Doktorlar ablama sakinleştirici yaparken ben de dışarı çıkmıştım. Üzülüyordum onun için. Önce kendisi şimdi ise kocası hayat mücadelesi veriyordu. Eniştemle Fırat'ın kavgasından sonra Fırat'la hiç konuşamamıştık.Kadın başımıza da bir şey yapamıyorduk. Sıkıntıyla Fırat'ı aradım. Hemen açmıştı.
"Söyle kara gözlüm."
"Fırat Azad Ağa-"
"Onun adını anma Azize. Onunla ilgili bir şey duymak istemiyorum."
"Ama Fırat. Abin-"
"Kes artık. Duymak istemiyorum dedim Azize. Eğer aramızı yapmak istiyorsa-"
"Yeter Fırat. Sözümü kesme artık. Abin kaza geçirdi."
"Ne.?" diyebilmişti sadece.
"Durumu kötü. Bırak şu küslüğü ve gel. Ablam da çok kötü."
"Bak eğer amacın bizi barıştırmak-"
"Gel diyorum sana Fırat. Gel.! Eniştem iyi değil. Belki de onu bir daha göremeyeceğiz. " derken yanaklarımdan yaşlar süzülüyordu.
....
Fırat koşarak bulunduğumuz yere geliyordu. Yüzündeki ifade de çok fazla anlam vardı. Üzgün. Korkmuş ve telaşlıydı.
"Nerde abim.?"
"Hala ameliyatta." diyerek ona sarılmıştım. Kollarına bana sararken dudaklarından iki söz düşmüştü.
"Çok pişmanım."
"Fırat eğer enişteme bir şey olursa ablam mahvolacak."
"Nasıl olmuş. Kim yapmış.? Yengem nerede.? O da yaralı mı.?"
"Hayır ablam iyi. Ama eniştemin durumu iyi değil. Araba çarpmış ve beyin kanaması geçiyormuş şu an."
"Azize eğer abime bir şey olursa asla kendimi affedemem."
Biz bunları konuşurken ameliyat sonunda bitmişti.
"Azad KARADAĞ'ın yakınları.?"
"Benim. Abim iyi mi.?"
"Durumu şu an kritik. Beyni sandığımızdan fazla zarar görmüş. Şu anlık için uyutacağız. Gerisi abinize kalmış."
"Görebilecek miyiz peki.?"
"Şu an için imkansız. Uzun bir süre uyanamaya bilir. Belki de-"
"Ne belkide.!?"
"Dediğim gibi gerisi abinizde. Biz elimizden gelen her şeyi yaptık. Ama hiç uyanamayada bilir.! Umarım sevdiklerini fazla bekletmez. Tekrardan geçmiş olsun." diyerek yanımızdan ayrıldı.
Fırat dizlerinin üzerine düştüğünde hemen yanına oturdum. Ağlıyor muydu o.?
"Ne yapacağım ben şimdi kara gözlüm. ? Ya hiç uyanmazsa.? Ne diyeceğim ben yengeme.?"
"Yapma Fırat lütfen dik dur. Enistem Allahın izniyle iyi olacak. Uyanacak. Ve sana böyle güçsüz durduğun için çok kızacak."
"Biliyor musun.?" dedi ve devam etti.
"Küçükken beni her şeyden o korurdu. Kimseye laf ettirmezdi. Ben bir suç işlediğimde hemen kendi üzerine alırdı. Benim yüzümden çok dayak yedi. Ama bana hiç kızmadı. "
Ağlaması daha da şiddetlenmişti. Koskoca adam gözlerimin önünde ağlıyordu.
"Ben ne yaptım peki.? Ben abimi hiçe saydım. Keşke ellerim kırılsaydı da ona el kaldırmasaydım."
"Zamanı geri alamayız Fırat."
"Kahretsin biliyorum.! Eğer onu bir daha göremezsem ölürüm ben Azize. Ölürüm. "
Ameliyathanenin kapısı açıldığında eniştemi yoğun bakıma taşıyorlardı. Fırat yerden kalkıp yanına koştu.
"Ağabeyim. Uyan lütfen."
Rengi soluktu. Kafasında ise beyaz bandana gibi bir şey vardı. Görevliler onu götürmeye çalışırken Fırat bir kez daha konuştu abisiyle.
"Özür dilerim abi. Affet ne olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHRAZAD [ TAMAMLANDI ]
RomanceEğer aşk bir seçenek olsaydı. Bu kadar keskin bir acıyı kim seçerdi.?