EMANET

35.1K 1.3K 43
                                    

Azize'nin beni odama götürmesiyle bu olanlara daha fazla katlanamaycağımı anlamıştım. Daha fazla bu yangını tutamayacaktım içimde. Ağladım. Ağladım ama içimdeki yangın bir türlü sönmedi. Babamı düşündüm beni gözünden bile sakınan babamı. Neden beni burada koyup gitmişti ki.?

Sevgi Annemin odaya girmesiyle onunda ağladığını fark ettim.

"Kızım bu bizim son şansımız. Eğer sen Azad Ağa ile evlenmezsen, Baran'ımı öldürecekler Azize mi de yaşayan bir ölü yapacaklar. Ne ol-"

"Azize de Baran da senin çocuğun.! Ben neyim ben.! Ben senin çocuğun değil miyim.? Bana bunları reva görüyorsun da neden onları koruyorsun. !"

"Sen de benim kızı-"

"Tamam sus artık. Yeter lanet olsun. Hiç biriniz umrumda değilsiniz.! Anladınız mı.! Hiç biriniz.! Ben buraya gelmesem ne yapacaktınız kimi kurban seçecektiniz.!"

Sesim yükseldikçe yükseliyordu. Karşımdaki kadın sus pus olmuş beni çocukları için yakıyordu. Ben kimdim.? Bende onun çocuğu değil miydim.?

Bir yandan etrafı dağıtıyor bir yandan da bağırıyordum.

"Yeter artık.! Benim gücüm kalmadı. !"

"Dayanamıyorum artık. YETER.!!"

Azize beni durdurmaya çalışırken içeri Mahmut girdi. Ve tüm siniriyle üzerime yürüdü. Attığı tokatla yere düşerken vücudumun benden bağımsız olarak titrediğini anladım. Yanıma eğilip var gücüyle saçlarımı yoluyor bir yandan da vurmaya devam ediyordu.Hareketsizce bekliyordum.Bu işkencenin bitmesini. Azize yi ve annesini de odadan kovduktan sonra kapıyı kilitleyip bana vurmaya devam etti.

"Sen kimsin ki beni tehdit ediyorsun lan.! Kimsin sen.?!!"

Azize kapıyı yumruklayıp açması için yalvarıyordu. Ben ise acıdan yerde kıvrılmış ağlama devam ediyordum. Ben ki Zehra bu yaşıma kadar bırak tokatı hayatında kötü bir söz bile işitmemiştim.

Mahmut vurdukça vuruyor, hırsını alamıyordu bir türlü. En son belinden çıkardığı kemerle bilincimi kaybetmiştim.

......

Azad' Ağa arabasında beklemekten sıkılmıştı. Tam arabadan ineceği sırada Azize kapıdan çıkmış bağırıyordu.

"Yardım edin.! Ne olur yardım edin.!"

Azad Ağa hızlıca arabadan inerek Azize'nin yanına koştu.

"Ne oldu. Ne bağırıp duruyorsun.!?"

"Ağam yetiş. Babam Zehra ablamı öldürecek.!"

Azad Ağa duyduklarıyla hemen eve koştu. Azize'nin annesi bir kapının önünde durmuş ağlıyordu. Kapıyı açmayı denemiş ama açamamıştı.

Geriye doğru bir adım attı ve kapıya omzuyla destek oldu. Sonra bir kez daha denedi. Ve bir kez daha. Sonunda kapı kırıldığında yerde hareketsizce yatan Zehra'yı gördü. Eli yüzü kan içindeydi. Mahmut denen adam elindeki kanlı kemeri bir kez daha kaldırdığında Azad ona yetişmiş ve onu durdurmuştu.

"Ne yapıyorsun lan sen.!?"

"Azad Ağa sen karışma benim işime..!"

"Ne demek lan sen Karışma.!!"

"O bunu haketti.! Bırak şunu öldüreyim. !"

Bir adım daha atmıştı ki Azad ona yumruğunu geçirmişti. Yediği darbe ile yere düştü hemen.

"Bana bak lan.!! Seni ilk ve son kez uyarıyorum.Eger bu kızın kılına zarar gelirse seni ölmekten beter ederim. Anladın mı? Ölmekten beter.!"

"O benim kızım ister döver-"

"O artık benim sana  emanetim.! Emanetine böyle mi bakıyorsun lan sen.!! "

 ZEHRAZAD [ TAMAMLANDI ] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin