Eve girdiğimizde bir gariplik vardı,ortalık fena halde dağınıktı.
Üstelik bomboştu,annem veya babam yoktu.
Sesim boş evde yankılanıyordu ,nihayet pes ettiğimde Beatrice'e çay ve kurabiye hazırlamak üzere mutfağa girdim. Çay'ı 3 bardak hazırladım çünkü Troy da her an burada olabilirdi.Çaylara şeker atarken odamdan gelen bir inleme sesi duydum,fakat bu ses bir insana ait değildi,acı çeken bir hayvana aitti.
Beatrice'e çay ve kurabiyeleri verdim,çaktırmamak için,üstümü değiştireceğimi söyledim ve hemen odama çıktım.
Odamdaki şey dehşetti. çığlık atmamak için elimi ağzıma sıkıca bastırdım. Yerde,büyük bir yaralı Aslan vardı.
Fakat yarası gerçekten derindi,bunu ona kim yaptıysa onun da insan olma ihtimali yoktu. Sadece evde giydiğim penye bi hırkayı yarasının üzerine koydum. Daha sonra hemen Beatrice'e olanları mantıklıca anlatıp yardım etmesini istedim.
Beatrice mutfağa gitti,bir kaç karanfili mixerde karıştırdı.Bunları yarasının üzerine koydu.Aslan hafif kükredi acı çektiği çok belliydi. Onu benim yatağıma koydu. Bunu hiç istemiyordum çünkü hala evimde bir Aslan olduğunu idrak edemiyordum.
Aslan'da bir gariplik vardı,saçma bulunabilir fakat onu birine çok benzetiyordum.
Bu saçmalığa kendim bile inanamadım,belki de National Geographic'te izlediğim belgeseldeki Aslanlara benzetmişimdir.Evimi sık sık Aslanlar basmaz.Bu aslan vahşi değil gibiydi.Bize saldırmadı Bizi gördüğünde de kükremedi. Kan içinde kalan yeri temizledikten sonra,polisi aramak için telefonumu aldım, numarayı tam tuşlamışken Beatrice telefonu elimden aldı.
Beatrice:Dostum polisi arayamazsın
Ben:Neden ki, onu beslemek mi istiyorsun?
Beatrice:saçmalamayı kes Arden.Abimi besleyecek halim yok ya.
Işte bu sefer çığlık attım.Hemde baya sert bi tane,o sesin benden çıktığına inanamadım.
Beatrice: Birazcık sessiz ol. O yaralı,dinlenmesi gerek.
Ben: Şuan ne dediğinin farkında mısın ? O bir Aslan,ve sen ona abi diyorsun. Sen delirmişsin.Polis yerine bir hastane aramalıyım.Mümkünse deliler hastanesi.
Beatrice: Tamam anlıyorum bu inanılması zor bir durum.Ama bana biraz da olsa güvenmek zorundasın.O tam bir dönüşüm yaşamış,normal haline dönmesi biraz zaman alır.Bak Arden,hiçbirimiz normal değiliz.Sende değilsin,Lütfen birazcık bekle,normal haline dönsün sana herşeyi anlatacak.
Ben:Öyle bişey olamaz.Fakat Sen benim yeni tanışsak da arkadaşımsın senin hatrına bekleyeceğim.Sonra da hemen Hastaneyi arayacağım,anlaştık mı?
Beatrice:Tamam anlaştık.Yalnız benim Eve gitmem lazım yarım saatliğine. Anneme ve Babama olanları anlatıp geri geleceğim.Lütfen bana güven.Söz geri döneceğim.
Ben: Sen bana bir Aslanla bomboş bir evde yalnız kalacağımı mı söylüyorsun? Katiyen olmaz.
fakat ben bunları söylerken koşarak evden çıktı,onu kovalıyamadım.
Troy bir Aslan olamazdı,mantıken imkansızdı.Fakat kalbim o olduğunu söylüyordu.ki muhtemelen de o'ydu.hem eve geleceğini söylemişti,Hemde o Aslanı başından beri kime benzettiğimi buldum;bir Belgesel aslanı değildi,Troydu.
Daha fazla ayakta duramıyordum.Ciddi bir şok yaşıyordum. 5 Dakika boyunca hiç hareketsiz durdum ki ben hiperaktifimdir.Etrafıma bir Göz attım,her yer pislik içindeydi.Ve Eğer Annemle babam bir yere gittilerse, akşam geri dönerler.Akşama 2 saat vardı.Acilen Evi temizlemeliydim.
-***-
Ev artık pırıl pırıldı. 1 saati geçmişti ve Beatrice hala gelmedi. Içime bir cesaret geldi ve odama çıkıp Aslanı kontrol etmeye gittim.
Içeriye girdiğim gibi şok'tan yere düştüm.Yatağıma uzanan bir Aslan değildi,kan ter içinde kalan bir Troydu.Ayağa kalkmayı başardığım zaman kalkıp elimi Alnına koydum.Ateşler içinde yanıyordu.Lanet Beatrice de nerede kaldı? Ne yapmam gerektiği hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
Aklımı toparladığım zaman tuvalete gidip bir leğene soğuk su koydum ve havlu aldım. Bunları Troy'un yanına koyup mutfağa gittim ve antibiyotik aldım.
Ilacını verdim ve başına soğuk sulu havlu koydum.Biraz bekledim ve Ateşini ölçtüm.
48°'yi gösteriyordu.Normal bir insan olsaydı şuan ölmüş olurdu. Ama bu onun için sadece yüksekti.
Ne yaparsam düşmüyordu ateşi.Sonra aklıma annemin bana yaptığı masaj geldi aklıma.
Karnıma ve sırtıma soğuk havluyla masaj yapıyordu.Bu yüzden idrarım geliyordu ve böylece ateşim düşüyordu.
"a-ayaklarım üşüyor.Lütfen onları ört."dedi Troy fısıldamak gibi bir sesle.
"iyi misin?" dedim . Sadece başını sallamakla yetindi.
Ayaklarını örttüm.Sonra da tişörtünden havluyu geçirerek masaj yaptım. aynı
işlemi karnı için de yaptım.Ateşi biraz düşmüştü.
"Ş-şey b-bana tuvaletin yolunu gösterir misin?"
Gülümsedim.Işe yaradı.
"tabii"
onu tuvaletin yolunu gösterdim,tam işaret ederken beni yanağımdan öptü. Ve hayatımda duyduğum en güzel şeyi "meleğim" dedi.
O tuvalete gittikten sonra aşağıya indim. koltuğa oturdum,omzuma dokunan bir el hissettim,tam arkama dönecekken bir anda herşey siyahlaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt Laneti
Lobisomemkoreli babasız bir kız ve herşeye sahip bir kurtadam. "Sadece kolumdaki pençe iziyle onundum artık." kahramanımız kaderine razı mı olacak ? yoksa karşımı gelecek ? yada.... Aşık mı olacak ?