Bebekler için büyük bir oda hazırlamıştık. Odanın bir duvarı boydan boya mavi boyaya boyanmıştı. Diğer duvar ise pes pembe. Tam ortada üç adet beyaz beşik bulunuyordu. Azad yıkayıp, ütülediğim kıyafetleri katılıyordu.
Elimdeki oyuncakları rafa koyduktan sonra beşiklerin tüllerini örttüm. Doğuma çok az kalmıştı. Azad'a belli etmesem de içten içe korkuyordum. Doktor doğumun riskinden bahsetmişti. Ama ben bunu Azad'a hiç söylemedim.
"Azad hadi şu perdeleri de tak."
" Yarın takarım Zehra. Çok yoruldum." diyerek yerde bağdaş kurdu.
Tam bir haftadır bu odayla uğraşıyorduk. Haklıydı işten gelir gelmez buraya sokuyordum onu. Ama her şeyin hali hazırda olmasını istiyordum.
"Şimdi tak Azad."
Azad tam bana cevap vereceği sırada kapı çalmıştı.
"Fıratlar geldi herhalde." diyerek kapıyı açmaya gitti.
Az sonra Fırat ve Azize de odaya gelmişti.
"Çok güzel olmuş abla."
"Ama bir şey eksik." dedi Fırat. Ve elindeki kutuyu bana verdi.
"Bu ne.?" dedim elimdeki hediyeyi açarken.
Elimdeki çerçeveye bakarken gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Üçüzlerin ultrason resmini çıkartmışlardı.
"Ya siz varya." diyerek kocaman sarıldım iksinede.
Gece boyunca gözüme uyku girmedi. Doğum yaklaştıkça içimde bir acı baş gösteriyordu. Sessizce bebek odasına gittim.
Fırat ve Azize'nin aldığı hediyeyi aldım ve sessizce ağlamaya başladım.
"Zehra.!"
Azad beni arıyordu ve nerede olduğumu adı gibi iyi biliyordu. Azad odaya girmeden gözlerimdeki yaşı sildim.
"Ne yapıyorsun sen burada.?"
"Hiç. Uyku tutmadı." derken gözlerimi kaçırıyordum.
"Bana bak bakayım. Ağladın mı sen.?"
"Yoo ağlamadım."
"Söyle bakalım benim güzel karımı ne üzdü yine.?"
"Azad eğer doğumda bana bir şey olursa-"
"Saçmalama Zehra. Şöyle konuşup durma."
"Lafımı kesme. Eğer bana bir şey olursa çocuklarımıza çok iyi bak. Olur mu.? Onları hiç üzme tamam mı.?"
****
"Hadi Zehra Hanım daha güçlü ıkının."
"Ahh.!"
Olmuyordu işte.Yapamıyordum. Üçüz'lerden dolayı doğumun zor olacağını biliyordum. Ama bu kadarını beklemiyordum gerçekten. Sanki aynı anda bütün kemiklerim kırılıyor gibiydi.
"Evet çok güzel. Harika gidiyorsunuz. Ikınmaya devam edin.!"
"Olmuyor.!!" diye bağırdım.
"Çok kan kaybediyor." dedi telaşla ayak ucumdaki doktor.
"Eğer biraz daha zorlarsak ya anneyi ya da bebekleri kaybedeceğiz."
Ben artık kendimden geçmiş durumdaydım. Kaç saat oldu doğumhane'yi gireli bilmiyordum. Tek hissettiğim acı ve soğuktu.
"Zehra Hanım. Sizden son kez ıkınmanızı istiyorum. Bebekleriniz için."
Bebeklerim için.
"Ahhhh.!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHRAZAD [ TAMAMLANDI ]
RomanceEğer aşk bir seçenek olsaydı. Bu kadar keskin bir acıyı kim seçerdi.?