#10#

260 36 43
                                    

Taehyung adımlarını mutfağa yönelttiğinde karnımdan tuhaf sesler gelmeye başlamıştı. Biraz(!) acıkmıştım galiba. Salonda bir sağa bir sola gidiyor ve ne yapacağımı düşünüyordum. Karnımdaki tuhaf sesler arttığında son çare adımlarımı mutfağa yöneltmiştim. Kapı pervazından tutunarak gizlice ne yaptığına bakmıştım. Yemek için bir şeyler hazırlıyordu galiba. Sesi kulaklarımı doldurduğunda şaşırmıştım.

(Taehyung)- Ne yapıyorsun orada?

Tamamen kapının önüne geçtiğimde büyümüş gözlerimi ona doğrultarak cevap vermiştim.

(Kız)- Beni görüyor muydun?

(Taehyung)- Kendini küçük bir şey sanıyorsun galiba?

(Kız)- Sana yardım etmek istiyorum.

Hızlı adımlarla yanına gittiğimde işine devam ediyordu. Kısa süre sessiz kalsa da cevabı gecikmemişti.

(Taehyung)- Bana yardım etmek istiyorsan git lütfen. Hayatıma hiç girmemiş gibi.

(Kız)- Ne-neden sürekli gitmemi istiyorsun? Gidebileceğim hiçbir yer yok. Yanında kalsam olmaz mı?

(Taehyung)- Olmaz! Neden anlamıyorsun? Yanımda kalamazsın! İstemiyorum! Biri görürse seni ne söyleyeceğim? Balığım bir insana dönüştü! Kütüphanede bulduğum saçma sapan bir kitap ve içinde yazılanlar gerçekleşmeye başladı! Buna kim inanır ha? Ben bile anlamıyorum birçok şeyi, kimi inandıracağım! Ben eski hayatımı istiyorum anladın mı?(!) Sen karşıma çıkmadan önceki hayatımı istiyorum!!

Bağırarak söylediği sözler bir adım geri gitmeme neden olmuştu. Söylediklerinin ağırlığı yetmezmiş gibi bir de bağırarak söylemesi kalbimi daha bir acıtıyordu. Haklıydı aslında söylediklerinde ama benim de yapabileceğim bir şey yoktu. Bazen mantığımızla değil kalbimizle karar verirdik. Benim kalbimde bir seçim yapmıştı işte. Kalbimin yaptığı bu seçim beni ya ölüme götürecek ya da kalbimi katılaşmaktan kurtaracaktı.

(Kız)- Üzgünüm ama benim yapabileceğim bir şey yok. Öğrenmek istediklerini sorabilirsin bana. Hepsini cevaplayacağım.

(Taehyung)- Dün bütün sorularıma ''bilmiyorum'' cevabını veren sen mi? Şimdi bütün sorduğum soruları cevaplayacaksın yani?

(Kız)- Hatırlayamadığım hafızamın bir kısmını kitabı okurken bir kısmını da gece rüyamda gördüm. Artık her şeyi hatırlıyorum.

(Taehyung)- Bilmek istemiyorum! Seninle ilgili hiçbir şey beni ilgilendirmiyor. Artık bir an önce evimden çekip git!

Yanımdan hızlıca geçip gittiğinde bir süre öylece olduğum yerde kalmıştım. Söylediklerini sindirmeye çalışıyordum. Gözlerimdeki gözyaşlarının hepsini bin bir türlü zorlukla geri yerlerine gönderdim. Yavaş adımlarla mutfaktan ayrılıp kapıya doğru ilerlemeye başlamıştım. Gitmeliydim. Yanında durmak ona daha fazla zarar verecekti. Ben mi? O iyi olmadan, benim iyi olmam imkansızdı.

Kapıyı örtüp kısa süreliğine etrafıma bakınmıştım. Gideceğim bir yer yoktu, gidebileceğim bir yer de yoktu o zaman ayaklarım nereye giderse oraya gidecektim. Sol kaldırımdan ilerlemeye başlamıştım. Yerdeki küçük taşlar ayağımı biraz acıtsa da düşüncelere dalmamla acıyı hissetmemeye başlamıştım.

Ne yapacaktım şimdi? Nerede kalacaktım? Hava kararmadan güvenli bir yer bulmalıydım. Yanımdan geçen insanların üzerindeki kıyafetlere dikkatlice bakmıştım. Ayaklarım çıplaktı. Üzerimde Taehyung'un t-shirtü ve eşofman altı vardı. En önemlisi karnım açtı.

Bir sürelik yürüyüşün ardından adım atacak halim kalmamış ve olduğum yere oturmuştum. Yoldan geçen insanlar bana tuhaf bakışlarını sunuyorlardı ama onları umursayamayacak kadar aç ve halsizdim. Gözlerim kararmaya başladığında omzumda hissettiğim sıcak el beni kendime getirmişti. Karşımda sıcak gülümsemesini sunan teyze yumuşak ses tonuyla sorusunu yöneltmişti.

(Teyze)- Kızım? İyi misin? Ne oldu sana?

(Kız)- Yoruldum

(Teyze)- Gel. İçeri geçelim orada dinlen.

Teyzenin de yardımıyla oturduğum yerden kalkmış ve içeri girmiştim. Biraz ilerlemiş ve sandalyeye oturmuştum. Açlığımdan karnıma ağrı girmesiyle iki büklüm kalmıştım. Kısa sürede masama yemek konulmuştu. Teyzeye baktığımda yüzünde aynı gülümsemesi mevcuttu.

(Teyze)- Hadi ye kızım. Bu senin için.

Gülümseyip tabağı önüme çekmiş ve yemeye koyulmuştum. Bu arada Taehyung'un çubuklarla nasıl yemek yenileceğini öğrettiği o an gelmişti aklıma. Şimdi ne yapıyordu acaba?

Kısa sürede yemeğim bitmişti. Kendime gelmiş ve nerede olduğumu incelemeye başlamıştım. Etrafımda masalar ve sandalyeler vardı. Küçük bir yerdi ama içini ısıtıyordu. Az sayıdaki masalardan birazı doluydu. Onun haricinde ortamda sessizlik hakimdi. Teyzeye döndüğümde sessizliğini bozmuştu.

(Teyze)- Senin ismin ne kızım?

(Kız)- Hae Young, Kim Hae Young

(Teyze)- Çok güzel bir ismin varmış. Anlamı nedir?

(Young)- Sonsuz demek.

(Teyze)- İsmin gereği sonsuz bir hayata mı sahipsin yoksa?

Teyzenin sorduğu soru bir an duraksamama neden olmuştu. Hayır! Kesinlikle bilmemeliydi. Gerçek kimliğimi hiç kimseye açıklayamazdım. Bu çok tehlikeli.

(Young)- Ahahahhaha! Yok teyzecim! Ne sonsuz hayatı. Ahahahaha

(Teyze)- Peki, evin yok mu kızım senin? Üzerindeki kıyafetler dışarıda gezmen için uygun değil.

(Young)- Evim yok. Üzerimdekilerden başka giyebileceğim bir şey de yok.

(Teyze)- Geceleri nerede kalıyorsun kızım?

(Young)- Bugün dışarıda kalacağım anlaşılan.

(Teyze)- Olmaz öyle şey! Bak sana ne söyleyeceğim. Bana yardım etmesi için bir işçi arıyordum. Müşterilerim bazen fazla oluyor ve çalışan garson yetişemiyor. Burada çalış. Gece de sana kalacak yer vereyim. Sen iyi bir kızsın. Senini gibi birini bulamam. Sen bana, bende sana yardım edeyim. Olur mu?

Şaşkınlıkla ve sevinçle teyzeye bakmaya devam ediyordum. Anlaşılan bugün şanslı günümdeydim.

(Young)- Çok teşekkür ederim. Ne isterseniz yaparım. Bana bir kez göstermeniz yeterli hemen öğrenirim. Bütün gün çalışırım.

(Teyze)- Sakin ol kızım. Ahahhahaah! Tamam o zaman, anlaştık. Bugün işe başlamadan önce seninle birlikte üzerine bir şeyler almaya gidelim. Sonra işe başlarsın.

(Young)- Çok teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim.

Merhaba :) Umarım beğenerek okuduğunuz bir bölüm olmuştur ^^ Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşırsanız beni çok mutlu edersiniz :) Bir sonraki bölümde görüşünceye dek kendinize iyi bakın =)

SARANGHAEEE ^^

Sende Kimsin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin