkesi delicesine çalışması ile başarabileceğimiz bir şey değildi. Başarabilirdik elbette ama pek eğlenceli olmazdı. Benim bu konuda başka planlarım, mükemmel bir dayanışmaya dayalı efsane bir kurgum vardı.
Madde 7:Kız erkek karışık pijama partisi düzenlemek.
Bak bu olabilirdi. Herkesin bir araya geldiği bir ortama ikisini de çağırmak onlar açısından çok dikkat çekmezdi. Aynı zamanda böyle bir durumda daveti geri çevirme olasılığı da azalıyordu. İşin içine arkadaşlar, tanıdıklar, dostlar girince illa ki biri ısrarın dozunu artırır, gelmek istemeyeni tutar kolundan getirirdi. Yani kim o kadar adamanttı* ki!
Kısacası bu onları bir araya getirmek için mükemmel bir temel oluşturabilirdi. Üzerinde kafa yordukça bundan daha iyi bir yer, daha iyi bir bağlam gelmiyordu aklıma. Tamamdı, sevmiştim. Bunu yapıyorduk. Kız, erkek karışık pijama partisi. Görülen o ki epey ilginç olacaktı. Gelecek fotoğraflar için şimdiden yeni bir albüm edinsem iyi olurdu.
*adamant: kararından vazgeçmeyen.
EVET, BEYLER, BAYANLAR YORUMLARI ALALIM :)
1.Ece'nin listesi hakkında ne düşünüyorsunuz
2.Sizce pijama partisi beklenilen başarıya ulaşacak mı?