aklıma gerçekten çok kötü fikirler geliyordu . hemen ordan kaçmak istiyordum , ama bu imkansızdı. o yüzden plan yaptım. eve girince su içeceğim bahanesiyle mutfağa girecektim ve bıçak alacaktım. çok fazla cinayet dizisi izlerseniz böyle oluyor işte.
arabadayken çaktırmadan (!) kajulu süzüyordum. gerçekten de çok yakışıklıydı. çilleri vardı ve ela gözleri şuan yeşile dönüktü. okuldaki kızlara hak veriyorum artık. bu düşünceleri kafamdan atmaya çalışırken ;
kajul : ne o yoksa benden hoşlanmaya mı başladın ?
ben : biyoloji dersini dinleseydin -ki dinlemediğinden eminim- çok nadir bir şekilde oluşan bir kaç hormonun aynı anda salgılanmasıyla insanlar ayıya bile aşık olabilir. ben sana ancak o şekilde senden hoşlanırım .
kajul :seni ısırırım.
ben : bok ısır sen.
güldü ve sonrada sustu . dışı gerçekten çok büyük olan bir eve geldik. burası bir başbakan evi falan gibiydi. içeri girdiğimiz zaman 6 tane hizmetçi ve Annesiyle babası olduğunu düşündüğüm iki orta yaşlı kadin ve erkek duruyordu. kadın bana boğacakmış gibi bakıyordu.
kadın : ne o kajul ? okulun çöpünü falan mı topladın ?
kajul : (kolumu göstererek) o artık benim karım Anne. beğenseniz iyi olur.
kajulun annesi : elin Çinlisine vermem oğlumu.
o anda dayanamayıp ;
ben : birincisi Çinli değil koreliyim. ikincisi sen kendi yetiştirdiğin oğullarına bak. beni ve ablamı Kendilerine mahkum bıraktılar.
diyip çıktım. kapının önünde ablam vardı . acaba nasıl öğrendi burda olduğumu. AMAN TANRIM! arkadan kajulun abisi amir geliyor ablam onu görürse çok kötü olur çok. sanırım amir ablamı gördü ve bize doğru geliyordu.
ben : ııı şey abla koşarak gidemezmiyiz ??
kurd : hyerin saçmalama neden koşarak gideceğiz ki ?
işte tam olarak bu yüzden.
amir : vay vay vay hindistan güzeli karım da burdaymış.
kurd : senin o karım diyen dilini koparıp asitle yakmak istiyorum amir : aa sevgilim bu çok fazla değil mi ?
kurd : yürü hyerin . Daha fazla bu domuz ahırında kalamam
bende ablamı ikilemedim ve gittik. ablam gerçekten çok güzeldi yeşil gözleri olan zarif bir kızdı. gerçi amir de çok hoştu ya. neyse eve gidince hemen uyudum.
ERTESI GÜN OKULDA
kajul : bak kızım seni döverim
ben : çekil git başımdan bok özür dilerim annenden. yeter be tam o anda hoca kavga ederken gördü ve bizi Müdürün odasına yolladı. büyüğümüzü çağıracağını söyledi. ilk kajulun abisi amir geldi. sonra 22 santim topukla uzun ablam geldi.
Müdür : amir bey ve kurd hanım ikiniz bir konuşup şu ikisine bir ceza hazırlayın
kurd suratını ekşitti.
amir : hep senin kardeşin yapıyor bunları .eee Ablasına çekmiş .
kurd : asıl senin kardeşin bulaşıyor. yavşak tabii aynı sen
böyle tartışırken bu kavgaya dönüştü ablam ileriye (amire doğru) gidecekken topuğu kırılıyor ve amirin üstüne düşüyor.
en son gördüğüm şey kurdun dudaklarının amirin yanağına yapışık olduğuydu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt Laneti
Hombres Lobokoreli babasız bir kız ve herşeye sahip bir kurtadam. "Sadece kolumdaki pençe iziyle onundum artık." kahramanımız kaderine razı mı olacak ? yoksa karşımı gelecek ? yada.... Aşık mı olacak ?