kalıcak yer

207 14 4
                                    

kafamı kaldırıp

-ahh, niall? dedim gözlerimi silerken.

-evet?

-onlar...?

-seni tanıştırmadım değil mi? bunlar theo ve maria (gerçek adını bilmiyorum :p) , abimin karısı ve oğlu. abimde greg. demesiyle gülümseyip yanlarına ilerledim. 

- merhaba ben jennifer ama herkes bana jen der. memnun oldum, diyip elimi uzattım. elimi sıkmak için elini kaldıran maria da memnun olduğunu belirten birkaç cümle kurdu. o sırada bir sifon sesi geldi ve niallın daha koyu renk hali karşımda duruyordu.

- merhaba, sen greg olmalısın, ben jennifer ama jen diyebilirsin.

- merhaba jen. yoksa sarışının yeni kız arkadaşı sen misin? diye sorunca hafifçe gülümsedim. zaten niall benim yerime konuştu.

-hayır abi o harryninki, eminim bahsetmişimdir. dediği zaman gözlerim doldurdu ama var gücümle bastırdım.

- ah doğru hatırladım. diyince yavaşça nialla yaklaşıp kulağına özel bişey konuşmamız gerektiğini söyledim.

-abi biz birazdan geliyoruz. diyip beni kapının dışına sürükleyip son derece modern bir arabaya bindirdi ve konuşmaya başladı.

-kapı önünde dinleyebilirdi o yüzden uygun yer kesinlikle burası.

-haha teşekkürler niall

-ee sorun ne?

-ah şey... harryden ayrılmam gerek... ama o zaten bunu çoktan yapmış gibi gözüküyor.

-nasıl yani? diye sorunca herşeyi kızararak anlattım.

-o-- bunu yapamaz jen. kötü bir eşşek şakasıdır belki? ne dersin? sorusunu boşverip hemen lafa atıldım.

-niye yapamasın?

-çünkü... o seni gerçekten seviyordu. senden her bahsedişinde gözlerinin yeşili maviye dönüyordu, pırıl pırıl oluyordu.sen buraya gelmeden önce küçüklükte neler olduğundan bile bahsetmişti. hayatımda onu ilk defa ağlarken görmüştüm. ama bu öyle böyle bir ağlama değildi... bir özlem ağlamasıydı. seninle ilgili olan her konuşmamızda yavaş yavaş gözleri doluyordu, sonra da alerjim var diye geçiştiriyordu.senin okula geldiğin ilk gün anladı gelenin sen olduğunu ve hemen bize söyledi. resmen ışık saçıyordu. onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim. hayata gülümser olmuştu. hatta normalde bir parti bile düzenlemeyecekti. sırf sen olduğundan gerçekten sen olduğundan emin olabilmek için düzenledi o partiyi. inanmicaksın ama tasha ile bile konuşmuştu! o yüzden durup dururken böyle bişey yaptığını iddia edemezsin! anladın mı? 

gözümden akan yaşlar çoğalırken niall'a sarıldım. o da hemen kollarını doladı.

-neden böyle şeyler hep benim başıma geliyor diye mırıldandım.

-çünkü sen iyi birisin. her iyilik bir kötülük buluyor...

-kendimi eve gidebilcek gibi hissetmiyorum.... harrynin yüzüne bakamam. ama sana yük olmak da istemiyorum. zaten ev dolu. ben napıcam?

-bizde kalabilirsin? abimler sadece bugünlük gelmişlerdi gidecekler.

-gerçekten sizde kalabilir miyim?

- evet ama harrye ne diceksin?

-sen halledebilirmisin?

-sen iste yeter prenses

-teşekkür ederim sarışın

-heyy bana öyle deme. diyip gülümsedi ve devam etti. hadi sen üşüme içeri gir. greglere gözükmeden yukarı çık ve sağdan ilk odaya gir. orası benim odam zaten. gregler gidinceye kadarda çıkma. neler olduğunu anlatırsam yine ben mağdur olucam (:S)

-teşekkür ederim, gerçekten.

-boşveer sende benim için yapardın. istediğin bi kitabı okuyabilirsin yada yatağın altındaki çantada bilgisayarım var. hepsi senindir. arada yanına gelirim ama uyariyim, gitmeleri en az 4 saat sürer.

-dayanabilirim sanırım.

-tamam o zaman sen içeriye git ben harryi halledip geliyorum.

-görüşürüz

------

odada uzuuuun bir sıkılıştan sonra niallın içeri girmesiyle konuşmaya başladım.

-harrye ne dedin dememle gülümsedi

-ya niye gülüyosun

-hiiiç sadece niye bu kadar birbirinize benziyosunuz diye düşündüm. heeeeep birbirinizden bahsediyosunuz.

-ah öyle mi?

-evet vr ilk soruna gelirsek önce tashayı aradım ve olanları anlattım ve sen ona anlatmadığın için seni bayaaa bi fırça bekliyo

-ama ben onun moralini--

-boşveeeeer sana o kadar kızmaz zaten. onada jen sizde kalıyo gibi davran dedim sonrada harryi arayıp senin tashalarda olduğunu söyledim. sen niye haber veriyosun dedi mantık olarak. bende telefonunun şarjı bitmiş bende orda olduğunu bildiğim için haber vermek istedim dedim. o da çok meraklanmadı o yüzden sorun yok sanırım.

-sen dünya üzerindeki sarışınların en zekisisin biliyosun dimi?

-sarışınlar aptal diiller bi kere. hem sende sarışınsın diyince güldü.

-yaaa sorma. daha ne kadar burdayım ?

-az kaldı ama bence uyu

-burda mı?

-bugünlük evet ama bi dahaki gelişinde ilk olarak mutlu ol ikinci olarak misafir odasının rahatsız yatağı senin.

-haha teşekkürler.

-iyi geceler diyip yanağıma bir öpücük kondurdu. Eğer bunu liam yapsaydı dayak yerdi. ama nialla güveniyodum ve bana hangi gözle baktığını biliyorum.

-sanada nialler dedim ve odadan çıktı.

telefonuma gelen mesaj sesiyle ekrana baktım. mesaj liamdan dı ve niall beni yanağımdan öperken ki resim. altında da "bir film di değil mi? " yazıyodu...

eskiyi UNUTMA (harry styles fanfic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin