"Gülnihal ' den bahsettigimi kim söyledi.?! Sen dururken.!"
Ne saçmalıyordu be bu adam.! Öfkeyle ağa bozuntusunun suratına tokatı yapıştırmıştım. Ama bunun kötü bir fikir olduğunu sonradan anladım.
Yanağının yana düşmesiyle bir iki saniye bekleyip bana döndü Boynundaki damar o kadar hızlı atıyordu ki. Aha dedim şimdi Sıçtın Zehra.
"Sen bana elini mi kaldırdın. !" derken her cümlesinin üzerine baskı yapıyordu.
Elleriyle iki kolumu da kavrayıp kendine doğru çektiği anda kapının çalınmasıyla sekreter içeri girdi.
"Çık dışarı.!"diye bağırken gözleri benim üzerimdeydi.
"Efendim ama babanız hemen yanına gelmenizi emretti. "
"Çık dışarı Aysel.!!"
Bu sefer gerçekten çok fazla bağırmıştı. Yani ben bile korkmuştum.Evden çıkmadan önce tuvalete girmesem şu an altıma yapmış olabilirdim. O derece yani.
"Bu yaptığını sana çok fena ödeticem Zehra Alpay.!"
"Bekliyor olacağım Azad Ağa.!"
Bende yürek mi yedim ne yaptım hala adama ters gidiyorum. Ne için geldik ne yapıyoruz ya. Odadan çıktıktan sonra rahat bir nefes verdim. Hızlıca şirketten ayrılıp her şeyi iyice bok ettim diye düşündüm.
Eve döndüğümde Azize gözlerinde beklentiyle bana bakıyordu. Ne diyecektim ben şimdi ona.?
"Abla. Ablam ne yaptın konuştun mu Azad Ağayla.?"
"Konuştum ablacım konuştum ama bir yola varamadık.Akşamı bekleyip göreceğiz."
.....
Akşam olduğunda KARADAĞ aşireti tek tek gelmeye başlamışlardı. Mahmut Bey hala ortalarda değildi.
Kapıdan içeri girerken yan yana Azad ile konuşan Mahmut'u görünce iyice sinirlerim bozuldu. Bu evliliğe asla izin vermeyecektim.
Kahveler yapılıp ikram edilinceye kadar kimse konuşmamıştı. Sadece bir ara benim kim olduğum konusu dönmüştü ortada. Karşımda oturan Azad Ağa sinirli bakışlarımın hedefiydi. Elimden gelse bir kaşık şu da boğacaktım onu.
Sıra kız istemeye geldiğinde Azad Ağa nın yani ağa bozuntusunun babası lafa girdi.
"Mahmut buraya güle oynaya gelmedik elbelt. Senin oğlun benimde kızım bir cahiller etmiş, töreyi çiğnemişlerdir. Bu pisliği ise kan yerine evlilik temizlemeli."
"Haklısın Ağam. "
"Yani diyeceğim o ki burada adetler gereği bulunuyoruz. Kızın Zehra'yı oğlum Azad'a istiyorum."
Ne dedi o.? Zehra mı dedi. ? Ben mi yanlış anladım. ? Yok yok Zehra dedi.? Vallaha Zehra dedi. Ne oluyor ya burada. Azize ablasıyla göz göze geldiğinde şok üstüne şok yaşıyordu. Kendi evlenmediği için çok mutluyken ablası için üzülüyordu.
Zehra bir an da ayağa kalktığında Mahmut Bey "verdim gitti." demişti.
Yetmez miydi artık bu adamın yaptıkları. Daha önce de Zehra'yı satmıştı. Ve şimdi yine aynısını yapıyordu.
Zehra sinirle tam agzini açacakken Azize'nin ve annesinin çekiştirmesiyle salondan çıkarıldı.
"Ne yapıyorsunuz ya bırakın. !"
"Abla gel lütfen yanlış bir şey söyleme yoksa hepimizi öldürür bunlar."
"Bırak Azize bırak. Ne demek öldürür ya ben asla o Ağa bozuntusuyla evlenmem. Asla.!"
"Tamam abla dur bir bağırma duyacaklar bak. Lütfen gözünün yağını yiyim gel şuraya."
Ben niye burdayım ya düşündüm. Ne için geldim ben buraya.? Yok yok olmaz öyle bir şey. Ben bu gece gidiyorum diye içimden geçirdim. Herkes uyuduktan sonra tüymeyi planladım.
Büyükler düğünün ne zman olacağını düşünürken ben kaçma yollari arıyordum. Aslında işi geceye bırakmadan hazır ortalık kalabalıkken tüymek diye düşündüm. Azize ve Sevgi hanıma sakin olduğumu bir süre düşünmek istediğimi söyleyip odalardan birine girdim. Kapıdan uzaklaştıklarını görmemle gizlice odadan çıktım. Tam koridoru dönmüştüm ki sert bir cüsseyle çarpıştım. Tam düşecek iken beni belime yakalayıp kendine doğru çektiğinde çarptığım kişinin Ağa bozuntusu olduğunu gördüm.
"Nereye böyle müstakbel karıcım.?" Dediğinde ona iğrenerek baktım.
"Senin asla olmadığın bir yere."
"Bana bak eğer kaçmaya falan çalışırsan sadece seni değil tüm aileni öldürürüm anladın mı.?!"
"Kimsin sen ya polis var adalet var bu ülkede. "
"Burda polisde adalet de benim. Bunu o kalın kafana sok.!"
"Ayrıca bugün attığın tokatın intikamını da alacağım unuttum sanma.!"
Kolumdan iterek tekrar beni çıktığım odaya soktu ve kapıyı kapattı.
Hayvan oğlu hayvana bak hele sen.! Davar.! Sığır. ! Hatta ve hatta Ayı. Dağ Ayısı. Ben o kadar şey atlatmışım kaybedecek neyim kalmış ki senden korkacağım be zırto.!
Sinrlendikçe sinirleniyor yerimde duramıyordum. Ulan ne yapacaktım ben şimdi. Diyarbakır beni çok değiştirmişti. Şu üç günde başıma gelmeyen kalmadı yemin ederim diye düşündüm.
Sabaha kadar gözüme uyku girmemişti. Sabah kahvaltı da herkes yerini almış Mahmut davarını bekliyordu. Sonunda gelebilmişti.
"Zehra git hazirlan düğün alışverişi için seni almaya geleceklermiş."
"Ya siz benimle dalga mı geçiyorsunuz.? Ben kimseyle evleniyorum. Alışverişe falan da çıkıyorum. !"
Kolumdan tutarak ayağa kaldırırken Baran'ı ayağa kalkmıştı.
"Sen bana karşı mi geliyorsun bir de kız başına. !?"
"Evet hiç bir kuvvet beni o davarla evlendiremez.! Anladın mı ev-len-di-re-mez.!"
Suratıma inen tokatla yere düşürken Baran babasına bağırıyordu.
"Ne yapiyorsun lan sen gücün ona mı yetiyor. !?"
Yeter artık dayanamıyorum. Nefes alamıyorum. Neden böyle olmuştu. Önce annemi sonra babamı kaybettim ben. Şimdi ise hiç bilmediğim tanımadığım bir adamla evlendirilmek istiyordum. Dudağımdan aşağı bir sıcaklık aktığını hissettiğimde Azize yanıma koşmuştu çoktan.
"Abla dudağın kanıyor."
"Mahmut Özgener bu günü unutma. Bu tokatı bu yüzü unutma. Gün gelecek senden bu yaptıklarının hesabını soracağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHRAZAD [ TAMAMLANDI ]
RomanceEğer aşk bir seçenek olsaydı. Bu kadar keskin bir acıyı kim seçerdi.?