Sende Kimsin?

#1#

Her zamanki saatte evimden çıkıp koşmaya başlamıştım. Kısa sürede istediğim yere ulaşmış ve adımlarımı durdurup gözlerimi o mükemmelliğe çevirmiştim. Tam karşımda güneş doğmak üzereydi. Uçsuz bucaksız mavi gökyüzünü kızıla boyarken içinde bin bir çeşit canlı bulunduran mavi denizi de ışığıyla parlatıyordu. Bu görüntü ile bir gün daha başlamıştı işte.

Güneş doğarken ve doğduktan sonra bir süre orada beklemiş gökyüzüne, arada denize bakarak huzura kavuşmuştum. Beni rahatlatabilen tek şey onlardı. Gökyüzü ve deniz benim bu dünya karmaşasında uzaklaşıp nefes alabileceğim tek noktalarımdı. Bu yüzden evimin çatı katını bu iki nefes noktalarım için ayırmıştım. Odamın dört tarafı akvaryumla kaplıydı. İçeride dinlenebilmem için bir tane kanepe vardı. O kanepeye oturup başımı kaldırdığımda veya uzandığımda gökyüzü ile karşılaşıyordum. Uzandığım yerde yıldızları izlemek benim için tarifsiz bir duyguydu. Evimde böyle bir oda hazırlamak biraz masraf çıkarmıştı tabii ama benim için sorun değildi. Ben Kim Taehyung, babam ise Güney Kore'nin tanınmış en iyi iş adamı.

Babam eğitimimi bitirip yanında çalışmamı istediği için ben ne istersem onu yapıyordu. Benim denizi sevdiğimi bildiği için denize yakın bir yerlerden bana büyük bir ev almıştı. İstediğim zaman orada veya onlarla birlikte yaşayabilirmişim. Benim tek isteğim belliydi zaten. Çatı katındaki odayı istediğim hale getireceğimi söyleyince babam direk kartını vermişti. Saçma sapan şeyler yapmayacağımı bildiği için güvenerek veriyordu tabi ki. Fazla para harcamayacağımı, sadece istediğimi yapıp kartı geri teslim edeceğimi biliyordu. Kısa sürede işimi halledip kartını geri teslim etmiştim. 

Babam ileri ki konuşması için yavaş yavaş zemin hazırlıyordu. Onun da tek bir isteği vardı. İleride onun gibi olup şirketimizi daha ileriye taşıyabilmemdi. Babamın isteklerine hiçbir zaman itiraz etmemiştim ama bu isteğinde emin değildim. Çünkü ileride yaşayacağım hayatın tahminimde ki hayat gibi olur diye korkuyorum. Ben babam gibi ailesiyle fazla ilgilenemeyen, onlarla tatile çıkamayan, yemek zamanlarında masadan erken ayrılan, çocuğuyla yeterince zaman harcamayan biri olmak istemiyorum. 

Bizim tek sıkıntımız buydu. Babam işten geldikten sonra onunla oyun oynamayı çok isterdim ama babam genellikle yorgun olurdu veya yorgun olduğu halde odasına kapanıp çalışmak zorunda kalırdı. Annem ile tatile çıktığımızda bizimle gelemez şirketteki işlerini bitirmeye çalışırdı. Yemek masasından ilk ayrılan hep babam olurdu. Hemen odasına gider ve ardı arkası kesilmeyen telefon görüşmeleri yapıp toplantılar hazırlardı. Ben babamı bu şekilde tanımıştım ama çocuklarımın beni bu şekilde tanımalarını istemiyordum. Kararsız kalmam bu yüzdendi. Şimdilik eğitimimi bitirmeye odaklanmış bunları düşünmeyi bırakmıştım. Çünkü ne zaman düşünsem sonuca ulaşamadan tıkanıp kalıyordum.

Koşmaya devam edip kısa sürede eve geldiğimde telefonumu masanın üzerine bırakmış ve duş almak için banyoya ilerlemiştim. Kısa sürede duşumu alıp çıktıktan sonra üzerimi giyinirken masadaki telefondan bildirim sesi yükselmişti. Elime alıp ne olduğuna baktığımda takip ettiğim bir akvaryum sitesinden haber geldiğini gördüm. Dün gece nesli tükenmek üzere olan bir balık türü yakaladıklarını açıklayan haber paylaşmışlardı. Balığın resmine uzun süre bakmıştım. Nedenini anlamasam da o balıkta bir şeyler hissetmiştim. Bir süre iyice tuhaflaşmaya başladığımı bile düşünsem de ne yapıp edip o balığı almam gerektiği fikrini bir türlü aklımdan atamamıştım. Hemen birkaç yere telefon edip balığı satmamalarını söylemiştim. Üzerimi giyinip hemen şirkete gittim. Babam benim şirkete geldiğimi görünce şaşırmıştı. Pek gitmediğim için alışkın değildi. Hemen telefondaki haberi açıp babama göstermiştim. Haberi okuduktan sonra gülümseyerek bana bakmış ve konuşmaya başlamıştı.

- Bu balığı almak istiyorsun değil mi?

(Taehyung)- Evet baba. Tuhaf bir şekilde gerçekten ona sahip olmak istiyorum.

- Biraz bekle.

Babam kısa süren birkaç telefon konuşması yaptıktan sonra bana dönüp gülümseyen yüzüyle tekrar sessizliğini bozmuştu.

- Gidip balığını alabilirsin.

(Taehyung)- Peki ödemeyi nasıl yapacağım?

- Ben haletlim onu merak etme.

(Taehyung)- Teşekkür ederim baba.

- Bana teşekkür etmek yerine ne yapman gerektiğini biliyorsun değil mi? Sen zeki bir çocuksun Taehyung. Benim isteğimi gerçekleştirebilecek tek kişisin.

(Taehyung)- Bu konuyu daha sonra konuşalım mı baba?

- Tamam. Senin istediğin gibi olsun.

(Taehyung)- Görüşürü baba.

- Görüşürüz oğlum. Dikkatli ol.

(Taehyung)- Sende

Şirketten ayrıldıktan sonra arabama binip hızla akvaryumcuya gitmiştim. Beni görünce tanımış ve memnuniyetle karşılamışlardı. Balığı hazırlayıncaya kadar görevli bir adamla nelere dikkat etmem gerektiğini konuşmuştuk. Daha sonra balığımı da alıp arabaya binmiş ve evime doğru ilerlemeye başlamıştım.

Evime geldiğimde çatı katına çıkıp ne yapmam gerektiğini düşündüm. Acaba bu balığımı da büyük akvaryuma mı koymalıydım yoksa bir süre şimdi içinde bulunduğu akvaryumda mı beslemeliydim? Başına bir şey gelir diye endişelendiğim için güvenli bir yere bırakıp aşağıdan masa getirdim ve onun üzerine düzgünce koydum. Güvenli olduğuna emin olduktan sonra bir süre onu inceledim. Gerçekten her şeyiyle büyüleyici görünüyordu. Telefonumun çalmasıyla incelemeyi bırakıp aramayı cevapladım. Arkadaşımla yaptığım kısa konuşma derse geç kaldığımı yeni fark etmeme neden olmuştu. Hızla evden ayrılıp arabama binmiş ve okula doğru ilerlemeye başlamıştım. Evime yeni aldığım balıkla birlikte hayatımın nasıl değişeceğinden bir haber günün karmaşasına kaptırmıştım kendimi. 

İlk bölümü nasıl buldunuz? :)

Umarım beğenmişsinizdir =)

Taehyung'un odasına benzeyen bir resim bulmak istedim ama bulamadım arkadaşlar. Kapı hariç dört duvar belli bir kalınlıkta akvaryum ve içinde çeşitli balıklar var. Çatı ise cam. Gece yıldızları, gündüz bulutları izleyebilmesi için ^^

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın :)

SARANGHAEEE ^^