#8#

256 37 27
                                    

Taehyung'un hızlı adımlarla merdivenlere yönelmesiyle bende arkasından gitmiştim. Bir gün içinde neden bu kadar çok yanlış yapmıştım ki! İlk olarak ona sıkıştığımı söylemiştim. Akvaryumda sıkıştığımı öğrenseydi her şey daha kötü olabilirdi. Yaptığım yanlışı zorlukla toparlamaya çalışmıştım. Söylemiştim bir şeyler ama gözlerinden anladığım kadarıyla inanmadığı apaçık belliydi. Neyse ki üstelememişti. 

İkinci hatam ise gözyaşlarımdı. Daha doğrusu inciye dönüşen gözyaşlarım. Sulu gözlülüğümü yine ortaya çıkarmış ve ona kötü bir şey olacak korkusuyla ağlamaya başlamıştım. O an inciye dönüşen gözyaşlarımı unutmuştum. Aklımda sadece o vardı. Onun beni bırakıp gitmesi vardı. Kalbimde sadece ona ait endişe vardı. Köpek balıklarından kaçarken bile korkmadığım kadar korkutmuştu onun yok olması, benden uzakta olması. İncilerin kime ait olduğunu sorunca uydurmuştum bir şeyler. Benim olmadığını söylemiştim. İnanmamıştı. Bütün bu duyguları onun yüz hatlarından anlayabiliyordum. Bunun bizlere verilmiş bir özellik olduğunu hissediyordum. Parça parça olan hafızam beni fazlasıyla zorluyordu.

Daldığım düşüncelerden ayrılmama neden olan şey Taehyung'un gelmemesi gereken yere gelmesiydi. O kapıyı henüz açmamalıydı. Sakin kalmaya çalışarak kapıyı açıp içeri girmişti. Bu kadar erken olmamalıydı. Şimdi her şey daha zor olacaktı, ikimiz için de. Böyle bir durumda yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Yavaş adımlarla bende içeri girmiştim. Şaşkınlıkla akvaryuma bakıyordu. Gözlerindeki ifade bir boşluğu andırıyordu. Uçsuz bucaksız bir boşluktaydı düşünceleri. Ne yapması gerektiğini, nasıl bir tepki vereceğini bilemiyordu. İçinde bulunduğu duruma uygun cümleler yoktu. Gözleri beni bulduğunda bir adım gerilemiştim. Gözlerindeki ifade beni korkutmuştu. Bir çırpıda yanıma gelip elleriyle omuzlarımdan sıkıca tutmuş ve beni sertçe duvara yaslamıştı. Dolan gözlerime bir kez daha sinir olmuştum. Şuan ağlamak yapacağım en saçma davranış olacak ve içinden çıkılmayacak bir duruma sürükleyecekti bizi. Gözyaşlarımı geri yerlerine gönderemeden Taehyung'un bana bakan öfkeli gözleri ve korkutucu çıkan yüksek sesi gözyaşlarımın yavaşça yanaklarımdan süzülmesine neden olmuştu.

(Taehyung)- Kimsin? Söyle kimsin sen!!!

Gözleri, yavaşça yüzümde iz yapmaya başlayan gözyaşlarıma takılmıştı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Omuzlarımı her saniye daha fazla sıkıyor ve canımı acıtıyordu. Gözyaşlarımı bir türlü durduramıyordum. Gözyaşım yere damlamadan son saniye sert bir şekilde yutkunmuştum. Başıma geleceklerden fazlasıyla korkuyordum. Gözyaşım yere doğru yol almışken saniyeler sonrasında yere düştüğü belli olmuştu. Taehyung'un gözleri önünde gözyaşım inciye dönüşmüş ve yere düşüp yuvarlanmıştı. Omuzlarımdaki elleri yavaşça çekilmiş ve baygınlık geçirmişti. Yere düşmeden onu hemen tutmuştum. Onu kolaylıkla odasına taşıyabilmiştim. Normal insanlara göre biraz güçlüydüm. Bu da bizlere verilmiş bir özellikti, hatırladığım kadarıyla. Onu yatağına yavaşça yatırdıktan sonra üzerini örtmüş ve odasından çıkmak için adımlarımı kapıya yöneltmiştim. Birden duran adımlarım beni şaşırtmıştı. İstemsiz bir şekilde olduğum yerde kalmış ve bir adım dahi atamamıştım. İçimdeki tuhaf his odada beni bir yere yönlendirmişti. Engel olamayarak adımlarımı dolapların olduğu yere yönlendirdim. Elimle koymuş gibi dolapların arkasındaki gizli bölmeden eski bir kitap bulmuştum. İlk sayfayı açarak okumaya başladım.

Okuduklarım neden hiçbir şey hatırlamadığımı anlamamı sağlamıştı. Eğer Taehyung her şeyi bu kadar çabuk öğrenmeseydi ve ben uykuya dalsaydım hafızamın kaybolan kısmını rüyamda görecektim. Her sayfayı okudukça gözlerimin önünde canlanan o anılar beni derinden etkilemişti.

''- Anne ben neden diğer arkadaşlarımdan farklıyım? Benimle alay edip, dışlıyorlar.

+ Sen özelsin kızım. Nesli tükenmekte olan soyun bir parçasısın. İleride seni zor ama bir o kadar da güzel şeyler bekliyor.

- Zor ve güzel mi? Zor olan şey nasıl güzel olacak anne? Beni kandırıyorsun!

+ Ah! Tatlı kızım benim. Daha çok küçüksün ileride her şeyi daha iyi anlayacaksın.

- Hayır anne! Bana hemen şimdi anlat. İleride beni neyin beklediğini bilmek istiyorum.

+ Henüz zamanı değil.

- Anne, lütfen. Artık dışlanmaktan bıktım. Yalnız kalmaktan sıkılıyorum. Ne tür bir geleceğim var bilmek istiyorum.

+ Peki kızım. Anlaşılan yine pes etmeyecek ve öğreneceksin.

- Seni dinliyorum annecim.

+ Sen karaya çıkabilecek bir deniz kızısın. Zamanı geldiğinde birini seçecek ve daha sonra balığa dönüşeceksin. Kısa sürede ona ulaşabileceksin. Eğer seçtiğin kişi sana sevgisiyle bakarsa kısa sürede büyüyecek ve daha sonra tekrar deniz kızına dönüşeceksin. Sen farkında olmadan yapman gerekenleri istem dışı gerçekleştireceksin. Bu yaşadıklarının hiçbirini hatırlayamayacaksın. Seçtiğin kişi seni sevmeye devam ederse sudan çıkacaksın. Sudan çıktığında insanlarınki gibi bacakların olacak. Dış görünüşün aynı onlara benzeyecek. Bu yüzden kimliğini gizlemede zorluk çekmeyeceksin. Sana verilen birçok özellik olacak. Güçlü olmak, seçtiğin kişinin yüzünden onun duygularını anlamak ve her şeyi çok kısa sürede öğrenmek gibi. Aynı zamanda sana ayrılan zaman da başlayacak kızım. Zamanın dolmadan seçeceğin kişinin seni gerçekten sevmesi gerekiyor. Yoksa...

- Yoksa ne anne? Eğer beni sevmezse ne olacak?

+ Onu ileride daha iyi anlayacaksın kızım. Bu kadarını bilmen şimdilik yeterli.''

Annemin hızla yüzerek uzaklaştığını gördükten kısa süre sonra açık olan sayfada okuduğum o cümleler, içinde bulunduğum durumun ne kadar zor olduğunu gözler önüne sermişti.

''Karaya çıktığın andan itibaren kalbin katılaşmaya başlayacak. Eğer seçtiğin kişi sen onu sevdiğin kadar seni sevmezse ve zamanın dolarsa, kalbin tamamen katılaşacak ve yaşamına son verilecek.''

Gözlerimden bir yaş daha damladığında dışarıdaki yağmur şiddetini arttırmıştı. Benim yüzümden yağmur yağdığını da öğrenmiştim ama gözyaşlarımı durduramıyordum. Öğrendiklerim omuzlarıma ağır bir yükün binmesine neden olmuştu.

Kulaklarımı dolduran sesiyle gözlerim onu bulmuştu. Yatağında doğrulmuş ve öfke dolu gözleriyle bana bakmaya devam ediyordu.

(Taehyung)- Ne yapıyorsun sen?(!)

Kalbimdeki bu masum duyguya karşılık bulabilecek miydim gerçekten? Umudumu şimdiden yitirmek istemiyordum ama bana bakan o gözler kalbimi acıtıyor ve katılaşmaya başladığını hissetmemi sağlıyordu. Ne yapacaktım ben şimdi?

Merhaba arkadaşlar ^^ Bu bölüm deniz kızımızdan sizlere aktarıldı. Umarım beğenerek okumuşsunuzdur. Aklınıza takılan bir şey olursa sorularnızı cevaplayacağım. Bir de düşüncelerinizi benimle paylaşın lütfen. Özelden veya yorumlardan hiç fark etmez. Kurguya eklememi istediğiniz bir şey varsa veya şu şekilde ilerlese daha iyi olur diye düşünceleriniz varsa kurguya uyarlayabilirim. Doğrusu bu kitabımda neler olacağını bende kestiremiyorum :) Birlikte güzel bir çalışma ortaya koyabiliriz. Yorumlarda sizleri görmek istiyorum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın =)

SARANGHAEEEE ^^

Sende Kimsin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin