😇9.Bölüm😇

1K 81 38
                                    

Sehun onuncu aramayı da sonlandırıp sıkıntıyla nefesini dışarı verdi. Baekhyun telefonlarını açmıyordu. Jonghyun da dün gece eve gelmediğini söylemişti ve dışarı çıkıp, gidebileceği yerlere bakmışlardı. Hiçbir yerde yoktu. Luhan ise endişelense bile belli etmemeye çalışıyor, sürekli Sehun' a onu bulacaklarını söylüyordu. Şimdi yine Baekhyun' u aramaktan geliyorlardı. Karakola gitmişlerdi ama polis kaybın üzerinden 24 saat geçmeden harekete geçilmeyeceğini söylemişti. Bu yüzden kendileri arıyorlardı Baekhyun' u. Şehir yapılanması için boşaltılan evlerin olduğu sokağa gelince Sehun, Luhan' ın koluna dokunup kendisine bakmasını sağladı.

"Daha fazla duramayacağım Han. Arabayı sen Baekhyun' un evinin önüne park edersin ben buradan sonrasını yürüyerek gelirim. Baekhyun' u bulamadığımız için sıkıntı taşıyor içimden. Küçücük alanda nefes alamıyormuş gibiyim."

Luhan arabayı durdurup Sehun' a çevirdi vücudunu. Ağlamaktan kızaran gözleri öptü. Arkadaşına çok değer verdiğini biliyordu Sehun' un. Doğrusu Luhan' da değer veriyordu Baekhyun' a. Dün gece Sehun' a göstermeden o da ağlamıştı. Ama şu an Sehun' a destek olmak için güçlü durmaya çalışıyordu. Arkadaki aynı şekilde gözleri kızarmış olan Jonghyun' a baktı. Jonghyun başıyla onaylayınca tekrar Sehun' a döndü.

"Tamam sevgilim. Jonghyun da iyi görünmüyor. Siz inin yavaş yavaş gelirsiniz. Ben sizi evin önünde bekleyeceğim."

Sehun, Luhan' ın alnına derin bir öpücük bırakıp, Jonghyun' a dönüp gülümsedi. Sehun ve Jonghyun arabadan inince Luhan yola devam etti ve gözden kayboldu. Biraz ilerleyince Jonghyun' un telefonunun melodisi yankılandı boş sokakta. Jonghyun telefonu çıkarıp ekrana baktığında ekrandaki isim gülümsetmişti onu. Ren arıyordu. Muhtemelen neden okula gelmediğini soracaktı. Hiçbir şeyden haberi yoktu sonuçta. Meraklanması normaldi. Daha fazla bekletmeden cevapladı aramayı.

"Efendim güzelim?"

"..."

"Güzelim sakin ol şimdi tamam mı? Sana söylemem gereken bir şey var. Çok kısa zamandır tanışıyorsunuz ama hemen kanka oldunuz biliyorum. Bu yüzden söyleyip söylememe konusunda kararsız kaldım ama söylemeliyim sanırım."

"..."

"Bebeğim, çatlamazsın meraktan korkma. Şimdi sakin ol söylüyorum: Baekhyun kayıp."

"..."

"Ne demek 'nasıl kayıp?' ? Bildiğimiz kayboldu işte. Dün öğlenden beri ortalarda yok. En son öğlen okuldan çıkarken mesaj atmış. Her yere baktık ama yok."

Jonghyun telefonu kulağından uzaklaştırıp gözlerini kıstı. Baekhyun' un kaybolduğunu duyan sevgilisi 'nasıl kaybettiniz benim minik kankamı' diye bağırıyordu ve kulak sağlığı açısından telefonu kendinden uzaklaştırması şarttı. Bağırma sesi yerine ağlama sesi gelmeye başlayınca yeniden telefonu kulağına tuttu Jonghyun.

"..."

"Hayır! Saçmalama, lütfen! Gelsen bile ne yapacaksın ki! Sen JiHee' nin yanında dur. Belki sana ihtiyacı olur. Ben seni her şeyden haberdar ederim."

"..."

"Söz veriyorum ki haber vereceğim. Şimdi kapatmam lazım. Seni seviyorum."

Jonghyun telefonu kapatıp, Sehun' a baktı. Yine ağlıyordu. Sonuçta ilkokuldan beri arkadaştılar. Nasıl ağlamasındı ki? Kolunu Sehun' un omzuna atıp, hafifçe vurdu. Kendince destek olmaya çalışıyordu.

"Tanrı belalarını versin! Kim yaptıysa gebersin e mi? Benim minnoş çiçeklerim!"

Evlerinin bir alt sokağında bulanan bahçeli evin sahibi kadının bağırmasıyla, Sehun da Jonghyun da irkildi. Bu kadın çok sakin ve iyi biriydi. Kimseye beddua etmezdi. Hatta bazen Baekhyun ve Jonghyun buradan geçerken onlara yaptığı tatlılardan ikram ederdi. Bu yüzden kadının bağırması Jonghyun' un tuhafına gitmişti. Sehun' u da yanında sürükleyip, kadına doğru adımladı.

Cute? (HanHun)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin