Gizemli

521 10 0
                                    

Gördüğüm kabusla uyandım. Sürekli paranormal olaylar görmek zorundaydım sanki. Pencere kenarına yöneldim. Güneş doğuyordu pencereme. Bu saatte neden uyandığımı bile bilmiyordum. Tüm gece topu topu 2 saat uyumuştum. Pencereden uzaklaşıp banyoya doğru yürümeye başladım. Sağlam bi duşa ihtiyacım vardı. Sağlam ve soğuk. 

 Aynaya baktım. Mor saçlarım çabuk uzuyordu. Sonra bakışlarımı saçlarımdan yüzüme çektim. Gittikte daha da soluklaşıyordum, çok kilo vermiştim ama aksine eskisinden daha güçlüydüm. Üstümdekilerden kurtuldum. Vücudum şekil almaya başlamıştı. 17 yaşında şekilli kollara sahiptim. Spora gitmiyordum üstelik. Belki gitar çalmaktandır diyip güldüm aynadaki aksime.

 Suyu açıp altına girdim. Yaşadıklarımı düşündüm. Çocukken annemi ve babamı kaybetmiştim. Bir ablam vardı hem annem, hem babam yerine hep.

 Duş jelimi alıp vücudumu ovalamaya başladım. Etrafımı saran okyanus kokusu beni derin düşüncelere soktu. Nasılda bırakıp gitmişti beni yaşadığımız şeylere rağmen. Kafamdan bu düşünceleri atıp hızlıca duştan çıktım. 

Diğer kızların aksine hep çabuk giyinen biri olmuşumdur. Eskitilmiş bir kot ve her zaman ki grup tişörtlerinden temiz bir tane çıkartıp bakmadan üstüme geçirdim. Bunu seviyorum. Tarz sahibi olmak iyi bişey. Kıyafet şeçiminde pek zorluk yaşamıyorsunuz.

Makyaj yapmak için tekrardan aynanın karşısına geçtim. Solgun tenimi renklendirmek için allık bile kullanmamam hep insanların garibine gitmiştir. Sevmiyorum. Garip duruyor suratımda. Elime göz kalemimi alıp kirpik diplerime doğru kalın bir çizgi çekip onu yaydım. Rimelimi sürünce makyaj işlemimi bitirdiğime karar verdim. Soluk tenimin aksine dolgun ve kırmızı dudaklarım vardı. Çoğu zaman onlara bişey sürmeme gerek kalmıyordu.

 Aşağı inip kahvaltı hazırlamaya başladım. Rock barlarda, stüdyoda geçen hayatıma karşılık yaptığım tek düzgün şeydi sanırım kahvaltı. Biraz atıştırdıktan sonra anahtarlarımı ve çantamı alıp evden dışarı çıktım. Duş alırken yeterince vakit geçirmiştim. İşe geç kalsam da Deniz abi sorun etmezdi ama bunu sevmiyordum. 

 Neden işe girdin ve ne işi diye sorarsanız, annem ve babam hayattalarken çalışmamı istemiyorlardı. Yazları da dahil. O zamanlar 14 yaşımdaydım. Bu kuralın geçtiğini varsayarak Deniz abinin yanında işe başladım. Aramız hep iyiydi onunla. Dışardan bakılınca dövmeli, yamalı ceketler giyen eroinman gibi gözüksede, yumuşak kalpli bir insandır. Hep abim derdim ben zaten ona. Metrobüs sıkıntısından kurtulup Kadıköy'e ulaşmıştım. Hep sevdiğim yere. Burada pek bişey yapmamama rağmen gayet iyi para koyuyordu cebime Deniz Abi. Dövme yaparken iziyordum onu hep. Çok becerikliydi.

 İçeri giren biri seslendiğinde kafamı kaldırdım. Gerçekten uzun boyluydu ve çekiciydi. Üzerindeki siyah kıyafetlere rağmen çok masum duruyordu. Onun burada ne işi olduğunu düşünmeden edemedim. Bana dönüp konuşmak için ağzını açtığında ilgiyle dinledim. 

 ''Dövmeyi kim yapıyor çocuğum.'' diye alayla konuştuğunda kaşlarımı çattım. Tamam görüldüğün gibi masum değilmişsin işte.

 Kafamla Deniz abiyi işaret ettim. ''İşte orada çürümüş.''

 En fazla 20 yaşında olabilir diye düşündüm. Saçma insan. Çocuğummuş! 

 Bana bakıp alayla güldükten sonra ağır adımlarla ilerledi. Çekici sesiyle boş konuşmasını dinlememek için dikkatimi piercinglere verdim. Bu zımbırtıları gerçekten seviyordum. Üzerimde de fazla taşıyordum ama itici durmuyordu. Dozunu iyi ayarlamıştık Deniz abiyle. Adımın seslenildiği tarafa döndüm.

 ''İrene.'' Dönmez olaymışım. Yine aynı çocuk. Ben cevap vermeyince konuşmaya devam etti. ''Çok değişik bi işmin varmış çocuk.'' 

 ''Evet. Neden adımı öğrenme girişiminde bulundun?''. Gözlerimi ona diktim. Müşterilere sert davranmayı normalde sevmezdim. 

 ''Çocukları severim.'' diyip gitti. Ukala! Kafamı sallayıp boşvermeye odaklanarak işime döndüm. 

İreneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin